Girdiğim tüm işler hep boyumu aştı

Sümerbank ile gündeme gelen Hayyam Garipoğlu'nun adı kamu ihaleleriyle anıldı. 'Hep boyumu aşan işlere girdim' diyen Garipoğlu, ortağı Nesim Malki cinayeti ile de suçlandı

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 06 Temmuz 2010 Güncelleme 06 Temmuz 2010, 02:11
Girdiğim tüm işler hep boyumu aştı

İÇİNDEKİLER

Dedesi Cezayir asıllı bir ailenin çocuğu Hayyam Garipoğlu. Garipoğlu soyadının nasıl alındığını Hayyam Garipoğlu anlatıyor. "O dönemde Cezayir, Fransızlar'ın sömürgesi altındaydı. Fransızlar Cezayirliler'i gemilere bindirip nerede savaş yapıyorlarsa orada savaşa sokuyorlardı. O tarihte bir sürü Cezayirli asker, Fransızlar tarafından 1. Dünya Savaşı'nın sonunda Adana'ya getirilmiş ve Türkler'e karşı savaşmaları istenmiş. Dedem Müslüman Türkler'e karşı silah sıkmanın günah olacağını bildiği için birkaç arkadaşıyla birlikte Türk tarafına geçmiş. Yanlarında getirdikleri mitralyözle Fransızlar'a ateş açmışlar. Savaş bittiğinde dedem Cezayir'e dönmeyip çarpıştığı Ceyhan'ın bir köyünde yerleşip kalmış. Kimsesiz olduğu için de 'Garipoğlu' soyadını almış."

700 TRİLYON EL DEĞİŞTİRDİ...
Hayyam Garipoğlu, 'Sus Konuşma' adını verdiği bir kitapta, hayatını, yaşadıklarını, hedeflerini anlatıyor. "Hep boyunu aşan işlere girdiğini" söylüyor. Bu; kendi itirafı. O başta tekstil ve gıda olmak üzere birçok işe yatırım yapmış ve iyi de para kazanmış. Doğum yeri olan Ceyhan'da başlayan yatırımları Adıyaman, Amasya, Lüleburgaz, İzmit gibi şehirlerde sürüp gitmiş ve ardından da ver elini İstanbul. Garipoğlu gözünü daha o günlerde Avrupa'ya diken bir işadamı ve bundan dolayı İstanbul'a çok önem veriyor. İstanbul ne de olsa finans merkezi. Aynı zamanda dünyayı bu şehirden izlemek de kolay. 1995 senesinde Sümerbank'ı satın alan Hayyam Garipoğlu gündeme bir girdi, pir girdi. Sümerbank'ı satın aldıktan 3 sene sonra satışa çıkarılan Petrol Ofisi A.Ş. ihalesinde de yine Garipoğlu vardı. Devlerin yarıştığı bu ihalede Garipoğlu, 1 milyar 160 milyon dolarla en yüksek teklifi verdi. Fakat aynı gün ismi daha önce öldürülen Nesim Malki ile anılmaya başlandı. Ardından 'çete kurmak ve ölüme sebebiyet vermek' suçlamaları ve Devlet Güvenlik Mahkemesi geldi tabii. Derken dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın beyanatları geliyor peş peşe: "Malki öldüğünde bir gecede 700 trilyon lira para el değiştirdi." Ortaya atılan "Cinayetin arkasında Garipoğlu ile Evcil var..." iddialarını ise Garipoğlu şiddetle reddediyor. Garipoğlu, "Malki'nin ne kendisiyle, ne parasıyla, ne de öldürülmesiyle ilgim oldu" diye konuşuyor. Hayyam Garipoğlu, Romanya'nın Tüpraş'ını satın almaya teşebbüs ediyor. İhaleyi kazanıyor da ama Mesut Yılmaz'ın açıklamalarından dolayı Romanya bu satıştan hemen vazgeçiyor. Sonra Sümerbank'a el konuyor, Garipoğlu'nun ipi çekiliyor.

