2001 krizinden en çok etkilenen kesim olan esnaf, kendisini toparlama sürecinde. Küçük esnaf yeni hükümetten unutulmamayı ve sorunlarının dinlenmesini bekliyor: Artık kepenklerimiz kapanmasın, siftahsız gün olmasın....
Esnaflık en eski mesleklerden biri. Bugün büyük sanayi ve ticaret kuruluşları varsa, bunun temelinde esnaflık yatıyor. Ama esnafımız dertli. Siftahsız günlerden korkuyor. Özellikle 2001 krizinde büyük darbe yiyen esnaf, son yıllarda kendisini toparlamaya başlasa da istediği noktaya ulaşamadı. Esnafımızın yeni hükümetten beklentilerini, Türkiye Esnaf ve Sanakarlar Konfederasyonu (TESK) yetkilileri şöyle sıraladı: 'BÜYÜK KÜÇÜĞÜ YUTTU' Esnaf ve sanatkarlar kesimi ile onların mesleki örgütü olan TESK ve alt teşkilatının kurulacak yeni hükümetten beklentileri, aşağıda kısaca sunulmuştur:
1- Esnaf ve tacir ayrımı konusundaki hukuksal düzenlemeler çok eski olup, çağdaş standartlara uygun düşmemektedir. Birçok gelişmiş AB ülkesinde, bu ayrım sektöre ve ölçeğe ya da mesleğe göre yapılmaktadır. Esnaf-tacir ayrımında artık son derece yetersiz kalan "Gayri Safi Gelir" ölçütünün terk edilerek, AB normlarına uygun yeni bir düzenleme yapılması şarttır.
2- Uzun zamandan bu yana medyada da sık sık konu olan hiper ve gros marketler ile bakkal çekişmesi, giderek artan bir şekilde devam etmektedir. Küresel ekonominin bir gereği olarak işletmeler gitgide büyümekte, büyük işletmeler küçükleri yutarak ekonominin ve toplumun dengesini bozmaktadır. Bu kavga hiper-gros-süper marketler ile yaklaşık 80 meslek dalında faaliyet gösteren esnaf-sanatkarlar ile küçük işletmelerin rekabetidir. Hızla piyasayı kaplayan bu tür büyük işletmeler, girişimcilik ruhunu öldürmektedir. Konfederasyonumuzun önderliğinde hiper ve gros marketlerin şehir dışlarında faaliyet göstermesini öngören yasa taslağı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nca hazırlanmış, ancak bir türlü yasalaşamamıştır. Yasa Tasarısı AB model ve kuralları çerçevesinde yeniden ele alınıp, esnaf-sanatkarı koruyucu düzenlemeler yapılmazsa, küçük işletmelerin kapanması devam edecektir.
3- Esnaf-sanatkarların karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biri de finansman sorunudur. Az miktardaki öz sermayesi ile işe başlayan esnaf-sanatkarlarımızın işlerini geliştirebilmeleri için birtakım teşviklere ihtiyaçları vardır. Başta AB olmak üzere birçok gelişmiş ülkede KOBİ'ler ve küçük girişimcilere yönelik yoğun teşvikler uygulanırken, ülkemizde ise tam tersi bir tutum sergilenmektedir.
4- Yine işyerleri üzerinde büyük bir yük olan vergi ve sosyal güvenlik primleri, esnaf-sanatkarlarımızın bellerini doğrultmalarına izin vermemektedir. Bir esnaf-sanatkar; başta Maliye Bakanlığı olmak üzere birçok kuruma neredeyse 10'un üzerinde değişik vergi vermekte ve kendisi ile yanında çalıştırdığı kişilerin sosyal güvenlik primlerini ödemektedir. 2 milyona yakın esnaf-sanatkar işyerinde esnafımızla birlikte en az 2-3 kişinin de çalıştığı dikkate alındığında, büyük bir istihdam alanı söz konusudur. Çok az emek ve sermaye ile devletimize herhangi bir yük getirmeden istihdam yaratan, meslek adamı yetiştiren esnaf-sanatkarlarımızın daha fazla korunması ve teşvik edilmesi gerekmektedir.
5- İhalelerde esnaf-sanatkar meslek kuruluşlarının belgelerinin kabul edilmemesinden, işyeri açarken ustalık belgesi aranmasına kadar her alanda şirketler ile esnaf-sanatkarlar arasında ciddi ayrımlar yapılmakta, tüm çabalarımıza rağmen bazı sorunlar çözüme kavuşturulamamaktadır. Her zaman olduğu gibi büyük küçüğü yutmakta, hükümetler de buna göz yummaktadır.