Davutoğlu ve Cameron'dan ortak açıklama

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile İngiltere Başbakanı Cameron ortak basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu...

Giriş Tarihi 09 Aralık 2014, 00:00 Güncelleme 09 Aralık 2014, 22:01
Davutoğlu ve Cameron’dan ortak açıklama

İÇİNDEKİLER

Davutoğlu ve İngiltere Başbakanı David Cameron, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirdikleri yaklaşık 1,5 saat süren baş başa ve heyetlerarası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türkiye ve İngiltere'nin çok yakın, ilişkileri son derece derinlere giden müttefik iki ülke olduğuna işaret eden Davutoğlu, Cameron'un ziyaretiyle iki ülke işbirliğini geniş kapsamlı istişare etme imkanı bulduklarını söyledi. Türkiye ve İngiltere'nin ikili ilişkilerinin gelişmesinden büyük memnuniyet duyduğunu vurgulayan Davutoğlu, iki ülke arasındaki 15 milyar dolara artan ticaret hacmini 19 milyar dolara çıkarma hedefinde olduklarını, yatırımları karşılıklı artırma kararlılığında bulunduklarını belirtti.

Başbakan Davutoğlu, son 12 yılda Türkiye'ye 7,5 milyar doları aşan İngiliz yatırımının geldiğini, bunları artırma ve ekonomik işbirliğini üçüncü ülkelerde birlikte çalışarak genişletme kararlılığında olduklarını ifade etti.

Cameron'a, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine verdikleri destekten dolayı teşekkür eden Davutoğlu, "Türkiye ile İngiltere'nin görüşleri gerek AB bağlamında gerekse küresel ekonomik kriz bağlamında örtüşen görüşlerdir" dedi. Cameron ile Avustralya'daki G20 Zirvesi'nde de samimi görüşmeler gerçekleştirdiğini hatırlatan Davutoğlu, Türkiye'nin G20 dönem başkanlığında da İngiltere ile çok yakın istişari işbirliği içinde olacaklarına işaret etti.




Başbakan Davutoğlu, mevkidaşıyla bölgesel konuları da detaylı ele aldıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Görüşmemizin önemli kısmı Suriye ve Irak'ta yaşanan kriz ve bunun uluslararası, ulusal güvenliklerimize yaptığı etki oldu. Türkiye çok açık şekilde Suriye krizinin başından itibaren, Arap Baharı'nın başından itibaren, Ortadoğu'daki değişimin halkların iradesiyle içselleştirici, kuşatıcı bir siyaset anlayışıyla olması konusunda ilkesel bir tutuma sahiptir. Suriye'de rejimin baskılarına ve zulmüne karşı sesimizi yükseltirken de Suriye'de, Irak'ta ve dünyanın neresinde olursa olsun uluslararası terörizme karşı çok açık bir tavır aldık. Bu iki konu birbirinin alternatifi değildir. Suriye rejimine karşı çıkmak, uluslararası teröre herhangi şekilde müsamaha göstermeyi meşru kılmaz. Uluslararası terörizme karşı çıkmak, kendi halkını, 300 bin insanı hunlarca öldüren bir rejime meşruiyet kazandırmayı haklı kılmaz. Bu konuda Sayın Cameron ile temel meselelerde tam bir fikir birliği içindeyiz.

Irak'taki gelişmeleri ele aldık ve Irak'ta kuşatıcı bir hükümetin kurulmasından duyduğumuz memnuniyeti paylaştık. Irak ziyaretim konusunda kendisine bilgi aktardım. Irak'ta ve Suriye'de IŞİD terörüne karşı nasıl bir işbirliği yapılacağı konusunu da kapsamlı bir şekilde ele aldık. IŞİD terörüne karşı yapılacak işbirliği çok kapsamlı bir stratejiyi de beraberinde getiriyor. Böyle bir strateji ihtiyacı benzer örgütlerin bir daha bu topraklarda çıkmaması için zarurettir. IŞİD bölge halkları için tehdittir, Türkiye için tehdittir, uluslararası toplum için tehdittir. Bu konuda hepimizin işbirliği yapması zaruridir. Türkiye ve İngiltere arasında istihbarat işbirliği de dahil olmak üzere ciddi bir ortak çalışma vardır. Bundan sonra da bu istihbari işbirliğimizi, teröre karşı mücadele konusundaki kararlılığımızı sürdürme konusunda da mutabık kaldık. Teröre karşı mücadele bağlamında ayrıca sadece IŞİD değil, bütün bölgede, ülkelerimizi tehdit eden diğer terör örgütlerine karşı da birlikte hareket etme konusu anlaştığımız bir husustur."

