Garip şeyler oluyor

Darbenin üzerinden 3 yıl geçmişti ki, ilk seçimlerde iktidara gelecek olan Turgut Özal'ın partisi Anavatan kuruldu.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 03 Eylül 2010 Güncelleme 13 Ekim 2010, 10:59
Garip şeyler oluyor

İÇİNDEKİLER

12 Eylül darbesi, Türkiye'nin karanlık günlerinin de başlangıcı olacaktı. Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 11 ve 12 Eylül gününün en yakın yaşayanlardan biriydi kuşkusuz. Bir şeylerin ters gittiğini tahmin ediyordu. Ancak ne olduğunu tam olarak anlayamamıştı. Ancak pencereden baktığında fark ettiği bir detay, adeta darbenin habercisiydi.

İşte Demirel'in anlattıkları:
ÇAĞLAYANGİL'İ ARADI
11 Eylül 1980 akşamı Güniz Sokak'taki evimizde misafirlerimiz vardı. Onları yolcu ettikten sonra, 22.30'a doğru, İçişleri Bakanı Orhan Eren geldi. 'Emniyet müdürleri ortada yok' , 'Öğlen Genelkurmay'dan çağırmışlar. Sonra bir daha görünmediler. Garip bir şey oluyor' dedi. Onu bir süre beklettim. Milli Savunma Bakanı Birincioğlu ile o gün 17.00 civarında bir konuşmamız olmuştu.

Birtakım haberler geliyordu; 'Askerler müdahale edecek' diye" Birincioğlu'na 'Ne oluyor etrafta?' diye sorunca, 'Müsteşarım rejime bağlı bir arkadaştır, bir konuşayım' demiş, sonra 'Burada bir şey yok' diye bilgi vermişti. Ben, gelen haberler üzerine yine saat 17.00 civarında, cumhurbaşkanlığına vekâlet eden İhsan Sabri Çağlayangil'i de telefonla aramıştım. 'Birtakım bilgiler var, müdahale konuşuluyor. Senin bugün Genelkurmay İkinci Başkanı (Orgeneral Haydar Saltık) ile görüşmen var, sen eski polissin, laf almasını bilirsin, bak bakalım ne çıkıyor' demiştim. İhsan Sabri bir süre sonra aramış, 'Bir şey sezemedim' demişti.

Birincioğlu'na, Müsteşarını aramasını istedim. Müsteşar telefona çıkmıyor, bakanın telefonuna çıkmıyor. Biz durumu tahmin ettik. Saat 01.00 oldu, benim kapının önündeki nöbetçileri de aldılar.
Her şey o an anlaşıldı. Biz bekliyoruz. 03.00'te radyodan bildiri okundu; ihtilal beyannamesi, yönetime el koyuyorlar. Saat sabah 05.00'e doğru, artık 12 Eylül olmuş, Nahit Menteşe geldi. 'Beni Genelkurmay'a çağırdılar' dedi. Süleyman Demirel, 12 Eylül darbesinden sonra bir müddet Zincirbozan askeri tesislerinde tutuklu kaldı. Derin siyasi planlar ve temaslar içinde oldu. Rahmetli Turgut Özal'ın parti kurma çalışmalarına engel olmaya çalıştı. Emekli Orgeneral Ali Fethi Esener başkanlığında bir parti kurdurdu, DYP'nin kuruluş çalışmalarını yürüttü.

BÜYÜK ÇEKİŞME

1983 Yılında demokrasiye geçilip partilerin faaliyetine izin verildiğinde kapatılan AP taraftarları önce Büyük Türkiye Partisi'ni kurdular, fakat bu parti askeri yönetimce kapatıldı. Askerler tarafından AP'nin mirasını sahiplenmek için Milliyetçi Demokrasi Partisi kuruldu ve Muhafazakâr sağ çizgideki Anavatan Partisi (ANAP) devreye girdi. 21 Mayıs 1983 tarihinde, arı amblemli (Demirel'in Teknik Üniversite'deki mühendislik rozeti) Büyük Türkiye Partisi kuruldu. Genel Başkan Emekli Orgeneral Esener'in yardımcısı Hüsamettin Cindoruk oldu.

AP'nin yöneticilerinden eski Cumhurbaşkanı vekili ve Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil ve 143 arkadaşı gövde gösterisi yaparak partiye katıldılar. MGK, 10 gün sonra, eski AP uzantısı olması gerekçesiyle, partiyi kapattı. Aynı gün Turgut Özal'ın Anavatan Partisi kuruldu. Onun da amblemi ''bal peteği Türkiye üzerinde arı'' idi. Demirel'in partisi kapatılınca, arı kavgası geçici olarak bitmiş oldu.

ECEVİT İSTİFA EDİYOR
Ana muhalefet partisi lideri Bülent Ecevit, 12 Eylül darbe günü Trabzon'a gitmek için hazırlık yapıyordu ama bunun yerine Hamzakoy'a mecburi bir ziyaret yapmak zorunda kalmıştı. Hamzakoy'da gözaltına alındı. Sonra Ankara'ya döndü. Asker kışlasına dönünce yeniden siyaset yapacağına dair umutları tükenmemişti. MGK Genel Sekreterliği'nce 29 Ekim 1980'de yayınlanan ve özetle "Bay Demirel ve Bay Ecevit bir daha partilerinin başına geçemeyecekler" diyen bildiri, Ecevit'in CHP'den istifa etmesine yol açacaktı.

Ecevit, 12 Mart 1971 muhtırası verildiği zamanda CHP genel sekreterliğinden istifa etmişti. Ecevit ve CHP'nin yolları ayrılmıştı. Ecevit, resmi sıfatlarından sıyrılıp mücadeleye karar verdiğinde CHP yönetimi ise İnönü'nün ünlü "Asker başarılı olduğu zaman kışlaya döner" sözünün gereğini yerine getirmeyi ve bunu çabuklaştırmak için 12 Eylül yönetimine yardımcı olmayı benimsiyordu. Yani, Ecevit bir yöne CHP başka bir yöne çoktan yönelmişti. Ecevit, yeni siyaset yapma zamanına kadar bazı arayışlar içine girdi.
Sonunda, bunu, 'Arayış' adını verdiği dergi aracılığıyla yapmaya karar verdi. Fakat Ecevit'in Arayış'ın 7. sayısında kaleme aldığı ve 12 Eylül yönetimini işkence yapmakla suçlayan 'işkence' başlıklı yazısı, derginin kapatılmasına neden olacaktı. Ecevit'e 'yazı yasağı' konuldu. 52 numaralı bildiriye aykırı davranmak suçlamasıyla cezaevine gönderildi.

REFAH PARTISI: Necmeddin ERBAKAN tutuklandı ve İzmir Uzunada'da üç hafta kaldı. Sonra dava açıldı. Daha sonraki duruşmalarda Erbakan ve arkadaşları beraat etti.

MHP VE TÜRKEŞ: 1980 ihtilalinden sonra tutuklanıp cezaevine gönderilen liderlerden birisi de Alparslan Türkeş'ti. İhtilal sabahı bütün liderler evlerinden toplanmış bir tek Türkeş bulunamamıştı. Ancak Türkeş, iki gün sonra teslim oldu. Davalar açıldı ve beraat etti.