SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 19 Şubat 2012

Öldü...

Bahar dalı gibi bir kız yaşamıyor artık.
Genç yaşamının sonunu kendi arzusuyla getirdi. Hem de 'siyanür' kullanarak. Olay Osmaniye'de oldu. Ayşe Dilara Şahin, Ata Üniversitesi Kimya Bölümü öğrencisi olduğu için iyi bildi ölümüne yol açacak terkibi. Bir kuyumcuya gitti, kimliğini gösterdi. "Deney yapacağım" dedi ve karbon siyanür aldı oradan.
Sonra odasına girdi ve...
20 yaşındaydı Ayşe Dilara. Ailesi odasına girdiğinde baygın halde buldu onu. Çağrılan ambulansla hemen hastaneye götürüldü ama 6 saat süren savaşı yitirdi, kayboldu gitti dünyamızdan...

O neydi o

Facebook'taki sayfasına son olarak "Öldüüüü...." diye yazdığı, ayrıca kendisinin okuduğu, "Hep söz verirler sonra giderler. Ne yaptığının farkına varmadan, elveda demeden çeker giderler" sözleriyle başlayan şiiri paylaştığı öğrenildi...
Bir hazin kısa hikayeye benzedi ömrü, aşk uğruna muhtemelen terk etti ömrü....

Uyuşturucu ne peki
Şimdi yazacaklarımın Ayşe Dilara'nın ölümüyle ilgisi yok ama bir geçiş noktası var.
Bu öğrenci kızımız bilerek isteyerek kullandı ölüme götürecek siyanürü. Bir de uyuşturucu kurbanları var. Onlar heves için, merak uğruna, eğlenebilmek, belki bir şeylere direnebilmek için madde kullanıyor ve duvara tosluyor sonunda. Size İstanbul Narkotik Şube'nin geçen yıl yaptığı çalışma verilerini sunayım, ürkün.
Yani sadece 2011 yılında; 3 Ton 35 Kilo Eroin, 4 Ton 771 Kilo Esrar, 448 Kilo Kokain, 53 Kilo Afyon Sakızı, 136 Kilo Metamfetamin, 1 milyon 145 bin 150 Adet hap ile birlikte 55 bin 532 şahıs hakkında işlem yapılmış.
Bu dönem içerisinde uyuşturucu sevkiyatı yapan organizasyonlara yönelik operasyonlar devam ediyormuş. Özellikle sokak satıcılarına yönelik operasyonlarda ise 608 şahıs yakalanmış.

Güzergah değişti
İzleyip gururlanıyorum. Allah için iyi çalışıyor İstanbul Emniyeti. Hele de Narkotik ha bire bombalar patlatıyor konusunda. Sırf bu nedenle kaçakçılık rotasının değiştirildiği beynelmilel raporlara yansıdı.
Yakında gidip yüz yüze görüşeceğim bu değerli kardeşlerle. İçinize su serpecek bir dolu havadisle geleceğimden eminim.

* * *
AH BENİM KAHRAMAN'IM
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, emekli sanatçısı Kahraman Acehan öldü önceki gün. Dostumdu, ahpabım, sevdiğim bir abimdi. Bir de tepeden tırnağa tiyatrocu yaman bir aktördü Kahraman Abi. Ben Pertevnialli olduğum için Kabataş Lisesi mezunu bu sevgi adamıyla şakalaşır, okullarımız üzerinden kızdırırdık birbirimizi. Ta 1965 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosu'na girmiş, daha çok yenilerde emekli oklmuştu.
Ama aşk bu ya, seslendirme yönetmenliği yaparak yine yürütüyordu sevgi gemisini.

Giderken
20 Şubat Pazartesi günü saat 10.00'da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde yapılacak törenin ardından Çubuklu Merkez Camii'nde öğle namazını kılıp, Çubuklu Mezarlığı'na defnedeceğiz onu.
Anılarımda tatlı çekişmelerimiz, "Bir Kavuk Devrildi", "Cyrano de Bergerac", "Düğün ya da Davul", "Deli İbrahim", "Hürrem Sultan", "İki Efendinin Uşağı", "Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru", "Keşanlı Ali Destanı", "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz" gibi oyunlarda gösterdiği yüksek performanı, gülüşü kalacak. Güle güle dostum..
Sevgiyle git.. Alkışlarımızla..