"TERÖRÜN SURİYE'DE YUVALANMASINA SEBEP OLAN REJİMİN MEŞRUİYETİ BİZİM İÇİN BİTMİŞTİR"
"Uluslararası terörün Suriye'de yuvalanmasına sebep olan rejimin Suriye'deki meşruiyeti bizim için bitmiştir" diyen Başbakan Davutoğlu, Suriye rejiminin kendi halkına dönük barbarca saldırılarına karşı uluslararası toplumun aktif ve kararlı bir tutum alması gerektiğini vurguladı.

Türkiye'de 2 milyona yakın Suriyeli mülteci bulunduğunu, bunlardan 1,6 milyonunun Suriye rejiminden, yaklaşık 400 bininin de IŞİD'in saldırıları sebebiyle Türkiye'ye sığındığını anlatan Davutoğlu, "Türkiye olağanüstü bir mülteci yükünü, bütün dünya adına üstlenmiş durumunda. Bizim dünyadan, başta İngiltere olmak üzere dost ve müttefik ülkelerden beklentimiz bu Suriyeli mülteciler konusunda hem uluslararası duyarlılığı artırmak, birlikte bu yükü omuzlamamız, hem de yeni bir mülteci akını olmaması için güvenli bölgede dahil olmak üzere bütün opsiyonları birlikte konuşmamız, görüşmemiz ki Suriye'deki acılara bir son verebilelim. Bütün bu konularda benzer bir fikre sahip olmaktan, ben büyük bir memnuniyet duydum" değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Davutoğlu, Türkiye ve İngiltere liderlerinin bir araya geldiklerinde ele aldıkları bir konunun da mutlaka Kıbrıs olduğuna dikkati çekerek, Cameron'a son yaptığı Atina ziyareti konusunda kapsamlı bilgi aktardığını bildirdi. Davutoğlu, "İki garantör ülke olarak, Yunanistan ile de üçüncü garantör ülke olarak, Ada'daki barış görüşmelerinin bir an önce başlaması yönünde ortak bir tutuma sahibiz. Bu barış görüşmelerinin biran önce başlaması ve doğalgaz kaynakları da dahil Ada ile ilgili bütün sorunların iki taraf arasında konuşularak çözülmesi ve tek taraflı adımlardan kaçınılması ortak bakış açımızı oluşturuyor" dedi.

Davutoğlu, sorular öncesi açıklamalarını, "Türkiye ve İngiltere çok köklü tarihi geçmişe sahiptir. Bizim çok sağlam stratejik işbirliğimiz var. Önümüzdeki yıllarda da iki ülkenin işbirliği sadece iki ülkenin haklarına değil, bölgesel barışa da büyük katkı yapacaktır" ifadeleriyle bitirdi.

"BU ÇAĞRILAR DEVAM EDERSE DÖKÜLECEK TEK DAMLA KANIN SORUMLUSU DEMİRTAŞ'TIR"
Çözüm sürecine ilişkin bir soru üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:
"Benim bugün yaptığım açıklamalar boşlukta yapılmış açıklamalar değil. Biz, hükümeti kurar kurmaz çözüm süreci mekanizmasını kurduk ve son derece olumlu bir havada gelişmeler yaşanırken 6-7 Ekim olayları yaşandı. İç güvenlik özgürlüklerinin korunması reformunu hazırladık. Birçok HDP yetkilisi bu olaylar tırmandığında kışkırtıcı tweet'ler attılar, tırmandıktan sonra durdurun bunları dediğimizde bu konuda yanlış tavır aldıklarını ifade ettiler. Biz de şöyle düşündük, HDP ve ilgili yapılar buradan yeterli dersi çıkardılar. Tekrar, çözüm süreci ile ilgili yeni bir momentum oluşturduk. Sırrı Süreyya Önder adaya gidip görüşmeler yaptı. Treni rayına oturtacak irade gösterdik. Bekledik ki bu iradeye uygun tavır alınsın ama Sayın Demirtaş'ın bugünkü ifadelerine baktığınızda hangi gazete manşete çektiyse birlikte hareket ediyorlar. O açıklamada deniyor ki iç güvenlik reformu yasalaşırsa sokaklara çıkacağız... Demek ki hiç ders alınmamış. Bu talep bize bütün bu baskılar karşısında malını canını kaybeden vatandaşlardan da geldi. Sayın Demirtaş karar vermelidir. Biz, çözüm sürecinde güçlü bir iradeye sahibiz ama kamu düzenin olmadığı yerde çözüm süreci yürümez. Çözüm süreci kamu düzeni ihlal edilirse bundan HDP olumsuz şekilde etkilenir. Bizim çağrımız açıktı. Sayın Akdoğan'a talimat verdim, görüşme yapabilirsiniz diye. Allah aşkına Demirtaş'ın yaptığı açıklamalar nereye oturur? Her siyasi görüşten düşünürlere, kamuoyu önderlerine soruyorum, bu açıklama nereye oturur? Ne demek tekrar sokaklara? Tekrar Kobani olayları mı çıkartılmak isteniyor? Demirtaş'la Başbakanlık binasında konuşmuştuk. 6 gün sonra gencecik çocukları şiddet çağrısıyla sokaklara dökmeye çalıştılar. Tekrar uyarıyorum kendisini bu çağrılar devam ederse dökülecek tek damla kanın sorumlusu Demirtaş'tır. Bu çağrılarını derhal durdurmalı."

"TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİNİ KESİNLİKLE DESTEKLİYORUM"
Bir gazetecinin, "4 sene önce Türkiye'nin AB üyeliği için savunuculuğunu yapacağınızı söylemiştiniz, rapor yayınlanacağını söylemiştiniz, ne zaman yayınlayacaksınız" sorusuna Cameron, "Bu raporun ne zaman yayınlanacağına ilişkin benim herhangi bir etkim yok. Türkiye'nin AB üyeliğini ben kesinlikle destekliyorum. Türkiye ve İngiltere bundan sonra yabancı savaşçıları durdurmak için neler yapabilir konusu ile ilgili olarak elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Parlamentolarımızda yasa çıkıyoruz, bundan sonra daha fazla işbirliği yapacağız" cevabını verdi.
Bir soru üzerine Başbakan Davutoğlu, "Birincisi tespit, tespitte anlaşıyor muyuz? Uluslararası toplumda herhangi bir görüş ayrılığı yoktur. uluslararası terörizm karşısında tutumumuz açıktır. Siyasi irade sahibi olmamız, yabancı savaşçılar konusunda güçlü siyasi iradeye sahibiz ikinci nokta bu. Üçüncü nokta hangi yöntemle bu yabancı savaşçılarla mücadele ederiz, her türlü yöntemi birlikte istişare ederiz. Arkadaşlarımızı, istihbari birimlerimizi talimatlandırdık" dedi.

"BURADA ORTAK BİR DÜŞMANLA MÜCADELE EDİYORUZ"
İngiltere Başbakanı Cameron, "Tekrar Türkiye'de olmak çok güzel. Türkiye benim başbakan olmamın ardından ilk ziyaret ettiğim ülkelerdendi. Türkiye'ye bugün gelmek istedim çünkü İngiltere'deki insanlar için şunun açık olmasını istedim ekonomik ve ulusal güvenlik konusu. İngiltere'nin de yakın ilişkilere sahip olması. Bugün de iyi bir haber aldık, Türkiye'deki sigorta piyasası daha da açılacak. Ulusal güvenlik konusunda ekonomik güvenlik konusu kadar önemli. Burada ortak bir düşmanla mücadele ediyoruz. Tek amacımız insanların Türkiye'de daha güvende olmasını sağlamak. Türkiye ile İngiltere arasındaki ortaklık zaten güçlü daha da güçlü olacağına inanıyorum. Irak'ta Suriye'de ihtiyacımız olan şey, ister Sünni, ister Şii olsunlar burada bizim istediğimiz halkın tümünü yöneten bir yönetime sahip olmak. Mülteciler konusunda büyük bir baskı var, bunu konuştuk. Terörle ve IŞİD'le mücadele konusunda en ortak pozisyonumuzu oluşturduk" açıklamasında bulundu.
Başbakan Davutoğlu ve İngiltere Başbakanı Cameron, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Yabancı savaşçılarla ilgili olarak İngiltere'de bir mevzuatın kabul edildiğini belirten Cameron, "Suriye ilgili olarak ortak bakış açısına sahibiz. Biz, siyasi bir dönüşün olmasını istiyoruz. Tabii ki bunun sağlanmasından önce bizim meşru Suriyeli muhaliflerinin desteklenmesi konusunda daha fazla şey yapmamız lazım" dedi.

Bir gazetecinin, "Son zamanlarda CIA'ın bazı faaliyetlerine bağlı olarak işkenceye bağlı bir rapor çıkmıştı. İngiliz ajanlarının işkenceye katılmadığına dair güvence verebilir misiniz" sorusuna Cameron, "İşkence yanlıştır. DAha güvence içinde bir dünya görmek isteyenler aşırı uç davranışların ortadan kaldırılmasını görmek istiyorlar. Ülkelerimizin bu bağlamda net olması gerekiyor. Bizim bunların yanlış olduğu konusunda net olduğumuzu görmemiz gerekiyor. Genel anlamda işkence yanlıştır" cevabını verdi.