MALKİ CİNAYETİ BAĞLANTISI
Garipoğlu, 1976'da adım attığı iş dünyasında, adından Bezmen'e ait Rabak'ı 35 milyon dolara alarak söz ettirmişti. Adana'da tekstilcilikle uğraşan Hayyam Garipoğlu, Marmara Bira'yı kurarak dikkat çekti. Sümerbank'ı 103.5 milyon dolara alan Garipoğlu, POAŞ'ın özelleştirmesinde 1.6 milyar dolarla en yüksek teklifi yaptı. Bursa'da işlenen tefeci Nesim Malki cinayeti ile ilgili olarak gözaltına alındı. Garipoğlu'nun satın aldığı Sümerbank'a, Nesim Malki'nin para vererek ortak olduğu biliniyordu. Ayrıca cinayetin banka özelleştirildikten 1 ay sonra gerçekleşmiş olması, Malki cinayetinde Garipoğlu'nun saf dışı bırakma planlarının etkili olduğu yorumlarına yol açtı. Bu konunun detaylarını yarınki yazımıza bırakarak, diğer bağlantılara geçiyoruz... Garipoğlu, Romanya'nın en büyük beşinci rafinerisi olan Petromidia'yı 450 milyon dolara satın aldı. Romen gazeteleri Garipoğlu'nun şirketi Akmaya A.Ş.'nin 450 milyon doları ödemesi konusunda Romen hükümetinin endişeleri olduğunu yazdı. Ceyhan Holding adında bir şirket kurdu. Garipoğlu'nun Ceyhan'da bulunan Evren Tekstil iplik fabrikasında sıkıntılar olur. Sık sık fabrika kapatıp açtığı söylenir. Babası Kasım Garipoğlu, Ceyhan'daki tekstil fabrikasında ve Marmara Bira Fabrikası'nda sendikalar ile bir mücadele içinde bulundu. Türkbank'ın özelleştirme ihalesine şirketi İpeks Tekstil ile katıldı. Daha sonra Alaattin Çakıcı'nın da adının karıştığı ihaleye fesat karıştırmak suçundan Korkmaz Yiğit ile birlikte yargılandı.

'HAYYAM ÇOK HIRSLIDIR...'
Gazeteci-Yazar Vahap Munyar'ın yazısından: "Önce telefon etti: 'Ben 83 yaşında emekli hakim Kasım Garipoğlu... Sizinle yüzyüze görüşmek istiyorum...' 'Siz Sümerbank'ın eski sahibi Hayyam Garipoğlu'nun babası değil misiniz?' Kasım Garipoğlu, 'Evet' dedi... Belli ki aktarmak istediği bir şeyler vardı... Sonra sohbete başladık. Kasım Garipoğlu, emekli hakim olmasına rağmen, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'yla (TMSF) anlaşmanın kendilerini kurtaracağını düşünüyordu: '373.7 milyon dolar borç çıkardılar. Mallarımızı ipotek ettik. Daha ne istiyorlar. İlle de hapse girip yatalım mı?' Kasım Garipoğlu, Sümerbank'a el konulmasından sonra 8 gün gözaltında kalmış. Oğulları Hayyam, Nida ve Nizam Garipoğlu ise 18'er ay hapis yatmış. Nida Garipoğlu o dönemde Almanya'daymış, baba Kasım Gariboğlu çağırmış: 'Türkiye'de aranıyorsun, hemen gel... Adaletten kaçmak yok...' 'Siz hiç Hayyam Bey'e 'Nereden bankayı başımıza sardın. Bak ne hale geldik' dediniz mi?' Kasım Garipoğlu, oğluyla ilgili ilginç tanımlama yapıyor: (Bizim Hayyam çok hırslıdır... İstanbul'u ver, İzmit'i de ister. İzmit'i ver, 'Bilecik de benim olsun' der. Hep büyüme isteği vardır. Banka işi de öyle oldu. Bankayı aldık, sektörün büyük bankalarında yıllarca yöneticilik yapmış genel müdürlere teslim ettik. Ne olduysa, onlar yaptı...)"

SÜMERBANK DOSYASI AÇILIYOR
Sümerbank, 11 Temmuz 1933 yılında Atatürk tarafından kuruldu. 1987 yılında özelleştirilmesi kararı alındı. 1995'te Garipoğlu Şirketler Grubu'na satıldı. Hayyam Garipoğlu'nun Malki cinayeti ve Türkbank skandalına adının karışması, bankanın elinden alınmasına neden oldu. Banka, 22 Aralık 1999 yılında TMSF'ye devredildi. 248 trilyon liralık boşaltma operasyonu yaşayan Sümerbank, kötü yönetildiği dönemler olsa bile ortalama 70 yıl ayakta kalmayı başardıktan sonra satıldıkları kişilerin ellerinde ilk 5 yıllarını dolduramamış bankalardan biriydi. 23.01.2001 tarihinde Sümerbank davası açıldı. Bankanın eski sahibi Hayyam Garipoğlu, M. Nida Garipoğlu, Nizam Garipoğlu ve Kasım Garipoğlu'nun aralarında olduğu 38 kişi hakkında ağır hapis cezası istendi. Hayyam Garipoğlu'nun hakkında açılmış çeşitli davalar vardı. İnanılmaz bir istihbarat ağına sahip olduğu ileri sürülen Hayyam Garipoğlu cezaevine değil, yurt dışına çıktı. Batık bankacıdan aylarca haber alınamadı. Ne zaman ki; yeğeni C.G., sansasyonel bir cinayetin zanlısı oldu, Hayyam Garipoğlu yeniden kamuoyunun gündemine yerleşti. Bankanın zararından Garipoğlu ile birlikte bankanın eski yöneticileri Şükrü Karahasanoğlu, Muhittin Fisunoğlu, Metin Berk, İsmail Emen ve arkadaşlarına yönelik suçlamalarda, denetçi ve bankalar yeminli murakıplarınca hazırlanan raporlar dayanak gösterildi.

