Kitap çocukları
Çocuktuk, kendimize rastlardık masallarda. Çocukluğumuzun kitapları, şimdiki bilgisayarların yanında dağ gibiydi. Kırmızı başlıklı kızlara kurtlarımızı dökerdik. Lostra salonunun kapısında beklerdik Külkedisi'ni, ayakkabıyı ikinci el giymek meseleydi zaten.
***
Bizler için saçını süpürge yapardı Rapunzel. Her yer yeşil, her yer Anadolu. "Haydi" derdi Heidi. "Gelin dağlara çıkalım." Nefes nefese kalırdık yaşamaktan. "İki Sene Mektep Tatili" vardı o zamanlar, bizim için bir gün bile tatil yapmazdı sefalet.
***
Alice Harikalar Diyarı'ndaydı muteber aileler için. "Yalan dünya" konulu şarkıları severdik en çok. Dik dururduk, buğday tarlasındaki başaklar gibi. Hepimiz kendi çapında Don Kişot. Cervantes'i domatese kafiyeli olduğu için değil, düşünceleri için severdik. Ondaki gizemin kapısını açacak anahtarı Anka Kuşu getirmişti bizlere.
***
Bankalar, apartman dairesi veriyordu o zamanlar mudilerine. Bizler büyüdükçe borçlarımız da büyüdü. Oysa bizler sadece peynir ekmekle büyüdük. Ödedik vergisini, acıların bile.
***
Adına demokrasi derlerdi de, bal gibi padişahlıkla yönetilirdik. Kral Lear, Shakespeare'in ilham kaynağıydı da, bizlerin su kaynaklarını bile kuruttular. Rus yazarların kitapları çoktan yasaklanmıştı oysa. Maksim Gorki'nin "Ana"sı dillerdeydi de, bizim analarımız ağlıyordu. Güvercinlerin bile greve katıldığı günleri bilirim. "Tanrıların Arabaları" isyan taşırdı o yıllar, uykularını kaçırmak için zalimlerin.
***
Bizler o kitapların çocuklarıyız. O yüzden çok çabuk alev alıyor gözlerimiz. O yüzden toplumu uyandırmayı hâlâ görev biliyoruz, yanmak pahasına! Ama insanlarımızın uyanmasına hiçbir zaman izin vermeyenler, dün kitaplarımızı yaktılar. Bugün geleceğimizi. O yüzden bu seçimde de karanlıkta kalmaya mahkumuz! Ülkenin her yanı aydınlanana kadar, yanmak bizim kaderimiz! (İsteküzerinebirkezdaha...)