"Kimse bizi test etmeye kalkmasın"

Başbakan Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı 1. Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi, Başbakanlık Merkez Bina'daki görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan Ankara -Şam gerginliği hakkında da açıklamalarda bulundu.

Giriş Tarihi 04 Ekim 2012, 00:00 Güncelleme 04 Ekim 2012, 22:03
Kimse bizi test etmeye kalkmasın

İÇİNDEKİLER

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'den atılan top mermisinin Akçakale'ye düşmesine karşılık verilmesiyle ilgili, ''Bizler bu bölgede sadece barış, güvenlik istiyoruz. Bizim derdimiz bu. Bizim asla savaş çıkarmak gibi bir derdimiz olamaz'' dedi.

"KİMSE BİZİ TEST ETMEYE KALKMASIN"
Suriye'den atılan top mermisinin Akçakale'ye düşmesine karşılık verilmesiyle ilgili olarak Başbakan Erdoğan, ''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ve sınırlarını korumaya muktedir bir devlettir. Hiç kimse bizim bu konudaki kararlılığımızı test etmeye kalkmasın'' dedi.

"BENZER SALDIRILAR DAHA ÖNCE DE OLDU"
Başbakan Erdoğan, Suriye'den atılan top mermisinin Akçakale'ye düşmesine karşılık verilmesiyle ilgili, ''Bilinmesinde fayda var. Suriye tarafından ülkemize yapılan bu saldırı ilk değildir. Dana önce ne yazık ki 7 kez aynı şekilde bu saldırılar oldu'' dedi.

"TARİHE HESAP VEREMEYECEKLER"
TBMM'de kabul edilen sınır ötesi operasyon tezkeresiyle ilgili olarak da fikirlerini dile getiren Başbakan, ''Tezkere karşısında direnenler tarihe bunun hesabını veremeyeceklerdir. Biz de meydanlarda halkımıza tezkereye karşı direnenleri anlatacağız'' dedi.

"MİSLİYLE KARŞILIK VERİLDİ"
Akçakale'de dün yaşanan olayı bir ülkede yaşanan çatışmanın sınır ötesini de etkilemesi gibi sıradan bir hadise olarak telakki edemeyeceklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bildiğiniz gibi, dün akşam yoğun bir çalışma, yoğun bir değerlendirmeyle gerek Genelkurmay Başkanım, ilgili Genelkurmay'dan arkadaşlarımız, Başbakan Yardımcım, Dışişleri Bakanım, Adalet Bakanım, İçişleri Bakanım, ilgili müsteşar arkadaşlarımız hep birlikte geç saatlere kadar çalışmalarımızı sürdürdük. Tabii burada ulusal güvenliğimize yönelik bu saldırıya, bu provokasyona, olayın hemen akabinde misliyle karşılık verilmiş, belirli hedeflerin vurulması yoluna gidilmiştir."

''GÖRÜŞÜLEN HER ÜLKE BU SALDIRIYI ŞİDDETLE KINAMIŞTIR''
Verdikleri notaya rağmen Suriye'nin bu konuda herhangi bir geri adım atmadığını anlatan Erdoğan, ''Basit bir bahanesi vardı, bahane de şu, 'Biz bunu asilere karşı yapıyoruz. Tabii ülkesinde direniş mücadelesi veren muhalif güçler var. Suriye rejimi bunu asiler olarak değerlendirebilir, bizim de bakışımız daha farklı olabilir. Nitekim biz tabii Suriye rejiminin baktığı gibi bakmıyoruz ve onlara mazlum olarak bakıyoruz, mağdur olarak bakıyoruz. Çünkü 30 bin insanın öldürüldüğü bir ülkede, sadece bizim ülkemizde şu anda 100 bin sığınmacı var. Bir o kadar Lübnan'da var. Daha fazlası Ürdün'de var. Ülke içinde ise 2.5 milyon şu anda adeta evlerinden, yurtlarından çıkmış, göçmen durumunda olan kendi halkı var. Böyle bir yapı'' diye konuştu.

Bütün bu tabloya karşı dün atılan top mermisinin, 5 Türk vatandaşının ölümüne neden olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Bir polisimiz ağır, 11 ayrıca vatandaşımız ki 2'si bunların da yine polis, şu anda yaralı, onlara da Allah'tan şifalar diliyorum'' dedi.

