Playstation oynayan çocuklara Karagöz'ü sevdirmek zor zanaat. Ama tanıdıkça bayılıyorlar... Lokmacı selam duruyor, bozacı şakalaşıyor. Urfa'dan acı biber, Uşak'tan tarhana armağan geliyor... Gençler seviyor, yaşlılar "oğul" diyor. Turistler kim olduğunu öğrenip Beyoğlu Belediye Başkanı Demircan'ı kucaklıyor....
- Nasılsınız Sayın Bay Hayal Taciri? - (gülerek) İyi hatırladın Savaş Abi. Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş'la birlikte Talimhane Projesi'ne girdiğimizde herkes "hayal taciri" diyordu bize. Şimdi oluşturmak istediğimiz kentin harika bir prototipi duruyor orada.
- Zor oldu değil mi? - Oradaki 300 binanın sahipleriyle, sorumlularıyla tek tek konuştuk inan ki. Binaların nasıl değişip güzelleşeceğine dair projeler verildi. Sokakları güzelleştirdik, aydınlattık. Örnek bir taksi durağı yaptık mesela. Bütün bunlar olunca bir kent bilinci oluştu. 'Müthiş bir dönüşüm'
- Darısı Tarlabaşı'nın başına diyelim mi? - Müthiş bir dönüşüm olacak. Önce Dolapdere Meydanı, ardından diğerleri gelecek. Tophane Semt Konağı bunun Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'la Taksim Gezi Parkı'nda buluştuk. Ramazan etkinlikleri için alışılmışın dışında bir çevre düzeni oluşturduklarını görüp keyiflendim. Biraz ondan, biraz da bundan olsun diyen çorba-aşure karışımı düzen kuran belediye başkanlarına örnek olsun burası. Olması gerekenler abartısızca konuşlanmış hem zariflik hem işlevsellik bakımından sınıfı geçmiş.
Geze geze konuşalım dedik ama nerde? Genci yaşlısı, işçisi, memuru, öğrencisi, esnafı, başkanı görünce iki laf etmeden, dertleşip, teşekkür etmeden geçmiyor. Lokmacı, takıcı, çömlekçi, tarhanacı, bozacı, gözlemeci, kır kahveci, hattat, sahaf her kim varsa sarılıp kucaklıyor. Bu arada turistler bile kim olduğunu öğrenip selam ediyor başkana. bunun iyi bir örneği. Orası da dünyanın en önemli merkezlerinden biri olacak yakında.
- Ahali yapılan iyi şeyleri görünce seviniyor mu? - Herkes mutlu ve umutlu. Hemşehri Dernekleri olayımız var mesela. Gidip konuştum hepsiyle. Ramazan'da biz size her türlü maddi ve gıda yardımıyla destek atalım. Mekanları tanzim edelim. Kendi hemşehrilerinizden fakiri fukara olanı siz daha iyi bilirsiniz, bulur getirirsiniz dedim. Bu ittifak Ramazan sonrasında da devam edecek.
- Taksim Gezi Parkı'na evlat muamelesi yapıyorsunuz görüyorum ki. Sizin çocuklar da geldi mi? - Çok emek verdik ve örnek oluşturduk. Modern yapı malzemeleri kullanarak geleneksel dokuyu oluşturduk. Hijyen, estetik, otantiklik kaygımız yüksek. Ramazan sonunda da Kitap Fuarı, ardından da kültür sanat etkinlikleri başlayacak. Kızlarım da geldi, gördü ve çok sevdiler. Hele Karagöz oyununa bayıldılar.
- Playstation oynayan çocuklara Karagöz sevdirmek de zor aslında... - Çok ihmal edilmiş kültürel, geleneksel motiflerimiz var. Tanıyınca seviyorlar. Erol Günaydın'a hayran
- Hüsnü Şenlendirici klarnet çalacak bu gece. Erol Günaydın eski, Rasim Öztekin daha yeni bir meddah tiplemesiyle gelecekler sahneye. Sever misiniz onları? - Hüsnü Bey ile tanışmadık henüz. Ama sanatına saygım var. Erol Günaydın ustamız geçen yıl da bizi hayran bırakmıştı. Meddah olarak sahneye son defa çıkacağını söyledi.
- Beyoğlu'ndaki değişikliğe bakıyorum da dilime geliyor - Ne geliyor abi?
