CHP ve nefret dili!

Bulunduğu her ortamda Başbakan Erdoğan'a hakaretler yağdıran Kemal Kılıçdaroğlu ve onun "A Takımı" neyi amaçlıyor...

Giriş Tarihi 07 Haziran 2014, 00:00 Güncelleme 08 Haziran 2014, 04:22
CHP ve nefret dili!

İÇİNDEKİLER

AK Parti'nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinden beri girdiği her yerel ve genel seçimden büyük bir hezimetle ayrılan CHP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaşmasıyla o alışıla gelmiş gerilim ve kutuplaşma taktiğini tekrar devreye soktu...



SEÇİM HEZİMETLERİ PSİKOLOJİLERİNİ BOZDU!

Bulunduğu her ortamda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için "diktatör" yakıştırmasında bulunun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun içinde bulunduğu siyasi ruh halini tahim etmek çok zor değil. İtibarsızlaştırma kampanyasının tek sebebi Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar kaybettiği seçimler ve yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi...

Yıllardır Ankara'dan öteye gidemeyen ve neredeyse sahil şeridine hapsolmuş bir oy skalasına sahip olan ana muhalefet partisinin bu haliyle tek başına iktidar alternatifi olması zor gözüküyor. Ağustos'taki Çankaya seçimlerinde de CHP cephesi açısından iyimser bir tablonun ortaya çıkmasını beklemek hayalcilikten öteye geçmez.

HİÇBİR ZAMAN "HALKÇI" OLAMAYAN HALK PARTİSİ!

CHP'nin siyasi geleceğine baktığımızda bu kadar karanlık tablonun ortaya çıkmasında yıllardır "halka rağmen bir halkçılık" anlayışının benimsemesinde, toplumun büyük bir kesimini kucaklayacak bir siyasi söylemin inşa edilememesinde, yıllardır kendisini kitlelere Kemalist seçkinlerin partisi olarak lanse etmesinde yatıyor. Tepeden inmeci bir yaklaşım olan Kemalist elitist yaklaşım günümüz Türkiye'sinde halkın beklentilerini karşılamakta yetersiz kalıyor. Bu da CHP'nin muhafazakar AK Parti iktidarı karşısında girdiği her seçimden hezimetle ayrılmasına bire bir rol oynuyor.



AK PARTİ İKTİDARI KEMALİST HEGEMONYANIN SONUDUR!

Yıllarca Türkiye toplumunu batılı değerler üzerinden tanımlamaya çalışan kendi milli ve dini değerlerine yabancılaşan Kemalist paradigma 2000'li yıllarla beraber iflas etti. Yıllarca ülkede hüküm süren askeri vesayet için önemli bir dayanak noktası olan Kemalist seçkinciliğin miadını doldurmasıyla CHP'nin asker-üniversite-yargı üçgeni üzerinde kurduğu tekel kırılmaya başladı... Kemalistlerin bu kadar uzun süreceğini hiçbir zaman tahmin edemediği 12 yıllık AK Parti iktidarı bu hegemonyanın da sonu oldu.

Özellikle 2007'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhafazakar kesim ile Kemalistler arasında yaşanan bilek güreşini Tayyip Erdoğan ve onun destekleyen muhafazakar kesimin kazanması yeni bir siyasi süreçin kapısını açtı. Önce CHP'nin yargı içerisindeki güç tekelini kıran Tayyip Erdoğan sonrasında sırasıyla üniversitelerdeki ve ordu içerisindek Kemalist hakimiyete son vererek seçilmişlerin hakimiyet alanını genişletti.



Kemalist bürokrasiyi pasifize eden AK Parti rejimi, sandıktan çıkan halk iradesini Türkiye siyasetinde rakipsiz hale getirdi. Sandık sonuçlarının artık tek başına karar sürecinde etkili olabildiği yeni Türkiye'de hem ekonomik büyüme sağlandı hem de siyasi istikrar...

LAİK CHP DEVLET İÇİNDEKİ GÜCÜNÜ KAYBETTİ!

