Tarihi 25 Ocak 2020

Yavaş’ın davası

CHP'Lİ Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bana tazminat davası açmış.
50 bin lira istiyor!
Bir başka gazeteci arkadaşa da 100 bin liralık dava açmış.
Güzel iş. Kendisini eleştiren, hakkında haber yapan her gazeteciye bu meblağlarda dava açsa kısa sürede hatırı sayılır bir servete kavuşur.
Gerçi Mansur Bey yılların avukatı, politikacısı.
Paraya bu kadar ihtiyacı var mı bilemem.
Varsa da biraz abartmış.
Gazeteciler sizin gibi yüzbinlerce dolarlık vekalet ücretleri alan, milyonluk dava takipleri yapan insanlar değildir Mansur Bey.
Sonra açtığınız davada beni "Adınızı terör örgütü üyeleriyle birlikte anmak ve algı oluşturmakla" suçluyorsunuz.
Fena halde yanılıyor ve alınganlık gösteriyorsunuz.
Sizi CHP'den aday olmaya ikna edenin firari bir FETÖ'cü olduğunu isim vererek iddia eden ben değilim. Aynı partide siyaset yaptığınız Sinan Aygün.
İsminizi firari FETÖ'cüyle anan da, sizin o örgüt mensubuna ait binada ofisiniz olduğunu iddia eden de o.
Ben sadece kendisine bu iddiayı sordum.
Gazetecilik yaptım.
Biraz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu kendinize örnek alın.
Hakkında yapılan onca eleştiriye rağmen bildiğim kadarıyla bugüne kadar hiçbir gazeteciye dava açmamıştır.
Ha siz "Ben açarım, beni ilgilendirmez" diyebilirsiniz.
En doğal hakkınız.
Fakat bu davaları açarak gazetecileri yıldıramazsınız.
Bulunduğunuz makam kavga değil, hoşgörü ile hareket etmeniz gereken bir makam.
Bu arada içiniz rahat olsun.
Davayı kazanırsanız bir yerlerden bulur, buluşturur size 50 bin lirayı veririz.
Öyle Londralarda, Çukurambarlarda milyonluk gayrimenkullerimiz yok.
Keçiören'de banka kredisi halen devam eden 2+1 evimiz var.
Onu satar size tazminatınızı öderiz. Ama emin olun 1 kuruşunu bile helal etmeyiz.

Zehirli algı
Greenpeace Akdeniz durup dururken bizim domates, biber ve salatalığı incelemeye almış!
Gazeteler ve internet siteleri haberi "Soframızda zehir var" diye verdi.
Greenpeace adına raporu hazırlayan kişi Bülent Şık.
15 Temmuz sonrası KHK ile kamudan uzaklaştırılmış.
Milletvekili Ahmet Şık'ın kardeşi oluyor kendisi.
"E ne var bunda" diyebilirsiniz. Bence de bir şey yok.
Sadece önemsiz bir detay!
Önemli olan kısmı bu raporun bilimsellikten uzak olması.
Adamlar bizim domates, biber ve salatalığı incelediklerini ve bazı numunelerde insan sağlığına zararlı pestisit kalıntıları bulduklarını açıklıyor.
Ama bu pestisit analiz çalışmalarını nerede yaptıklarını rapora yazmıyorlar!
Türkiye'de AB Uyum Çalışmaları kapsamında 186 adet bitki koruma ürünü aktif maddesi kullanımı yasaklanmış durumda.
Tarım ve Orman Bakanlığı ekipleri hasat öncesi ve sonrasında çok sıkı denetimler gerçekleştiriyor.
Zaten Greenpeace de "Yüzde 15'i zehirli" iddiasında.
Sofrada değil ama algıda bir zehirleme çabası olduğu çok açık.