Acı şeker
Küçük-büyük birçok kişiyi pençesinde kıvrandıran şeker, adının tam tersi acı veriyor. İki çeşidi olan hastalık kontrol edilebiliyor ama kişinin yakasını ömür boyu bırakmıyor...
TİP 2 YAYGIN OLARAK GÖRÜLÜR
Başlıca iki tip şeker hastalığı bulunmaktadır. Tip 1 diyabetli kişilerde yeterli insülin üretimi yoktur ya da çok azdır. Tip 1 diyabet çoğunlukla çocuklar ve ergenlik çağındakilerde gelişir fakat yetişkinlerde de görülebilir. Tip 2 diyabetli kişilerin ise pankreası insülin üretir ama üretilen insülin hedef dokularda etkili kullanılamaz. Tip 2 diyabet, Tip 1'e kıyasla daha sık görülür. Normalde yediğimiz besinler vücudumuzda parçalanarak enerji için kullanılmak üzere glikoza dönüştürülür. Pankreas, kaslarımızın ve diğer dokuların kandan glikozu alıp enerji olarak kullanmalarını sağlar ve insülin hormonu üretir. Besinlerle kana geçen glikoz, insülin hormonu aracılığı ile hücrelere girer.
KARACİĞERDE DEPOLANIR
Hücreler glikozu yakıt olarak kullanır. Eğer glikoz vücudun yakıt ihtiyacından fazla ise karaciğerde depolanır. Şeker hastalığında ise insülin eksikliği veya insülinin vücutta etkin kullanılamaması nedeniyle glikoz kullanılamaz ve kan şekeri yükselir (hiperglisemi). Açlık kan şekeri normalde 70-110 arasındadır. Kan şekerinin yükselmesine hiperglisemi denir. Belirtileri; aşırı susama, fazla yemek yeme, sık idrar yapma, ciltte kuruluk, bulanık görme, halsizlik ve yaraların geç iyileşmesidir.
ÖLÇÜMLERE DİKKAT
Şeker hastalığı olmayan insanlarda kan şekeri açlıkta 70-110 mg./dl. arasında, toklukta (yemekten iki saat sonra) 140 mg./dl.'nin altındadır ve kan şekeri düzeyi açlık halinde 120 mg./dl.'nin, tokluk halinde ise (yemeğe başladıktan iki saat sonra) 140 mg./dl.'nin üstüne çıkmaz. Açlık kan şekeri ölçümünde (en az sekiz saatlik bir açlık sonrası) en az iki değerin 126 mg./dl.'nin üzerinde olması diyabet için tanı koydurucudur.
İNSÜLİN NE DEMEK?
İnsülin vücudumuzda pankreas adı verilen organ tarafından üretilen bir hormondur. Kandaki şekerin hücre içine girmesini sağlar. Tip 1, yani insülin kullanımı gerektiren diyabette pankreas çok az ya da hiç insülin yapamaz. Bu durumda hücrenin içine giremeyen şeker kanda birikir. Kan şekeri düzeyi yükselir. Bu durumda dışarıdan insülin takviyesi alınması zorunlu hale gelir. Kısa, orta ve uzun etkili insülin tiplerinden biri veya kombinasyonu doktorunuz tarafından önerilecektir. İnsülin direnci dokuların (kas, karaciğer ve yağ dokusu) insüline cevabının azalmasıdır.
BESLENME ÖNERİLERİ
Her gün 3 ana, 3 ara olmak üzere 6 öğün yemek gerekiyor. Her öğünde karbonhidratlı besinlerin yanında süt grubu bir besin alınmalı.Karbonhidratlı besinler tek başına alındıklarında kan şekerini aniden yükseltirler. Bu yüzden şekerin kanda daha yavaş yükselmesini sağlayan süt, yoğurt, peynir gibi bir besinle yenmeli.
Günde 20-35 gram posa alınmalı. Her gün sebze, meyve, kepek (yulaf, buğday vb.), kuru baklagiller ile gerekli posa sağlanabilir.
Muz, incir, üzüm, kavun gibi meyvelerin miktarı diyetisyen tarafından ayarlanmalı.
Düzenli egzersiz kan şekerini ve yağlarını normale indirdiği, kan basıncını ayarladığı, kilo verdirdiği için şeker hastaları uygun egzersiz programı oluşturmalı.
Diyabetik ürünlerle diyet ürünlerinin aynı olduğu düşünülmemeli; içindekiler listesi mutlaka okunmalı. HİPOGLİSEMİ NEDİR?
Kan şekerinin gerektiğinden daha düşük olması durumuna hipoglisemi denir. Kan şekeri düzeyi 60 mg /dl. altında bulunduğu takdirde hipoglisemiden şüphelenilir. Açlık, titreme, terleme, çarpıntı, huzursuzluk, başkarın ağrısı, bulanık görme, uyuşukluk, konuşma zorluğu, kalp atım hızının artması, sinirlilik hipoglisemide görülen belirtilerdir. Hipoglisemide taze meyve suyu, şekerli içecek, bal ve reçel gibi gıdalar alınmalıdır.
YARIN: SAVUNMANIZI GÜÇLENDİRİN
Taylan Kümeli