Kendi çıkarları dışında bir ajandayı kabul etmiyor! Bakmayın siz yapılan haberlere! Bu durum CHP'de de, MHP'de de böyle!
Tablo böyle olduğu için aralıksız saldırdıkları halde Erdoğan'ı bir türlü indiremiyorlar! Bir YAZ-BOZ'dan sonra konuğumuz olan Ahmet Özal'la kahve içerken anlatmıştı... Babam KÖŞK'te İngiliz Başbakanı Margaret Thatcher'ı ağırlıyordu! Yemekte biz ailece tam kadroyduk! Hanımefendi de eşiyle birlikteydi... Rahmetli babam sohbetin bir yerinde Thatcher'ın yapılacak seçimlerde aday olmayacağı kanısına vardı!
Bunun üzerine hiç çekinmeden "Neden seçimlere girmiyorsunuz?
Uzak ara kazanacağızı ben de siz de biliyorsunuz! Sizi alıkoyan nedir?" diye sordu!
Adı DEMİR LADY'ye çıkan deneyimli siyasetçi koltuğuna yaslanıp şu cevabı verdi: "Bizim tarihimiz ve demokrasi geleneğimiz 8 yıldan fazla GÖREVDE kalmayı sağlıklı bulmuyor! Belki haklısınız!
Girsem kazanacağım bir seçim!
Ama ya sonra! Benden bıkmış olan kitleler ilk büyük hatamda üzerime çullanacaklar! Bu riski göze alamam..."
Tayyip Erdoğan BATI'da siyaset tarihi derslerinde okutulan ezberleri bozdu! Belediye başkanlığı yaptığı yıllardan beri devamlı BİRİNCİ isim olarak sandıktan çıkıyor!
YENİLMİYOR! Ve bu BATI'nın, yani Türkiye'ye saldıran güçlerin kimyasını bozuyor! Çünkü kendi dünyalarında 8 yıldan sonra bir liderin kalma şansı yok! Ama Erdoğan başka!
İşte tam da bu nedenle İÇERİDEKİ bütün aktörlerini ayağa kaldırdılar! Ekmeleddin Bey'i bulup ikna edenler, arkasında ÇATI'yı oluşturanlar, Paralel yapı ile İstanbul arasında HAT kuranlar ve tabii ki İstanbul'daki BARONLAR...
Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar ilgisiz kesimler İTTİFAK halinde! Önceden sadece KRALİÇE'nin ağzına bakıp geliyorlar ve oyun kuruyorlardı!
Ama şimdi işin rengi iyice değişti! Dışarıda kurulan OYUN bunların heyecanını artırdı!
Hangi oyun mu?
Bir-iki gün sonra yazacaktım ama neyse...
Yeni aktörlerimizden en önemlisi IŞİD! Musul'da Türk konsolosluğunu basıp 49 kişiyi rehin alan yapı!
Kim bunlar? Ne istiyorlar? Amaçları ne? Asıl hedefe kimleri koydular?
Gelin, bunların cevabını bulalım!
Haydi bakalım... Kısa kısa gidelim...
Kuzey Irak'taki petrolün Türkiye'ye gelmesi, sadece ABD'nin itirazıyla açıklanabilecek bir durum değil. ABD, yıllık 100 milyar dolarlık bir kayba uğrayacak. Bu geniş açıdan baktığımız zaman Washington için çok hayati bir konu değil! Başka bir hamle ile bu kurtarılabilir. Yerine çok daha karlı operasyonlar yapılabilir! Ancak, ABD yönetiminde söz sahibi olanlar için bu para çok önemli. O nedenle baskı uyguluyorlar. Bir de Halkbank üzerinden Türkiye'nin 100 milyar dolarlık bir artısını düşünürsek, güçlü aileler bunu kabul etmez. Karşılık olarak birçok hamle başlatırlar. Şimdi başımızdaki dert bu! Ne sınırların, ne de önceden konulan kuralların değişmesi isteniyor!
Devam...
IŞİD... Bu örgütün çok özel bir yapısı var. IŞİD, birbirine bağımlı gibi ama özerk iki grup halinde savaşır. Birinin kontrolü İngiltere'de, diğeri ise ABD'ye bağlı.
Bizim Musul konsolosluğumuzu basıp 49 vatandaşımızı kaçıranlar ABD'ye bağlı ekip. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, o maske altında savaşan IŞİD üyeleri, kimin için kan döktüklerini bilmez. ABD'li ekip, David Petraeus'a bağlı.
Bu isim bize hiç ama hiç yabancı değil. ÇUVALCI PAŞA! 9 Kasım 2012'de gizli aşkı ortaya çıktığı için CIA Başkanlığı'ndan istifa etti. Dünyanın en komik istifasıydı! CIA BAŞKANI gizli sevgili ediniyor ve yakayı ele veriyordu! Şaka gibi değil mi!
İşin arkasında ne mi var?
EVET! Tam yerine geldik!
David Petraeus istifadan 1 hafta sonra günübirliğine BAKUBA'ya gitti! Muhtemelen Türk istihbaratında belgeleri ve bilgileri çok fazlasıyla vardır...
Ama detaylar çok ilginç!
Neyse konuyu dağıtmayalım...
Petraeus, yani başımıza ÇUVAL geçiren eski asker ve CIA Başkanı, Bakuba'nın her sokağının tozlarını bilir. Sokakta ne kadar taş varsa hepsi kayıt altındadır! Bakuba, IŞİD'in merkezidir. IŞİD'in profesyonel yönetimi de o tarihte başladı.
Kurulduğu tarih hakkındaki bütün açıklamalar külliyen yalan.
Ortaya atılan tarihler işin arkasındaki gerçek oyuncuyu saklamak için!
Devam edelim...
David Petraeus, BAKUBA'ya geldi gelmesine ama kiminle oturup kalktı dersiniz!
Yok, bilemediniz!
Amerikan'ın terör listesinde en üstlerde yer alan EBU BEKİR BAĞDADİ ile... Bu isim, AMERİKALI istihbaratçıyı kollarını açarak karşıladı ve evinde en özel yemeklerle ağırladı! Bizlerin gözden kaçırdığı IŞİD'in "gelecek planı" burada yapıldı! Bütün hedefler ta o zaman belirlendi!
Haliyle herkesten bunu sakladılar! Kimsenin görmesine ve bilgi sahibi olmasına izin vermediler!
Bu planlardan biri ve en önemlisi IŞİD, ÖZGÜR SURİYE ORDUSU'na karşı savaşacaktı!
Öyle de oldu! Sözde SÜNNİ bir grup ve hedeflerinde de ŞİİLER vardı!
Ama Suriye'de ESAD için hiç çekinmeden canlarını verdiler!
NEDEN? Çünkü Esad'ın gitmesi halinde bölgenin tek hakimi kesinlikle ve kesinlikle TÜRKİYE olacaktı!
CHP'nin Esad'a gidip destek vermesinin de altında bu KORKU vardı!
Türkiye bir kez daha içeriden frenleniyordu!
Ve David Petraeus'un kurduğu ve yürüttüğü OPERASYON şimdi IRAK'ta! Hedefte TÜRKMENLER ve ŞİİLER var! Şimdilik!
Ne mi olacak?
Bunu da sonraki yazılarda anlatalım... Ama Petraeus'un oraya gidip düğmeye basması ve içerideki kavgaların başlaması aynı döneme denk geliyor!
Tesadüf mü diyorsunuz?
O zaman bir sonraki yazıda görüşelim!
