
Başkan Ahmet Ağaoğlu ve yönetimi, saha içinin patronluğunu 'futbol aklı' olarak getirdiği Avcı'ya vermişti. Avcı'nın sahası 'kırmızı alandı' artık. Bu hem yönetim hem de Avcı için riskti. Başarısızlıkta Avcı gidecekti belki ama yönetim de yıpranacaktı. Buna rağmen iki taraf da riski aldı. Yönetim, hocanın istediği bütün transferleri yaparken, ekonomiyi de eksiksiz yönetti. Avcı da oyunu ve oyuncuları... Riskin finali kupaya uzandı... Trabzonspor bu sezon başka bir şey daha yaptı! Saha dışı faktörlere kendini kaptırmayacaktı. Tamamen sahaya odaklanılacaktı. Abdullah Avcı dışında kimse konuşmayacak, oyun ve oyuncular üzerinden değerlendirme yapılacaktı. Trabzonspor'un uzun yıllar sonra uyguladığı bu politika da, başarılı şekilde noktalandı.
YER DEĞİŞTİRMİŞLERDİ!
Trabzonspor'un Fenerbahçe'yi kendi sahasında mağlup etmesi, ligdeki bütün dengeleri yerinden oynatmıştı. Hakem Ali Şansalan'ın Kim'i ikinci sarıdan atması maçın önüne geçmişti. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, stadyum dışında basın mensuplarına "Her şeye rağmen şampiyon olacağız" diyerek camiasına umut dağıtmaya çalışıyordu. Belli ki bu açıklamalar camiasını tatmin etmedi, İstanbul'a gittikten sonra havalimanında elinde megafonla daha sert ifadelerle meydan okudu. Dünya yıldızı Mesut Özil'in megafonla konuştuğu o anlar uzun süre hafızalardan silinmeyecekti! Oysa ki iki kart da doğruydu ama mağlubiyet unutturulmalıydı! Sorunu saha içinde aramayanlar takımı sürekli saha dışına taşıyordu. Trabzonspor ise ne saha içi ne de saha dışına dair tek bir kelam dahi etmeyerek yoluna bakıyordu. Trabzonspor, 2011 sürecinden sonra saha dışı faktörlerin gölgesinde ya da tam ortasında sezonları geçirdi. Bir türlü motivasyonunu sahaya ve takıma veremedi. Ne zaman ki hukuki mücadeleyi saha dışına taşıdı ve sahaya odaklandı kazanmaya başladı. Ezcümle, Trabzonspor'un geçmişte yaptığını bugün Fenerbahçe yapıyordu.
ÖMÜR'ÜN DÖNÜŞÜ!
Galatasaray maçı... Dakikalar 37'yi gösteriyordu. Abdülkadir Ömür, İsmail Köybaşı ile birlikte sahanın kötüleri arasındaydı. Bir taraftar sahaya girdi. Ömür'e yaklaştı, "Neden kötü oynuyorsun!" diye bağırdı. O taraftar dışarı çıkartılırken Ömür ile Köybaşı da oyundan çıkartılıyordu. Galatasaray'ın 2-0 öne geçtiği karşılaşma, maç sonunda berabere bitiyordu. Trabzonspor 1 puan alıyor ancak Abdülkadir Ömür'ün ne olacağı merak ediliyordu. Soyunma odasında herkes Ömür'e moral veriyordu. Futbolculuk hayatında böyle anları yönetmek çok zordu. Trabzonspor altyapısından yetişmiş, üstün yetenekleriyle parmak ısırtan, karakteriyle de örnek olan Ömür ne yapacaktı! Ertesi gün Abdullah Avcı'nın yanına gitti. Birkaç gün izin istedi. Ancak Avcı "Sen kaliteli bir oyuncusun. Şimdi daha çok çalışıp, yükselme zamanı" diyerek izin talebi reddetti. Ömür işe performans antrenörü tutmakla başladı. Trabzonspor Zihinsel Performans Antrenörü Yaşar Çevikel ile de terapi seansları aldı. Ömür sonraki maçların çoğunda ilk 11 olarak sahadaydı. Ama hala formuna kavuşamamıştı. Zirveye çıktı karşılaşma Beşiktaş maçıydı. Hem bir gol atmış hem de takımına önemli katkılar sağlamıştı! Trabzonspor'un yıldızı geri dönmüştü!