Böyle meseleler nerede olur diye sorarsanız, Türkiye'de olur derim, zaten de oldu. Başbakan Erdoğan, Atatürk'ün doğduğu evi ziyareti sırasında, "ziyaretdefterini" inceledi. Defterde, bir emekli memurun ( FethiDördüncü isimli yurttaş) daha önce bilgisayarda yazılıp da deftere yapıştırılmış çarşaf gibi "AKPartieleştirisini" görünce sinirlendi.
***
Anlaşılan oydu ki, bir Türkiye yurttaşı, Atatürk'ün doğduğu evdeki anı defterine, "icraatlarınıbeğenmediğiAKPartiiktidarınışikayet" etmişti. Başbakan, konsolosluk görevlilerine çıkıştı ve bunları niçin kontrol etmediklerini sordu. Bir iddiaya göre Erdoğan o sayfayı yırttı, bir iddiaya göre de "yırtmadı ama çok kızdı!". Benim zavallı beynim, hafsalam böyle şeyleri almaz. İki sebeple veya iki açıdan almaz. Olsa olsa nihayet bir komiklik sebebi olabilir bütün bunlar...
***
Atatürk'ün doğduğu eve bir anı defteri konulmuşsa, buraya giden her yurttaşın deftere bir şeyler karalaması serbestse, yazılanlara kızmanın bir anlamı yoktur. Güler geçersin! Vatandaşın ağzı torba değil ki büzesin, söyler de yazar da şikayet de eder. O açıdan, konsolosluk görevlilerinin kontrolünü beklemek de abestir. Ne yani, oraya gidenler ne yazıyorlar diye başlarında nöbetçi dikilecekse, o özgürlüğün ne değeri kalır? Öte yandan... Benim aklımın almadığı diğer konu da, birilerinin Ata'ya gidip,"şikayette" bulunmalarıdır. "SevgiliAtatürk!..Bendeniz,buAKPartiiktidarındanfecişekildeşikayetçiyim.Cumhuriyetimiz'ekarşıdüşmanlıkbesliyorlar.Bendenhabervermesi,artıkneyapacaksanlütfenyap!Bıçakkemiğedayandıyani..." Böyle bir şikayetin mantığı ve anlamı olabilir mi dostlar? Vatandaşı boş bırakırsan, gidip Ata'ya kaynanasını bile şikayet edebilir!
***
Yaşamaya devam edenlerin, hayata veda etmiş, üstelik görevlerini fazlasıyla tamamlamış bir insanın kapısına gidip halen yaşamakta olan başkalarını şikayet etmeleri, en basitinden "aczifadesi" değil midir? Herhangi bir iktidardan, dış güçlerden, meteorolojiden, depremden, enflasyondan, terörden, kapkaçtan, aklınıza ne geliyorsa, gidip hala Ata'yaşikayette mi bulunacağız, Allah aşkına? Ben buna gülerim, kusura bakmayın elimden başka bir şey de gelmez!