İzmir'in hemen yanı başında çok özel kişilerin katıldığı bir toplantı yapılmış ve Ankara'dan gelen çok sayıda etkili kişi de burada yerini almıştı! Yüzde yüz iyi niyetli olduğunu düşündüğüm dostlar, o toplantıda konuşulan ana konunun 25 MART olduğunda ittifak halindeydi! "Ne olacak ki?" diye sorduğumda "Hükümeti yerle bir edecek KASETLER çıkacak!" cevapları geldi!
Abartmadan bana ulaşanların hepsi aynı şeyi söylüyordu! Sonra bunlar kesildi, derken geçtiğimiz gün biri ısrarla arayıp ulaştı! Kısa ve net konuştu: 25 Mart'ta bambaşka bir Türkiye olacak, bilginize! Kimse kalmayacak!
Birileri 25 Mart'a çok inandı! İnandırıldı!
En son arayan arkadaşımıza "Sen hiç davulla zurnayla yapılan bir operasyon gördün mü? 17 Aralık'ı biliyor muyduk?" diye sorunca sessizlik oldu!
Belki yine bir şeyler çıkacak! Bilemiyorum!
Ama sonuç alamayacaklarını görmüş olmalılar! OPERASYONLAR kalabalıkların fikirlerini, duruşlarını ve istikametlerini değiştirmek için yapılır! Şimdi millet kararını vermiş durumda! Kasetle Erdoğan'ı götüremeyeceklerini anladılar!
Dolayısıyla 25 MART'ta Türkiye sarsılmadı, Erdoğan götürülemedi, istedikleri olmadı!
Ama beklenen günden bir gün önce, 24 Mart'ta İstanbul'da çok önemli bir şey oldu!
Bir toplantı! Basına da açık!
İçinden geçtiğimiz türbülansı açıklayan en güzel gelişme burnumuzun dibindeydi!
Davetliydim, gidemedim! Herkes tapelerle, montajlarla, sızıntılarla, 25 Mart'la uğraşırken onlar yine matematikten sapmadan gidiyorlardı! Alacaklarının, hedeflerinin peşine düşüyorlardı!
Peki kim gelmişti ve ne söylemişti?
Kraliçe'nin KIZLARINDAN olan Londra Finans Merkezi Başkanı Fiona Woolf geldi!
Bizler içeride birbirimizi yerken ROL çalmak istedi! Geleceği okudukları için Türkiye'yi Türkler'e bırakmaya niyetleri yoktu! Türkiye büyük ülke olur ancak pastayı onlar yerdi! Hep böyle olmuştu!
Britanya İmparatorluk ve Saint John Nişanı sahibi olan WOOLF, Edinburgh kentindeki St. Margaret Koleji'ni birincilikle bitirdi. Ardından Keele Üniversitesi ve Strasbourg Üniversitesi'nden üst derece ile mezun oldu. Kısa zamanda ülkenin en tanınmış avukatları arasına girdi!
Finans dünyasıyla ilgili hazırladığı tez, 1997 yılında Kraliçe II. Elizabeth'le tanışmasını sağladı.
Harvard'da ders verdi...
Gönüllü olarak bir yıllığına yapılan "London City" Belediye Başkanlığı'na (Lord Mayor) seçildi... Kentin 800 yıllık tarihi boyunca başkan olan ikinci kadın Woolf'tu... Tartışmasız İngiltere'nin en güçlü 50 isminden biriydi!
Peki Woolf ne dedi?
Bakalım! "Güzel bir pasta yapmak için bütün malzemelerin hazır olması gerekir. İstanbul hali hazırda hem İslami hem de bölgesel finans merkezi haline gelmek üzere.
Uluslararası finans merkezi olmak için de yapılması gereken şeyler var. Bunun için İstanbul'la işbirliği yapıp pastayı büyütebiliriz. Avrupa ile Ortadoğu ve Asya piyasaları arasında finans merkezi açısından bir boşluk olduğu ortada. İstanbul'un özellikle İslami finans alanında sermaye kaynaklarına çok yakın olduğunu da biliyoruz" dedi...
Sonra da ağzından baklayı çıkardı: "Londra Borsası'nda 50 Sukuk fonu mevcut. Bu alan bizi çok heyecanlandırıyor.
Dünyada pekçok finans merkezi var ve dolayısıyla sermaye de gideceği pazarı araştırıyor. Dolayısıyla yatırımcılar kaos olan bir yerdense riski az merkezlere yatırım yapmayı tercih ediyorlar. Londra'da 250 yabancı banka, 200 farklı HUKUK FİRMASI ve ciddi bir yabancı yatırım var.