- At at olana kadar sahibi mat olurmuş... - Elbette yorulduk. Ama başta Kadir Topbaş Başkanımız olmak üzere tatlı bir yorgunluk yaşıyoruz. Beyoğlu'nun on yıllardır kambur olmuş sorunlarını Büyükşehir Belediyemiz'in önderliğinde çözmeye kalkıştığımız için bazı bölgelerde şantiye durumu var. Birkaç ay sonra dünyanın en güzel bölgelerinden birinde yaşayıp, gezecek herkes. Günde 1 milyon insan geliyor. Aydınlık, temiz, tertipli olmalı.
- Siz gençlikte turizm rehberiydiniz değil mi? - Evet, başka işlerimiz de vardı ama ben İngilizce ve Arapça bildiğim, turizme de yatkın olduğum için severdim rehberliği.
- Gençlik yakışıklılık varken pek çok yaşanmışlık da vardır değil mi? - Aman Savaş Abi tehlikeli sularda yüzdürme beni.
- Canım geçmiş gitmiş günler ne olacak ki? - Aslında vardı bir şey.
- !!!!!!! - Eşim de bilir bunu. Bir İtalyan kız bana aşık olmuştu.
- Siz ona aşık olmadınız mı? - Benimki ilgiydi sadece. Aşk denemezdi. Çok uzun olmayan bir arkadaşlık süresi geçirdik. Ama büyük sözü dinledim.
- Neydi ki büyük sözü? - Elden ele hayır olmaz. Kültürleriniz çatışır, uyum olmaz aranızda, mutsuz olursunuz dediler. Mümkünse bildiğin tanıdığın çevrelerden, hatta mahallenden sokağından bir izdivaç yap dediler.
- Öyle mi yaptınız? - Hayır, sizin sokaktan evlendim.
- !!!!!! - (gülerek) Hani gençliğinizde Vatan Caddesi'nde anneniz, babanızla birlikte oturduğunuz ev var ya.
- Bizim ev yani. Eee? - İşte ben sizin o apartmandan kız aldım abi. 2 kat yukarınızda oturan komşunuzun kızı şimdi çocuklarımın annesi.
- Hatırlıyorum şimdi. Çok sevdiğimiz komşulardı onlar. Ufacık ufacık sevimli çocukları vardı. İyi de nereden gördün buldun bizim komşu kızını başkanım? - Bir toplantıda tesadüfen gördüm. Kayınpederim Mustafa Aksoy'u zaten tanıyor, seviyordum. Hemen karar vermedim. Bir sürü seçenek içerisinde aklımda kaldı.
- !!!!!!! - Sonra babam babasına gitti, istedi Allah'ın emriyle. Ama kız; "Asla olmaz. İstemem" diye tutturmuş.
- Beğenmemiş mi yoksa? - Görmemiş ki hiç. Sonradan itiraf etti. "Bu çocuk Ali Rıza hocamızın oğlu. İlahiyat mezunu. Kim bilir karşıma ne çıkacak?" demiş. Bir gördü, her şey bitti.
- Vayyy başkanım! Clark mı çektiniz bakışlarla filan? - İlk görüşmeye ablasıyla gelmişti. Hiç unutmam; 10 Aralık 1996'ydı. Yeşilköy'de çiçekçinin önünde buluştuk. Böyle afra tafrayla gelmişti. Kibarlığım üstümde. Bir buket çiçek yaptırmışım hemen takdim ettim. Sonra arabada yanıma oturdu. Kaşıbeyaz'a götürdüm onları. Konuştuk. (gülerek) Orada karizmayla hallettim durumu. Haftasına buluşmak üzere sözleştik buluştuk. 'Doğrudan konuya girdim'
- Yine mi kebapçıya? - Yok. İkinci toplantıyı Hıdiv Kasrı'nda yaptık.
- !!!!!!!!! - (gülerek) Pardon, ağız alışkanlığı toplantı diyorum. İkinci buluşmaya yani. Buluşup bu kez Hıdiv Kasrı'na gittik. Vakit kısıtlı, doğrudan konuya girdim. "Olacak mı?" dedim, "Tamam" dedi. Kısa zaman sonra nişanlandık Topkapı Eresin Otel'de.
- Aşk, sevda sonradan mı geldi? - Zaten aşk bir ilk görüş değil midir?
Servisi 
