CHP+Gülen taktik değiştirdi

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 24 Mart 2014 Güncelleme 24 Mart 2014, 02:01
CHP+Gülen taktik değiştirdi

İÇİNDEKİLER

Hükümeti devirmek için ortaklık kuran Fethullah Gülen ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun aniden çözüm sürecine sahip çıkmaya başlamaları, dikkatinizi çekmiştir.
Peki bunu nasıl okumak lazım? Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başarıyla sürdürdüğü çözüm sürecinde, muhalefet cephesinin yetersiz kaldığını gören küresel koalisyonun, yeni bir taktiği devreye sokmak zorunda kaldığı dikkatlerden kaçmıyor.
Taktik değişikliğine giden süreç şöyle gelişti:
17-25 Aralık operasyonları, adli-polisiye hikâyeden çok daha öte bir anlam taşıyordu. TIR operasyonları, Öcalan'ın sorgulanmasından sızdırılan montajlanmış görüntüler, Başbakan'ın yakınlarının ve çalışma arkadaşlarının sızdırılan telefon görüşmeleri bir paket olarak büyük bir operasyonun yapı taşlarını oluşturuyordu.
Paketin içinde hedefe konan başlıkların önde gelenlerinden birisi de çözüm süreciydi.

Paralel konuşmalar!

Çözüm süreci yaşanan birçok sıkıntıya karşın 2013 yılına damgasını vuran en önemli gelişme olarak tarihteki yerini almış. Aziz halkımızın büyük çoğunluğunca destek görüyordu.
100 yıllık bir kangren olmuş sorun çözüm yoluna girmiş, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başarı hanesine altın harflerle yazılmaya başlanmıştı.
Türkiye'yi atağa kaldıracak düşünce dünyasının temsilcisi Erdoğan olurken, 17 Aralık darbesi için bir araya getirilen koalisyonun CHP-Kılıçdaroğlu ve Cemaat-Fethullah Gülen, çözüm süreci mimarisinin tam karşısında pozisyon almıştı.
STRATEJİK AKIL, sıkıntıyı gördü, muhalefetin bu konuda zayıf kaldığını anladı, bir çıkış yapılması için taktik değişikliğine gitti. "AK PARTİ Hükümeti zemin kaybederse, bir tehlike olmaz" algısını oluşturmak için, önce Gülen, sonra Kılıçdaroğlu'nun konuşmaları sağladı. Yaratmak istedikleri yeni bir iktidar bloğunun çözüm sürecini devam ettireceği taktiğini devreye soktu.

Peki kimle yapacaklar!

Tarih, 29 Ocak 2014... Gülen, BBC'ye yaptığı açıklamalarda çözüm sürecine bakış açısını ve yaklaşımını ilk elden yansıttı. "Ne Oslo görüşmesi, ne PKK'nın adadaki insanıyla görüşme mevzuu, ne dağdakilerle görüşme mevzuu, onun karşısında olmadık" demek zorunda kaldı.
Tarih, 18 Mart 2014... Tunceli mitinginde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aniden "Barış süreci devam edecek" açıklamasını yaptı.
Kılıçdaroğlu, 'CHP gelince barış süreci biter diyorlar' diyorlar. Bakış süreci kimsenin tekelinde değildir. CHP iktidarında Barış ve Çözüm Süreci asla sona ermeyecek" diye konuştu.
Devlet vatandaşlarına karşı her şeyden önce adil olmalı. Temel hak ve hürriyetleri başka değerler karşısında pazarlık unsuru olarak görmemeli, kullanmamalı. O bölge, tarih boyunca medeniyetlere beşiklik yapmış, çok zeki insanları barındırmış. Türkiye, bunu yaparken Kürt vatandaşlarına gerekli hak ve hürriyetleri tanımanın yanında diğer coğrafyalarda yaşayan Kürtlere de yardım elini uzatmaktan geri durmamalı.
O insanlarla da kültürel ve tarihî bağlar yeniden kuvvetlendirilmelidir.

SONUÇ: ÇÖZÜM SÜRECİNİ ERDOĞAN OLMADAN KİMİNLE YAPACAKLAR? Ülkemizin geleceği için, kardeşliğin için bu sürecin çok değerli olduğu gerçeğini aziz halkımız görüyor.
Süreç,seçimlere kurban edilmemelidir.
Bir tek Birileri yürümüyor, yürümemeli gibi söylemler sarf ediyordu. Düne kadar, "AK Parti olmasa da olur, Başbakansız da olur" diyorlardı, birden değiştiler. Peki nasıl olacak? CHP ile mi olur, MHP ile mi olur? Nasıl yapacaklarını da bu aziz halkımıza anlatmaları beklenmektedir.