Benim halkım Gözlerine uyku girmiyor. Karanlık eller uzanıyor her akşam, bir tas çorbasına. İtiraz etmiyor. Her karış toprağı satılıyor memleketin, canını sıkmıyor! Memleket havalarını unuttu da, televizyon dizilerindeki mankenlere ağlıyor. Asgari ücrete mahkum edilen forsalar. Hayatın azgın sularında, durmadan kürek çekiyor benim halkım.
***
Başında bin türlü dert. Hayatın merdiven boşluğuna itekleniyor da, her şeyi kaderden biliyor. "Budageçer" diyor. Kredi kartları olmasa, karşıdan karşıya geçemiyor. Hayata borçlanıyor, emeklerinin karşılığını alamadığı gibi. Çocukları ekmeksiz, yarınları umutsuz. Günlük yalanlar uyduruyor kendisine. Hep aynı masallar denizinde, boşa kürek sallıyor benim halkım.
***
Kopyalanmış kurbanlar olarak, bu hayatın içinde harcanmaktan yana sıkıntısı yok gibi sanki. Ocağını söndürenlere her daim alkış tutuyor. Makyajını temizliyor, politik palyaçoların. Yükselen Borsa'ya alkış tutuyor da, aşkın en düşük seviyede işlem görmesine oralı olmuyor. İstikrarına kurban olduğumun ülkesinde kendisini "politika merasında" kurban ediyor benim halkım!
***
Sefaletin odalarında televizyonları açık. Magazin ve spor sohbetlerinde, çorbasına kan doğranıyor da oralı olmuyor. İç çekiyor mankenlere. Kendisini kaybediyor, ayaklar altına alınmış değerlerin içinde. Bir yaşarken, bin ölüyor. Televizyon dizilerinin içinde, bir kahkaha tufanında sanki. Ağlanacak haline gülüyor benim halkım.