AK Parti'nin 2000'li yılların Türkiye'sinde CHP ve Kemalist rejimin bütün kalelerini tek tek fethetmesi onu sandıkta artık yenilmesi zor bir güç haline getirdi. Bu da gücünü ve meşruiyetini sandıktan alan ve eski rejim yanlılarıyla girdiği her seçimden büyük bir zaferle çıkan Tayyip Erdoğan'a karşı muhalefet cephesinde büyük bir hazımsızlık ve hoşgörüsüzlüğü de beraberinde getirdi. Erdoğan karşısında kendisini çaresiz ve aciz hisseden muhalefet, sandıkta alt etmeleri neredeyse imkansız olan, halkın büyük bir kesimi tarafından sevilen ve sayılan Tayyip Erdoğan'ı devirmek için legal ve illegal seçeneği masada tutuyor...



ERDOĞAN DÜŞMANLARI BİRLEŞTİ!

Ağustos'daki seçimlere ölüm kalım savaşı gözüyle bakan CHP ve MHP bütün AK Parti muhaliflerini tek bir çatı aday adı altında birleştirmek için büyük bir medya kampanyası başlattılar... Eski Kemalist gazeteciler, akademisyenler, iş adamları, siyasetçiler itifak içerisinde yer almaya başladı. AK Parti döneminin looserları eski rejimi diriltmek kaybettikleri mevzileri tekrardan kazanmak için Başbakan Erdoğan'a karşı savaş başlattı.

Bu nedenle özellikle bu işin tek başına başaramayacağını düşünen CHP ve Kemalist Seçkinler MHP tabanının desteğini de alarak AK Parti'ye ve Erdoğan'a karşı ilk defa bir seçim zaferi kazanmak istiyor. İşte bu yüzden CHP'nin başını çektiği AK Parti döneminin kaybedenleri, Ağustos'taki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde MHP ile ortak hareket edebileceği sinyalini vererek Bahçeli'nin "çatı aday" arayışlarına yeşil yaktı.



KAZANMAK İÇİN HER ŞEYİ MÜBAH GÖREN ANLAYIŞ!

Tek bir çatı aday fikri altında birleşmesi muhtemelen ama kazanması neredeyse imkansız olan AK Parti karşıtı blok, başlattığı bol gerilimli siyasi süreçte toplumsal kutuplaşmayı derinleştirerek bundan oy devşirmeye çalışacak. Muhalefet liderlerinin özellikle Başbakan Erdoğan aleyhine başlattığı algı operasyonun temelinde psikolojik harp teknikleri yatıyor. Başbakan Erdoğan'a karşı sıklıkla kullanılan "diktatör" ve "hırsız" hitaplarıyla temel amaç hem içerde hem dışarda AK Parti iktidarını ve muhafazakar rejimi itibarsızlaştırmak...



LOOSERLAR TOPLUMU KUTUPLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR!

Nefret söylemi ve itibarsızlaştırmanın bir diğer amacı da karşı tarafın sinirlerini yıpratmak ve onu sert bir politik dil kullanmak zorunda bırakarak bu kemalist ve muhafazakar hareketler arasında sıkışmış kararsız kitlelerden oylarını alarak AK Parti ile arasındaki makası daraltmak...

Şu an için matematiksel olarak Çankaya seçimleri kazanması zor gözükse de AK Parti karşıtı bloğun, seçim süreci boyunca elindeki bütün legal ve illegal silahları kullanacağından kimsenin şüphesi yok. Muhafazakar iktidarın görev süresi uzadıkça eski rejim yanlıları ve çıkar grupları daha da saldırganlaşıyor...



NE KADAR ÖLÜM O KADAR OY!

Üniversite öğrencilerini yasa dışı gösteriler için teşvik eden bir muhalefet anlayışı gördük Gezi Parkı eylemleri süreci boyunca. Bu taktik Çankaya seçimlerinde de değişmeyecek gibi gözüküyor. Çünkü Gezi Parkı eylemlerini AK Parti'ye karşı kazanılmış bir zafer olarak gören CHP, muhalif gençleri devletin kolluk kuvvetleriyle daha çok karşı karşıya getirmeye çalışacak. Yaşanacak gerilimler ve ölümler AK Parti karşıtı blok ve CHP için büyük bir kazanım olarak görülüyor.