Doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış. Bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış. Kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş. Yanında da ağanın en yakın yardımcısı Haso. Ağa sırtını köye doğru döner, sonra sorarmış: "Ula Hasso, ahali bakiy mi?" Hasso cevap verirmiş: "Evet ağam, hepisi de bir olmus, pencerelerden bakir." Ağa çisiyle karın üzerine imzasını atarmış "Abdullah Cizrelioğlu", sonra da bir nokta koyarmış ve sorarmış: "Hala bakirler mi?" "He ağam, hem bakirler hem de cılgın gibim alkışlirler." Her sene aynı tören sürermiş. Aradan 7 yıl geçmiş. Ağa yine kar tuttuktan sonra çıkmış köy meydanına. Sormuş Hasso'ya: "Ahali bakir mi?" "He ağam bakirler, köpekler, kediler bile camdadır." Ağa adını yazmaya başlamış "Abdullah" diye. "Cizreli" demiş ki, kalakalmış, çünkü yaş gereği prostat. Halka rezil olmak var. Alçak sesle Hasso'ya sormuş: "Bakirler mi?" "He ağam bakirler de, sen ne diye durdin öğle?" Ağa çaresiz "Ula gel yanıma, arkanı dön ahaliye, tamamla şunu" diye emretmiş. Hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın kulağına eğilmiş "Ağam" demiş, "Kırk yıldır kafama vurdin, salak dedin, sırtıma vurdin aptal dedin. He bu kulun okumayı yazmayı sökemedi ki, tut da yazının devamını sen yaz." Kıssadan hisse alınacak ders: "İşini gördüreceğin adamın eğitimini sakın ihmal etme!"