"BM'DEN ADIM ATMASINI İSTEDİK"
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Yoğun bir şekilde önce biz uluslararası hukukta yerimizi güçlendirmek için başta Dışişleri Bakanım olmak üzere bütün ilgili arkadaşlarımız yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürdüler. Gerek Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Güvenlik Konseyi'nin daimi ve geçici üyeleri olmak üzere hepsi arandı. Bunun yanında Birleşmiş Milletler ve Arap Ligi'nin şu anda özel temsilcisi olan Rahimi aynı şekilde arandı. Kendisiyle defaatle görüşmeler yapıldı. Bu arada NATO Genel Sekreteri arandı, kendileri, olağanüstü, NATO büyükelçileri toplantıya çağrıldı ve bu toplantıdan da bizim göndermiş olduğumuz kendilerine, biz bu tür bir metin bekliyoruz ve bu metin de NATO'dan aynı şekilde oy birliğiyle geçti. Bu arada biz BM Güvenlik Konseyi'nin de hemen süratle adım atmasını istedik, onlar da çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu saldırıyı kınamaları noktasında görüşülen her ülke bu saldırıyı şiddetle kınamıştır, kınamaya da devam etmektedirler ve biz de bu süreci bu şekilde devam ettiriyoruz.''

''YÜREKLERİMİZ YANIYOR''
''Bizler bu bölgede sadece barış, güvenlik istiyoruz. Bizim derdimiz bu. Bizim asla savaş çıkarmak gibi bir derdimiz olamaz'' diyen Erdoğan, ''Savaşın getirdiği neticeler Irak'ta ortadadır, Afganistan'da ortadadır ve şu kısa sürede Suriye'de 1.5 yıl içindeki bedel ortadadır. Buna bizim 'evet' dememiz zaten mümkün değil. Biz bunun için süratle durdurulmasını istiyoruz. Çok açık net söylüyorum, ben Rahimi kardeşime de söyledim. Şahsımın, tüm teşkilattaki arkadaşlarım, hepsinin şu anda, bizim yüreklerimiz yanıyor, ciğerlerimiz dağlanıyor. Çünkü burada bu insanların bu şekilde öldürülmesine, bir Müslüman'ın bir Müslüman kardeşini bu şekilde katletmesine tahammül edemeyiz'' ifadelerini kullandı.

"ZALİMLERİN YANINDA YER ALAMAYIZ"
Bunun bir zulüm olduğunu ve zalimlerin yanında yer alamayacaklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Bakın bütün bu olaylardan sonra yine bugün bir tane top mermisi de Hatay Altınözü'ne düştü. Şimdi bir taraftan kazaen oldu deniliyor, hataen oldu deniliyor, öbür taraftan bugün yine aynı şey oluyor. Bu nasıl kazadır, bir kere kaza, iki kere kaza, üç kere kaza, dört kaza, beş kaza, altı kaza, yedi kaza, sekiz kaza, nasıl oluyor bu iş? Onun için biz tüm dostlarımızı da bu konuda hassas olmaya davet ediyoruz.''

"TEZKERENİN ASIL AMACI CAYDIRICILIK"
''Meclis'te bu sabah kabul edilen yetki tezkeresinin esas amacı da caydırıcılığımızı tahkimdir'' diyen Erdoğan, ''Malumunuz, savaş ve çatışmaları engellemenin en önemli araçlarından biri de etkin caydırıcılıktır. İşte şu anda TBMM'nin içerisinde bu tezkereyi destekleyenler olmuştur, bir de bu tezkerenin karşısında direnenler olmuştur. Ama bu tezkerenin karşısında direnenler, tarihe bunun hesabını veremeyeceklerdir. Ve biz de tabii ki meydanlarda halkımıza bu tezkereye karşı direnenleri çok açık, net herkese anlatacağız'' şeklinde konuştu.

"İRAN İLE TİCARET HACMİMİZ BÜYÜYECEK"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile İran arasındaki ticaret hacmini,gelecek yıl sonuna kadar yıllık 30 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini belirterek, ''Yaklaşık 150 milyon nüfusa sahip Türkiye ve İran bunu başarır. Altyapı bu işe müsait, yeter ki irade beyanının karşısında karşılıklı olarak duralım'' dedi.

Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı 1. Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi ile yaklaşık 4 saat süren baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Rahimi'yi Türkiye'de görmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirten Başbakan Erdoğan, Rahimi ile gerek baş başa gerekse heyetler arası görüşmelerde Türkiye-İran ilişkilerinin özelikle 2010-2011 ve bu yıl gelmiş olduğu noktayı değerlendirme fırsatı bulduklarını söyledi. Türkiye ve İran'ın 2010 yılındaki görüşmelerde koyulan hedeflere doğru hızla ilerlediğini vurgulayan

Erdoğan, şöyle devam etti: ''2011'de 16.5 milyar dolara, yaklaşık rakamlar veriyorum, ulaştık. Bu yıl ise bu rakamın yaklaşık şöyle 1.5 yıl içerisinde, bu gidişle 30 milyar doları yakalayalım iradesini, birlikte Rahimi kardeşimizle koymuş bulunuyoruz. Ben olaya, bu ekonomik aramızdaki ilişkilerle girerken, atılan bu adımlarda da geçen yıllardaki aleyhimize olan dış ticaret açığının da süratle dengelenmesi noktasında her türlü adımı da atma noktasında Rahimi kardeşimden teyidi almış olduk. Çalışmalarımızı, aramızdaki ürünlerin satışı noktasındaki kalemleri ki bunlar yaklaşık 240 kalem bir mal söz konusu, ürün söz konusu ve bu ürünler noktasında da arkadaşlarımız, 25 ürün var ki bunlar ağırlıklı sanayi ürünü bunlar konusunda da çalışmaları sürdürecekler, inşallah yarın bunu da nihayete erdirecekler.''

''HEDEF 30 MİLYAR DOLAR''
Başbakan Erdoğan, İran ile Türkiye arasındaki ilişkilerin birçok alanda gelişmesi için ilgili bakanlara talimatlar verdiğini ifade ederek, ''İki komşu ülkeyiz ve derin tarihi birlikteliğimiz var, bunu bu süreç içinde de kararlı bir şekilde sürdüreceğiz'' dedi.

Görüşmelerin akşam yemeğinde de devam edeceğini hatırlatan Erdoğan, enerji konusunun yemekte de gündeme geleceğini bildirdi.

Erdoğan, İranlı bir gazetecinin, ''karşılıklı alışverişi geliştirmek için ne tür işler yapmak istiyorsunuz? İran gazının Türkiye üzerinden Avrupa satışı yıllardır gündemde, yıllar geçmesine rağmen sonuca ulaşmadı. Bu konuda ne tür görüşlerimiz var'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''10 yıl öncesine gidersek durum daha felaket, 3.5 milyar dolar rakamdan buralara geldik. Şu andaki süreç ve verdiğimiz kararlar, metinler üzerindeki çalışma, irade beyanı, özellikle önümüzdeki yıl sonuna kadar 30 milyar doların üzerine de çıkmayı hedefliyor. Başarır mıyız bunu? Yaklaşık 150 milyon nüfusa sahip Türkiye ve İran bunu başarır. Altyapı bu işe müsait, yeter ki irade beyanının karşısında karşılıklı olarak duralım.''


''GÜVENLİĞİ AÇIKÇA TEHDİT EDER HALE GELMESİ ENDİŞE VERİCİ''
Suriye'deki krizin bölgesel barış ve güvenliği açıkça tehdit eder hale gelmesinin endişe verici olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bunun nasıl çözüleceği noktasında da İran ile müşterek çalışmalar içindeyiz. Bu çalışmaları daha da yoğunlaştırmak suretiyle ne gibi adımlar atacağımız noktasında ben Dışişleri Bakanımı zaten talimatlandırdım. Aynı şekilde İran, kendi Dışişleri Bakanını talimatlandırmış durumda. Dışişleri Bakanlarımızın kendi aralarında zaten bu konuyla ilgili görüşmeleri devam ediyor. Bundan sonra da aynı şekilde bunun farklı bir yoğunlukta devam edeceği kanaatindeyim. Fakat bizim artık süratle buradan bir netice çıkarmamız inanıyorum ki çok çok büyük önem arz ediyor. Bugün yaptığımız bu yoğun, karşılıklı toplantılarımız da bakan arkadaşlarımız, ilgili diğer birimler var bakanların dışında. Onların karşılıklı olarak sektörel bazda yaptıkları görüşmeler, bunlar yarın da devam edecek ve bu şekilde Türkiye-İran arasındaki bu heyetler arasındaki görüşmeyi de inşallah en verimli şekilde, en güzel şekilde neticelendireceğiz ve enerji konusunda da yine değerli kardeşimle biraz sonra akşam yemeğinde görüşmelerimizi devam ettireceğiz.'