Garih de diğer dindaşları gibi kendi ülkesine, zorunlu olarak vergi ödüyordu. Ne var ki, klasik Yahudi genlerinin etkisiyle bir süre sonra ödediği miktarın çokluğundan şikâyet edip, indirime gidilmesini istemişti. Elbette bu teklif reddedildi ve Üzeyir Garih için tehlikeli günler başladı. MOSSAD'ın, İsrail dışındaki Yahudiler'den vergi aldığı biliniyor. Vergi vermemek için Türkiye içinde yerli bir birime müracaat etti. Ancak yağmurdan kaçarken, doluya tutuldu. Kendisini Yahudiler'e karşı koruyacak bu 'derin' işbirliğinin bu dönemde başladığı iddia edilmektedir.
Bu grubun kendi faaliyetlerinde Garih'ten para aldığı belirtilir. Bundan da rahatsız olan Garih, tüm legal ve illegal kanalları denemiş. Ancak bütün bunlara rağmen, ödemeye devam etmişti. O dönemlerde 'Ergenekon' adı altında yavaş yavaş deşifre edilenleri gören Garih, bazı temaslar yaparak para taleplerini engelleyeceğini düşünmüş olabilirdi.Ve Garih sonunda resti çekti.
ELÇİBEY İHTİMAL
Üzeyir Garih'e yakın bir ismin açıklamaları basında yer aldı. İddiaya göre, işadamı Üzeyir Garih'i, Ergenekon örgütü içindeki bir çete öldürdü. Gerekçe ise Üzeyir Garih'in, Ergenekon örgütü tarafından planlanan ve son anda başarısızlıkla sonuçlanan Azerbaycan'daki darbe planı için finans desteği sağlamayı reddetmesiydi. Eski Veli Küçük, Rusya ve başta Azerbaycan olmak üzere, Türk cumhuriyetlerinde yaptığı yatırımlarla ilgili pürüzlerin çözülmesinde faaliyette bulunuyordu.
Garih de, bazı yardımlar karşılığında, Ergenekon örgütüne düzenli olarak 'bağış' yapıyordu. Bu bağışlar, ciddi meblağlara ulaşınca, Garih'le ortakları arasında sorun çıktı. Bu anlaşmazlık derinleşince Garih, Ergenekon'a yaptığı para yardımını kesti. O günlerde, Ergenekon'un, Azerbaycan'da büyük bir operasyon hazırlığı vardı. Örgüt, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'i devirip, Ebulfeyz Elçibey'i yerine geçirmeye çalışıyordu. 1993'te yine bir darbeyle görevden el çektirilen eski Cumhurbaşkanı Elçibey, Veli Küçük'ün akrabasıydı. Bu işi en çok, Veli Paşa istiyordu. Aynı günlerde, Ergenekon, irtibatlı olduğu işadamları ile cemaat ve gruplara, "Elinizi cebinize atın" haberi gönderiyordu. Veli Paşa, bu talebi iletmek için Alarko'ya birini göndermişti.
Garih, artık örgüte para veremeyeceğini net bir şekilde bildirince, üzeri çizildi.
Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel'in Haydar Aliyev'e haber vermesi sonucu darbe önlendi. Bu konuda Ergenekon savcıları incelemesi sürüyor.
NESİM MALKİ OLAYI
Namı-ı diğer Niso, Nesim Malki Bursa'da 1995 yılında pusuya düşürüldü, çapraz ateşle öldürüldü. Büyük paraları borç olarak vermesiyle tanınan bir işadamıydı. Öldürüldüğünde Kıbrıs'ta 2 bankası, Türkiye'de 20'ye yakın şirketi vardı ve önde gelen bir bankanın yüzde 50 gizli ortağıydı. Son yılların en esrarengiz bankerlerinden olan Malki, İstanbul, Tel Aviv, Bursa üçgeninde gerilim dolu macera yaşayan biriydi.
