"BİR ERKEĞİN DOĞUMU, BABASININ ÖLÜMÜYLE BAŞLAR"
Babanız kanser olduğunu nasıl öğrendi?
1999 yılının sonlarına doğru babaannemi götürdüğü doktorun dikkati üzerine kolon kanseri olduğu fark edildi. Teşhis erken değildi, kanser üçüncü evresindeydi. Doktorlar, babam onlara ne kadar yaşarım diye sorduğunda "altı ay" diye cevap verdiler. Ama o yılmadı tam on sene daha kanserle savaştı ve kolon'la başlayan kanser maceramız, karaciğer, böbrek, akciğer"e metastaz yaparak devam etti.
Babanızın kolon kanseri olduğunu öğrendiğinizde bu konu hakkında ne kadar bilgiye sahiptiniz?
Hiçbir şey bilmiyordum. 18–19 yaşlarında bir üniversite öğrencisiydim o zamanlar. Tek bildiğim şuydu: kanser diye bir şey var; gelir, öldürür, alır ve gider…
O gün neler hissettiniz?
Babamın kanser olduğunu öğrendiğim gün benim hayatım değişti. Her şey değişti. Bütün ailenin yükünün bir anda üzerime yıkıldığını düşündüm. Babanız öldüğü zaman anneme ve evimize ben bakmak zorunda kalacaktım; bunları düşündüm. Bir erkeğin doğumu babasının ölümüyle başlar aslında. Yoksa erkek, babası sağken, her zaman çocuktur.
"NE İSTİYORSA ONU YAPTI"
Kazım Kanat'ın vefat sebebinin aslında zatürree olduğunu biliyoruz. Peki, zatürreeye, kanser olduğu dönemde zayıf düşen bünyesi sebep olmuş olabilir mi?
Babam aslında dört farklı kanser türünü atlattı. Bunlardan birisi de akciğer kanseriydi. Akciğerindeki iki lobdan birisi ve diğer lobdaki üç parçadan birisi ameliyatla alınmıştı. Dolayısıyla %25 kapasiteyle nefes alıyordu. Böyle bir durumdayken zatürree olmaması gerekiyordu. Kendisine üstü açık araba aldı, orada rüzgâr yedi. Sonra teknesinde uyudu. Yani yapmaması gereken her şeyi yaptı. Her gece bir kadeh içkisini mutlaka içerdi.