Huzurunuzu kaçırmak istemem. Kara haber vermek de. Pişmiş aşa su katmak gibi bir niyetim de yok. "Anladık sadede gel" diyorsanız, işte geldim. Ve de açık açık söylüyorum. - Sonbahar ve kış zamları yola çıktı, haberiniz olsun. Bu konuda elimde çok güçlü delillerim var. Kaldı ki okul çağında çocukları olan aileler zamlarla çoktan tanıştılar bile. Kırtasiye malzemeleri ve okul kıyafetleri geçen yıldan çok daha pahalı. Eğitim giderleri dargelirlilerin bütçelerini sarsıyor. Çocuğunu özel okullarda okutanların duru daha da kötü. DİE'nin verilerine göre, Ağustos ayında özel okulların ücretlerine yüzde 15.7 oranında zam yapıldı. Kurs ücretleri de yüzde 12.7 oranında arttı. Kış demek, ısınma demek. Kalorifer yakıtı, odun kömür demek. Palto, ceket, kazak demek. Bot demek. Soba demek. Daha geride bu masraflar var. Ülkemizde genelde Eylül ayı ile birlikte fiyatlar tırmanışa geçer. Yılın sonuna kadar piyasalara ara ara zamlar düşer. Bu durum da aylık enflasyon oranlarına yansır. Örneğin geçen yılın Ağustos ayında fiyatlar binde 2 oranında düşmüştü. Eylül ayına gelindiğinde, enflasyondaki artış yüzde 1.9'u buldu. Geçen yılın fiyat artışları yine de düşük düzeyde kaldı. Geçmiş yıllarda sonbahar enflasyonu çok daha yüksek olurdu. Bu yıl için o denli yüksek bir oran beklenmese de fiyatlarda bir hareketlenme olacağı anlaşılıyor. Bazı ürünlerin toptan fiyatları, Ağustos ayında hayli yüksek oranlarda arttı. Bu artışlar, ister istemez perakende fiyatlara yansıtılmaya başlanacak. Toptan fiyatı bir ayda yüzde 5'in üzerinde artan ürünler arasında ham petrol, ilaç, kalorifer yakıtı da bulunuyor. Yemek odası takımı toptan fiyatlarının bir ayda yüzde 28.8 gibi çok yüksek bir oranda artması da iyiye alamet değil. Tabii pek de karamsar olmamak lazım. Fiyatlar elbette artacak ama, geçmiş yıllardaki gibi kimse de yüzde 4-5'lik aylık enflasyon beklemesin. Çünkü hem piyasalarda para yok, hem de halkın satın alma gücü düştü. Fazla zam yapanlar dikkat etsinler, müşterisiz kalabilirler.