1998 yılında dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, "Malki'nin öldürülmesi ile 1 gecede tam 700 trilyon lira el değiştirmiştir" demişti. Bu açıklama günlerce tartışıldı. Peki, Malki'nin paraları ne oldu? Birçok soruya henüz yeterli cevaplar verilemedi.. Türkiye' deki kasaları olan Nesim Malki'nin ölmesinden sonra Mossad, kaybolan 8 milyar dolarının peşine düştü, kaybolan parasını ülkemizde iş yapan birçok işadamından tahsil etmeye karar vermişti. Tanınmış bir işadamının oğlunun kaçırıldığı, helikopterden aşağı ayaklarından tutularak aşağı sarkıtıldığı, telefon eden Mossad ajanlarının bir uluslararası banka kanalı ile işadamından para tahsil ettiği fısıltı olarak dolaşmaktadır.
3 Ağustos 2008 tarihinde gazetelerde bir haber yer alıyordu. Ergenekon kapsamında Doğu Perinçek'in 165. delil klasörünün 239. sayfasında Malki'nin borçlularının yazılı olduğu bir liste vardı: Alaattin Çakıcı, Nevzat Ak 25 milyon dolar, Ali Şener 10 milyon dolar, Özer Çiller, M.O. Vargı 7 milyon dolar, M.
Zeytinoğlu, İshak Romanı, Kemal Gülman, Hayyam Garipoğlu 947 milyon dolar, Zeki Işıklı 7 milyon dolar, Emin Cankurtaran 17 milyon dolar, Yaşar Ertuna 3 milyon dolar, Mehmet Sümbül 3 milyon dolar, Yüksel Çağlar 16,2 milyon dolar, Canan Yaka 1 milyon dolar, Mehmet Refik Bulutçu 673 bin dolar, Erol Eşrefoğlu (Evcil) 1,3 milyar dolar, İlhan Öztürk 6,3 milyon dolar, Korkmaz Yiğit 29 milyon dolar, Adil Öner 9,1 milyon dolar, Sema-Halit Cıngıllıoğlu 949 milyon dolar, Erol Erkohen 2,3 milyar dolar, Erol Aksoy 161 milyon dolar, Erdal Aksoy 144 milyon dolar, Cavit Çağlar 2,3 milyon dolar, Muharrem Kutay 3 milyar dolar, Fazlı Taştan 4 milyon dolar, Doğan Medya 75 milyon dolar, Bilgin 75 milyon dolar, Mustafa Kefeli 60 milyon dolar, İbrahim Yazıcı 40 milyon dolar, H. Ali Demirel 83 milyon dolar, Veli Sözdinler, Yahya Demirel 91 milyon dolar, Aksa Holding 23 milyon dolar, Ozaklar A.Ş. Ertaç Tinar 39 milyon dolar, Feza Filmcilik TV Yayıncılık 7 milyon dolar, İhlâs A.Ş. 4 milyon dolar, Satel TV 9,7 milyon dolar, Kanal 6 TV 13 milyon dolar, Cankurtaran Holding 6,6 milyon dolar, Finansbank 103 milyon dolar, Tekstilbank 44 milyon dolar, Yaşar Keçeli-Vedat Keçeli, Mehmet Ali Yaprak, Günay Tekstil A.Ş.
Ceylan Yatırım Konsorsiyum, Durmuş Yaşar 90 milyon dolar, Kepez Elektrik A.Ş. 104 milyon dolar''
ÖNEMLİ NOT
Listenin en alt bölümünde ise bir notun bulunduğu iddia edildi. Bu notta yazanlar, akıllara durgunluk verecek türdendi. MOSSAD'ın kanalı ile 17 milyar dolar Türkiye'ye giriş yapmış.
Bunun 9.7 milyar doları Nesim Malki eli ile Türkiye'de piyasaya satılmış (Tefecilik). 7.3 milyar doların 5 milyar doları diğer Musevi vatandaşlar eliyle satılmış. 2.3 milyar doları MOSSAD'a
yakın işadamları eliyle dağıtılmış.