Şehir çok açık ve davetkar bir iş ortamına sahip. Öngörülebilir ve istikrarlı HUKUK ÇATISI yatırımı çekiyor..."
Yani hanımefendi diyor ki; ARAPLAR'ın parasını size yedirmeyiz! Eğer sen parayı bana bırakacak olursan ben de YARGI-HUKUK üzerinden ülkeyi karıştırmaya son veririm!
Peki, bir soru daha!
WOOLF bunları kime güvenerek söylüyordu! Çünkü sorulması gereken buydu!
Hiç uzatmadan cevaplayayım. En yakın dostu, sırdaşı ve yol arkadaşı Rothschild CEO'su Lady Lynn de Rothschild'e sığınarak ve güvenerek açık açık konuşuyordu!
Peki Lady Lynn kimdi?
En güçlü YAHUDİ KADNLARIN başında geliyordu! New Jersey'de doğdu.
POMONA Koleji, ardından Columbiya Hukuk Fakültesi'ni bitirdi! Özel hayatı da hızlıydı! Tam üç kez evlenip boşandı!
Dünyanın en önemli hukuk bürolarında staj yaptı! Sonra telekomünikasyon devi milyarder John Kluge ile tanıştı ve birlikte yürüdü! KABLOLARA merak sardı!
Ailenin internet üzerinden hızla yükselen ismi oldu!
Latin Amerika'dan ABD'ye, oradan Avrupa'ya kadar pekçok şirketin sahibiydi!
Hem de kısa süre sonra! 1997'de Almanya'dan Fransa'ya, Lüksemburg'dan İsviçre'ye kadar yerin altına binlerce kilometre KABLO döşeyerek kontrolü ele geçiriyordu! Öyle bir aileden geliyordu ki tanıdığı en hafif isim milyarderdi!
Zaten bu nedenle ESTE LAUDER, THE ECONOMIST GROUP, WEATHER CENTRAL LLC, CHRISTIES INTERNATIONAL gibi onlarca dev şirketin yönetim kurulunda yer alıyordu! 49 dev şirkette söz söyleme yetkisi vardı! Hem de son sözü!
En önemi dostlarının başında BARONLARIN SIR KÜPÜ Kissenger geliyordu! 1998'de Kissenger kendi eliyle İskoçya'da yapılan BILDERBERG'e onu götürdü! Ve orada devlere karşı konuşma yapmasını sağladı! Zaten İKİNCİ eşini de orada Kissenger aracılığıyla bulduğu iddia edildi!
Bayan Rothschild hala yılın 6 ayını Amerika'da, 6 ayını ise Londra'da geçirir!
Hem Clintonlar'ın hem de John McCain gibi isimlerin çok yakın dostudur! Hem Demokratlar'a hem Cumhuriyetçiler'e para yağdıran ender isimlerdendir!
İlişkilerinde ŞANSA yer yoktur!
YAHUDİ OLMAKLA gurur duyan bu kadının, kişisel serveti birkaç milyar dolar görünse de 2 trilyon doları yönettiği bilinmekteydi!
İşte bu aile, yani ABDÜLHAMİT'i devirip Cumhuriyet'i kurduran aile ORTADOĞU'dan aldığı pastayı büyütmek, bize ise sadece KOKLATMAK istiyor!
Erdoğan da ta baştan beri buna yanaşmadığı için saldırı altında!
Şimdi Ankara'nın üzerine çullanan PARALEL YAPI ya da her ne ise arkasında bu güç var!
Sorun şu ki; MÜSLÜMAN GÖRÜNENLER aslında hiç MÜSLÜMAN'ı dost edinmedi!
Arkalarında ve yanlarında hep birkaç YAHUDİ aile vardı!
Yarın bir bakarsınız Lady Lynn de Rothschild'in de PENSILVANYA müdavimi olduğu ortaya çıkar!
Gerçeklerin zamanla ortaya çıkma gibi kötü bir huyu var ne de olsa...
Aman gözümüzü açalım!
İsmini bile duymadığımız çok kudretli kişiler perde arkasında AKRABA!
Bunu anladığımız anda bir adım bile gelemezler!
Gelseler de bir araba sopa yer giderler!
KADINA el kaldırmayacağımızı bildikleri için şimdi HANIMLARI yolluyorlar!
Dede Rohtschildler'den torun Rothschildler'e geldik!
Az şey mi?