İLK UYARI 1998'DE YAPILDI
Raporlarda: "Bankanın kötüye gidişinin ilk tespiti, 1998'deki mali bünye raporu oldu. Bankanın riskli ilişkileri yüzünden özkaynak açığı bulunduğu ve bilanço dışı yükümlülükleri nedeniyle sorunlar yaşayacağı raporlarla doğrulanınca, banka yakın incelemeye alındı. Bu incelemeler sonucunda bankanın kredi ilişkileri nedeniyle mevduat çekilişini karşılayamaz hale geldiği görüldü. Uyarıların odak noktasını, Sümerbank yönetim kurulunun aktif çalışmaması ve banka kaynaklarının Garipoğlu'na aktarılması oluşturdu." Raporda, Garipoğlu firmalarına kullandırılan kredilere karşılık, Esbank, Interbank, Egebank ve Ceylan Holding'le riskli kredi ilişkilerine girildiği belirtildi. Banka kaynaklarından adı sayılan bu bankalar ve onların şirketlerine toplam 20 trilyon 30 milyar lira kredi kullandırıldığı, donuk reeskontlarla Sümerbank'ın bu kredi ilişkilerinden 23 trilyon 600 milyar lira zarara uğradığı sonucuna varıldı.

PARAVAN FİRMALAR
Bankanın, grup firması gibi gözükmese de Garipoğlu ailesinin bağlantıları olan paravan şirketlere kredi verdiği ileri sürüldü. Avpil, Avrupa Plastik, Sinerji Ticaret, Oltsen Marketing, C.E.M, Globus Ticaret, Aktiv Kimya ve Telka Rabak'a 18 trilyon 826 milyar lira kredi kullandırıldığı, ödemenin ertelendiği, reeskontlarıyla faizlerin tahsil edilememesi yüzünden bankanın 23 trilyon 713 milyar zarara uğratıldığı belirtildi. Raporda, Hayyam Garipoğlu ile Nesim Malki arasında bankanın özelleştirilmesi sırasında alınan ve sonra ödenen borcun kayda geçmediği belirtildi. Kullandırılan kredilerin Tunca Grubu tarafından finansman gideri olarak muhasebeleştirilip, vergi kaçakçılığına Sümerbank'ın da dahil edildiği bildirildi. 1 trilyon 257 milyar liralık bu işlemin sonucunda bankanın 151 milyar lira Damga Vergisi cezası ödemek zorunda kaldığı kaydedildi. Sümerbank'ın Kıbrıs'taki bankası Efektifbank'ın off-shore hesaplarında yaptırılan depo işlemlerine ilişkin bakiye olmadığı, bankanın bu işlemlerden 26.6 milyon dolar tutarında zarar ettiği anlaşıldı. Belgelenen olaylardan bir diğeri Garipoğlu'na ait İpeks Tekstil ve Sümerbakır Sanayi'nin, yabancı bankalardan 46.5 milyon dolar tutarında kredi kullanmasına imkan sağlandığı, yine bu şekilde kullandırılan 7.5 milyon dolarlık kredinin kayıt dışı kapatıldığı ve bu işlemlerde Sümerbank'tan sağlanan 28 milyon doların efektif bank aracılığıyla kullandırıldığı ortaya çıktı.

SOKAKTA TARTAKLANDI
Sümerbank'a el konulmasından sonra sık sık mahkemelere giden Hayyam Garipoğlu, bir duruşma çıkışında bekleyen mudilerle tartıştı. Bankada off shore hesapları olan ve zarara uğrayan mudiler, Garipoğlu ve kardeşlerine saldırdı. Polisin müdahalesine rağmen Garipoğlu tartaklandı.