Tarihi 10 Mayıs 2010

Emeğin karşılığı 'izlenmek'

Müge Anlı'nın giderek yükselen başarı grafiğinin altında ne yatıyor? Toplumsal duyarlılık mı? Araştırmacı gazetecilik mi? Müge Anlı'nın hem güven veren hem sorgulayan hem de samimi tavrı mı? Ya da bunların hepsi birden mi? Müge Anlı'nın sunumuyla ekrana gelen Müge Anlı ile Tatlı Sert programı, geçtiğimiz hafta 3 gün üst üste reyting listesinde ilk 10'a girdi. Ana haber bültenlerinin, dev bütçeli dizilerin kapıştığı listede birçok programı geride bırakmayı başardı.
Bu başarının bir analiz gerektirdiğini hissettim ister istemez.
Müge Anlı'nın başarısını anlamak için aslında onu yakından tanımak gerekmiyor. Çünkü Müge Anlı, ekranda gördüğünüzden farklı bir kadın değil. Samimiyeti buradan kaynaklanıyor. Anlı, kameralar kapandığında program sona erdiğinde de çalışmaya devam ediyor. Ekibiyle beraber çözülememiş olayların peşine düşüyor. Gün boyunca ve hatta geceleri gelecek ihbarları değerlendiriyor.

Ve ekranda gördüğünüz üzere üzülüyor. Üstelik sadece programı yayındayken değil. Yayın bittikten sonra da devam ediyor üzüntüsü. Fazlasıyla etkileniyor yaşadıklarından. Zaman zaman ağlıyor. Hatta bazen 'Yüreğim daha fazla kaldırmayacak' diyerek bırakmayı bile düşünüyor. Ama yıllardır emek verdiği programının toplumun duyarlılığını arttırdığını biliyor. 3'üncü sayfa haberlerinin ardındaki gerçek insanları ekrana çıkararak yaşanan dramı gözler önüne sermesinin hepimize bir şeyler kazandırdığını hissediyor. 'Robot'a dönüştüğümüz bir çağda tekrar yüreklerimize sesleniyor!

Bunun karşılığını da 'izlenerek' alıyor. Müge Anlı'nın ekibinden sevgili arkadaşımız Gülden, rejide telefonların sürekli kilitlendiğini anlatıyor bize…
Kimi telefonlar ihbar amaçlı geliyor, kimi telefonlar derdini anlatıyor kimisi de yaşanan olaylara tepki vermek için geçiyor ahizenin başına…

Sonuçta toplum bilinci kuvvetleniyor. Ne diyelim, Allah senden razı olsun Müge Anlı!

* * *
CADI KAZANI
Yaaa sinir oluyorum.
Yaprak Dökümü'ne gerçekten sinir oluyorum.
Hikaye resmen 'üzülmek' üzerine kurulmuş.
Geçtiğimiz hafta Necla, babası için 'A.R. Tekin Kitabevi'nin hazırlıklarına başlamıştı. Sevinçle babası, annesi ve Ayşe'yi buraya götürdü. Hayali gerçek olan Ali Rıza Bey'in tepkisi; 'Bunu kabul edemem' oldu.
Gözleri doldu, neredeyse ağlayacak. Ama sevinçten değil, gururdan. Hiçbir şeyle mutlu olmayan bir aile bu Tekinler!


* * *
ALKIŞ
Çocuklar Duymasın'ın ilk fotoğrafı yayınlandı. Bu bildik kadro beni heyecanlandırdı. 'Tutmaz' diyenlere inat, ben Çocuklar Duymasın'dan ümitliyim. Bir dönem fenomen haline gelen dizide aynı tadı mı buluruz, yoksa farklı bir keyif mi alırız, bilmiyorum. Ama bu deneme bana çok da umutsuz gelmiyor!