Sinsi şeker mutluluğu keser
Böbreklerden gözlerden kalbe sinir sistemine kadar birçok organa sinsice ilerleyip zarar veren diyabet cinsel hayata da darbe indiriyor. Damarlarda bozulmaya yol açan şeker fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açıyor
HASTALIK DOĞRU YÖNETİLMELİ
Şeker hastalığının doğru yönetilmemesi, bazı organ ve dokularda geri dönülmez hasarlara yol açabilir. Bu organlar arasında başta damarlar olmak üzere, böbrek, sinirler, kalp, ayaklar ve gözler gelir. Bu hasarlar akut (hızlı gelişen) hasarlar ve kronik (uzun dönemde gelişen) hasarlar olarak ikiye ayrılır.
CİNSEL HAYATI ETKİLER Mİ?
TİP-2 diyabetik hastalarda cinsel sorunlarla karşılaşılabilir. Bu sorun her iki cinste de diyabet yaşı eskidikçe daha sık görülmeye başlar. Cinsel sorunların gelişmesindeki en önemli neden, diyabete bağlı olarak sinirlerin bozulmasıdır. Bu hastalarda sadece sinirler değil, damar yapısı da bozulur ve sorun daha da ağırlaşır. TİP-2 diyabetli kadınlarda da önemli cinsel sorunlar yaşanır. Bu diyabetiklerde cinsel isteksizlik, vajinal kuruluk ve ağrılı cinsel ilişki zaman içerisinde önemli boyutlara ulaşabilir ve bireyleri ilişkiden uzaklaştırır. Cinsel sorunlar çok açık ifade edilmese de tüm diyabetliler arasında görülme sıklığı yüzde 60-70'tir. Diyabetli bireyler cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara daha yatkın olması nedeniyle hijyene dikkat etmeleri gerekir.
DİYABETT EN NASIL KORUNURUZ?
* Boya uygun vücut ağırlığı hedefleyin.
* Yeterli ve dengeli beslenin. Günde en az 5 porsiyon sebze-meyve tüketin.
* Günlük enerjinin % 25'ini yağlardan sağlayın.
* Kurubaklagilleri, tam tahıl ürünleri tercih edin.
* Günlük alınan tuz miktarını kısıtlayın.
* Haftanın en az 5 günü düzenli olarak en az 30 dakika yürüyün.
* Sigara ve alkolden uzak durun.
* Şayet tüm bu önlemleri alıyor ama kan şekeri kontrolü sağlayamıyorsanız, ameliyatla şekerinizi kontrol altına alabileceğinizi unutmayın.
KRONİK (ZAMANLA GELİŞEN ) ZARARLARI
Kalp-damar hastalıkları
Böbrek hasarları
Diyabetik ayak ülserleri
Göz hasarları
Sinir hasarı
Cinsel güçsüzlük (İmpotans)AKUT (HIZLI GEL İŞEN ) ZARARLARI
Düşük kan şekeri (hipoglisemi): Kan şekeri düzeyinin 50 mg/dl veya altına düşmesi. Çeşitli sebeplerle kan şekeri fazla düştüğünde kişi normal fonksiyonlarını yapamaz.
Ketoasidoz (koma): Diyabetik koma da denilen ketoasidoz, insülin yokluğuna bağlı ağır bir durumdur. Sıklıkla tip-1 diyabetli kişilerde görülür.
Laktik asit birikimi: Vücutta laktik asit birikmesidir. Eğer vücutta çok fazla laktik asit kalırsa denge bozulur ve kişi kendini rahatsız hisseder.
Bakteriyel (mantar) enfeksiyonlar: Diyabetli kişiler, cilt ve tırnaklarda sık olmak üzere tüm organlarda bakteriyel enfeksiyonlara açıktır.
DİYABETE CERRAHİ DARBE!
Çağın vebası olarak da adlandırılan şeker hastalığından (diyabet) ameliyatla kurtulmak mümkün. Doç. Dr. Alper Çelik diyabet tedavisinin hayati öneme sahip olduğunu belirterek şu bilgileri verdi:
İLAÇTAN KURTULUŞ...
Diyabetin tedavisi zordur, ancak imkansız değildir. TİP-1 diyabetin tedavisinde şu an için tek değişmez kural insülin enjeksiyonudur. Bu tip şeker hastalarında vücut insülin üretmediği için insülin kullanmak bir zorunluluktur ve hayat kurtarıcıdır. TİP-2'de ise 'Metabolik Cerrahi' adı verilen cerrahi yöntemler başarıyla uygulanmakta ve hastaların büyük bölümü ilaç ve insüline bağlı yaşamaktan kurtulmaktadır.
HASTALIKLARA ÇÖZÜM
2008'den bu yana kliniğimizde başarıyla uygulanan bu ameliyat sadece diyabetin kontrol altına alınmasını sağlamakla kalmıyor; ayrıca diyabetin getirdiği yüksek tansiyon, ellerde ve ayaklarda yanma ve karıncalanma, ayak ülserleri, böbrek sorunları, görme problemleri, uyku apnesi, kalp damarlarındaki ve karaciğerdeki hasarlar, kolesterol yüksekliği gibi sorunları da yok ediyor ya da büyük oranda düzeltiyor.
NEDEN AMELİYAT?
İlaç tedavisine rağmen diyabet ilerlemeye devam eder. Böbrekler, gözler, sinirler, kalp ve beyin gibi organlara geri dönüşü olmayan ciddi zararlar verir. Hatta organ kayıpları yaşanabilir. Ameliyat; yüksek şekeri kontrol altına alır, tansiyonu düzeltir, böbrekler ve karaciğer üzerine düşen yükü azaltır ve organ hasarını durdurur. Ameliyat sonrası kan yağları ile bunlara bağlı sorunlar da ortadan kalkar. Ayrıca hastalar fazla kilolarından kurtulacağından efektif ve uzun vadeli kilo kontrolü sağlanır.
SADECE TİP-2'YE YAPILIR
Tip-2 diyabet hastalarında pankreastaki beta hücreleri insülin salgılamaya devam eder. Hastanın belirli bir düzeyin üzerinde insülin deposu ve aktivitesine sahip olması ameliyatta başarıyı artırır. TİP-1 diyabet hastalarında gerekli insülin olmadığından ameliyat olumlu sonuç vermez.
YARIN: ŞEKERLE İLGİLİ DOĞRULAR VE YANLIŞLAR
HAZIRLAYAN: HÜLYA BALCI