Davaya konu olay geçen yıl yaşandı. Sosyal güvencesi olmayan yoksul aile, 4 yaşındaki kızları düşüp poşet içindeki tığ göğsüne batınca çocuklarını hastaneye götürdü. Yeşil kartı olmadığı için akrabasına ait yeşil kartla işlem yaptıran aile, yeşil kartın başka birine ait olduğunun anlaşılması üzerine dolandırıcılık suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. Davayı gören yerel mahkeme başkasına ait yeşil kartla çocuğunu tedavi ettiren sanığı nitelikli dolandırıcılıktan cezalandırdı. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 15. Ceza Dairesi'nde görüldü. Dosyayı inceleyen Daire, dolandırıcılık suçunda bir tarafın "zarar görmesi gerektiğine" dikkat çekti. Daire, Sağlık Bakanlığı'nın Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği gereği yataklı tedavi kuruluşlarının acil sağlık hizmeti bedellerini, "hizmet sundukları kişinin ödeme imkanları çerçevesinde" tahsil edebileceğini dikkate aldı.
GENELGE ÖYLE DİYOR
Başbakanlık'ın acil sağlık hizmetleri ile ilgili genelgesi gereği, hastanelerin "hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücünün bulunup bulunmadığına bakmaksızın" gerçekleştirmekle yükümlü olduğunu hatırlattı. Genelge gereği sağlık kuruluşlarının "hiçbir surette tedavi masraflarının nasıl karşılanacağını sorgulamayacağının" altını çizen Daire, sağlık güvencesi bulunmayan vatandaşlardan acil sağlık hizmeti bedelinin talep edilemeyeceğini belirtti. Daire, ilgili mevzuat gereği yerel mahkemenin verdiği mahkumiyet kararını bozdu.
Yargıtay tüm bu genelgeleri göstererek sanık ailenin beraatine hükmetti.
*
Başkasının yeşil kartını kullandığı için dolandırıcılıkla suçlanan aileye Yargıtay yetişti. Başbakanlık genelgesindeki 'sağlık güvencesi bulunmayan vatandaşlardan hizmet bedeli talep edilemez' maddesi aileyi cezadan kurtardı.
