Yaşanan facialarla gündeme oturan TCDD, her yıl 500 trilyon lira zarar ediyor. 1950'den bu yşana unutulan demiryollarımız tam anlamıyla perişan halde.
***
500 trilyonluk yük
Facialarla tekrar gündeme gelen TCDD, yılda 500 trilyon lira zarar ediyor 1950'den beri unutulan demiryolları, ilgisizlik yüzünden perişan halde....
Programında demiryollarına önem verileceğini özellikle belirten AKP Hükümeti, bu yönde icraatta da bulunarak yarım asırdır ihmal edilen demiryollarını canlandırmaya çalıştı. Altyapısı çökmüş ve eskimiş demiryolu ağının rehabilitasyonu yapılmadan girişilen 'Hızlandırılmış Tren Projesi' gibi çalışmalar facia ile sonuçlanınca, ihmal tekrar göndeme geldi.
100 yıllık hat Halen, 1876-1909 yılları arasında Abdülhamit tarafından yaptırılan ve daha sonra Cumhuriyet ile birlikte 1950 yılına kadar geliştirilen rayları kullanan TCDD (Türkiye Cumrhuriyeti Devlet Demiryolları), yılların getirdiği ihmal ve kötü yönetimler sonunda, yılda 500 trilyon lira zarar eden bir kurum haline geldi. 1950 yılından sonra adeta tamamen unutulan demiryollarımızın toplam 11 bin kilometreyi bulan hat ağı, herhangi bir rehabilitasyon çalışmasına tabi tutulmadan kullanılıyor. Sonuç olarak, 1950'li yıllardan sonra uygulanan karayolu ağırlıklı ulaşım politikaları ile, 1950-1997 yılları arasında karayolu uzunluğu yüzde 80 artarken, demiryolu uzunluğu sadece yüzde 11 arttı. Ulaştırma sektörleri içindeki yatırım payları ise şöyle: 1960'lı yıllarda karayolu yüzde 50, demiryolu yüzde 30 pay alırken, 1985'ten sonraki dönemde bu pay yüzde 10'un altında kaldı.
Çalışmalar tamamlanamadı Bu dönemde zaman zaman cılız da olsa demiryollarına önem verilmesi için kamuoyu oluşturma çabaları görüldü ama, bunlar sonuç getirmedi. Türkiye'de yapılmış tek ulusal ulaştırma planı olan karayolu ulaşım payının yüzde 72'den yüzde 36'ya düşürülmesini hedefleyen '1983-1993 Ulaştırma Ana Planı' da uygulanamadı ve 1986 yılından sonra gündemden kaldırıldı. Bu yöndeki politikaların doğal sonucu olarak, ulaşım adeta tek bir sisteme dayandırıldı. Türkiye'de karayolu yolcu taşıma payı yüzde 96 iken, demiryolu yolcu taşıma payı ise yalnızca yüzde 2 seviyesinde kaldı.