Tarihi 6 Ağustos 2018

80 yılda değişen bir şey yok!

HARİTALAR değişiyor, dünya dönüşüyor ama CHP bildiğiniz gibi! Türkiye'de sistem değişiyor, mevsimler dönüşüyor ama CHP bildiğiniz gibi! Artık yakıtlı değil elektrikli motosiklet kullanılıyor, dünya artık elektrikli arabalara geçiyor ama CHP bildiğiniz gibi! Türkiye artık kendi silahını, kendi tankını üretiyor, yerli arabasını yapmaya hazırlanıyor ama CHP bildiğiniz gibi! Dünya artık telsiz telefonları geçmiş android telefonlar kullanıyor ama CHP bildiğiniz gibi!
Bu örnekleri size neredeyse sonsuza dek uzatabilirim ama yerimiz yetmeyeceği için şimdilik bu kadar yetsin. Ne demek istediğim, ne anlatmak istediğim sanırım anlaşılmıştır.
95 yıllık Cumhuriyetimizde 95 yıllık CHP tarihinde son 80 yoldur iktidar olamayan bir CHP'den söz ediyorum...
Bilmem anlatabildim mi?



SOSYAL
medyanın son günlerdeki en popüler paylaşımları CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile ilgili olanlar!

Delege muammasında son durum!
CHP ile başladık, onunla devam edelim. Bir araba nasıl patinaj yapar ve olduğu yerde kontrolsüzce dönerse CHP'nin hali de öyle! Kim nereye çekiştirirse gidiyor neredeyse. CHP'yi yönetenler de bunun adına sözde "Demokrasi" diyor.
Bakınız; siyaset ve elbette siyasi partiler öncelikle disiplin ister. Öyle kafanıza estiği gibi, aklınıza geldiği şekilde partileri yönetemezsiniz.
Tüzük, program, kurullar, yönetim kademesi bu yüzden var partilerde. Bir aydır sadece CHP'de kurultayı toplamaya yetecek imza toplanıp toplanmayacağını değil, yeterli rakamın kaç olacağını bile tartışıyoruz. 615 diyen var, 620 diyen var, 622 diyen var, 625 diyen var! Buna kesin bir cevap verecek tek bir merci var o da;
CHP Genel Merkez yönetimi.

550 ile 622'nin farkı var mı?
GAZETECİLERİN 30 gündür ısrarlı sorularına karşılık kesin bir cevap alınamadı. Nihayet muhaliflerin topladıkları imzaları teslim ettikleri gün yani Perşembe günü, CHP'nin kaç kurultay delegesi olduğunu öğrendik! 1242 delege var imiş ve kurultay toplanması için gerekli imza sayısı; yarıdan 1 fazlası yani 622 imiş! Gelin şimdi bu hesabı bir kez daha açalım: 1242 delege içinde 60 kişilik PM üyesi, 124 milletvekili ve 31 de Yüksek Disiplin Kurulu ve diğer kurul üyeleri de doğal üye sayılıyor.
Ve bütün bunları çok yakın bir tarihte yapılan kurultayda ve seçimde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun atadığını hatırlarsak, bunların toplamı olan 215'i çıkarırsanız 1027 delege kalıyor. Bunun da yarısı 513 yapar ise, muhaliflerin topladığı imza sayısı rahatlıkla yetiyor. Bugün kesin rakam açıklanacak ama Ha 622 ha 560 imza fark etmiyor.
Neticede kurultay delegelerinin yarıdan fazlası, partinin kurultaya gitmesi yönünde irade kullanmış. Ve siz bunu ısrarla yok sayıyorsunuz.. 81 milyon millete Cumhurbaşkanı adayı olarak sundukları bir kişinin partiye Genel Başkan olma iddiasıyla Genel Başkanı ile yarışa girme iddiasını görmezden gelmek artık sadece Muharrem İnce'nin şahsi meselesi veya kaprisi değil, topyekun CHP delegesini yok saymaktır. İtirazı olan var mı?

Size bu kapıdan ekmek yok!
TÜRKİYE, son 5 yıldır düzenli olarak bir saldırı altında. Bu saldırı bazen siyasi, bazen diplomatik, bazen terör yoluyla bazen de ekonomik saldırı şeklinde oluyor. Sebebi çok açık;
Türkiye'nin tam da merkezinde bulunduğu coğrafyadaki tüm ülkelerde istisnasız son 5 yıldır iç savaş dahil her tür kriz çıkartıldı. Bunu yapan eller belli; doğrudan ya da dolaylı bu coğrafya üzerindeki her gelişmede ABD'nin etkisi var.
Zengin yer altı kaynakları ve doğalgaz rezervleri ABD'nin ve onun işbirlikçilerinin iştahını kabartıyor. Bu kaynakları ellerinde veya kontrollerinde tutmanın yolu da; bu ülkelerde huzursuzluk veya iç savaş çıkartıp enerjilerini kendi içlerine yönlendirmek ve ABD'yi bir kurtarıcı gibi oralarda legal olarak bulundurmanın yolu bu. Bu oyunda kontrol edilmek istenilen ülkelerden biri de Türkiye ve bir tek Türkiye'ye diş geçiremedi bu ülkeler. Tam tersine; her seferinde daha da güçlenen, bu işgalci devletlere başkaldıran liderine ve onun hükümetine daha da fazla inandı ve destek verdi. Her seçimde biraz daha arttırdı oyunu. Demokrasi yoluyla götüremedikleri Erdoğan'ı bu sefer maşalarıyla yaptırdıkları darbe yoluyla götürmek istediler yine olmadı. Son kozları kaldı; ekonomik operasyon. Onu da sahte krizler çıkartarak, dövizde normal olmayan bir oynaklık yaratarak ve yabancı yatırımcıyı tedirgin ederek yürütmeye çalışıyorlar ama NAFİLE.. Doğrudan veya dolaylı ama her biri sahte operasyonlarınızı alın da gidin artık. Size bu kapıdan ekmek çıkmayacak. Anlamadınız mı?

DERİN SÖZ
Siyaset bir ilim değil, bir sanattır. BİSMARCK