Bir asker mektubu
Dinci basındaki dinci köşelerde, e-bildiri'nin TSK tarafından kaleme alınmadığı iddiası pervasız bir şekilde öne sürülüyor ve "TSK bir oldu bittiye getirildi" mealinde sözler sarf ediliyor. Ben de, okurlarımızdan emekli bir kurmay albay tarafından şahsımıza gönderilmiş mektubu dikkatlerinize sunuyorum:
***
Canım kardeşim... Medya ile ilgili düşüncelerine aynen katılıyorum. Ancak senden, bugünlerde neden böyle bir bildiri yayınlandı, diye düşünmeni rica ediyorum. 1.mensupları, askeri okullar, askeri liselerharp okullarından itibaren tamamen Atatürkçü düşünce ve Türk ilke ve inkılapları ile hamur olarak yetişir. Bu düşünceler artık onun benliğidir, kanıdır, malıdır. En önemli görevlerinden birisi o ilke ve inkilapları canları pahasına muhafaza etmek ve korumaktır. Bu düşüncelere en ufak bir aykırılık o insanları mutsuz kılar, derhal düzeltici tedbirleri almaları veya aldırmaları lazımdır. Yüksek Askeri Şura kararları ile TSK'den atılan, ancak Sayın Başbakan veya yeni Cumhurbaşkanı adayımızın daima muhalefet şerhi koydukları, subay ve astsubayların atılmalarının başlıca sebebi de budur. 2.mensuplarının Sayın Başbakan'ın sıkma başlı eşinin bilerek veya bilmeyerek verdiği siyasi mesajları ve bu nedenle ülke imajımızın yurt dışındaki algısını bir türlü kabullenemediği bir ortamda, bu tip subay astsubay eşlerinin orduevlerine kabul edilmediği bir anlayışa sahip olduğu herkesce bilinmesine rağmen, başkomutanları olarak benzer bir sıkma başlı first lady eşini Atatürk'ün makamında başkomutan olarak, siyasi geçmişi ne olursa olsun kabul etmesi hiç mümkün değildir. Bunun devamı olarak, TSK orduevlerindeki muhtemel tutum ve davranışları da takdirine sunuyorum. 3.'lerinin bildirisi gerçekten bir muhtıra değildir. Durumu ilgili tüm kamu yönlendiricilerinin medyadaki köşe yazarları dahil bilgisine sunmak, bugüne kadar tamamen susmuş veya susturulmuş kamuoyu oluşturucularının durumu bir kez daha anlamaları için kaleme alınmış bir durum bildirisidir. Açıkcası, ey kamuoyu uyuyor musunuz, irtica hortladı ve geliyor siz hâlâ durumun farkında değil misiniz, demeye getirmektedir. İç Hizmet Kanunu'nu uygulamak zorunda kalabileceğim günleri yaşamak istemiyorum. Darbe yapmak istemiyorum. Ülkemdeki demokrasinin gelişmesini istiyorum. Gelin elbirliği içinde bunları çözün. Hislerime tercüman olun. Başkomutan olarak eşi türbanlı birini Atatürk'ün makamında kabullenemiyorum, demek istemektedir. 4. Eğer Sayın Gül bir şekilde Cumhurbaşkanı seçilecek olursa ileride ülkemizde meydana gelebilecek gelişmeler için; tekrar 'Ordu göreve, bizi kurtar' teranelerini dinlemek de istemiyorum, demek istemektedir. Şahsınıza işinizde başarılar diliyorum.