SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 28 Şubat 2011

Deli gibi sevenler

'Bir zamanlar ben de deli gibi sevdim" diyeni de var, "Deli etme beni aşk deli etme" diyen de. "Denize dalayım mı/ Bir balık alayım mı" türküsünün nakaratında art arda 11 kez 'deli' der mesela okuyanlar. Yine; "Deli gönül gezer gezer gelirsin" diyen şarkının sözlerini kim bilmez ki? Diyeceğim odur ki 'delice sevmeler, sevdalanmalar' üzerine sayısı hesapsız şarkı türkümüz, şiirimiz var malum.
Şimdi Adana'da, Çukurova'nın has evladı yüzlerce kadın erkek, kız kızan hastanın tedavi gördüğü Ekrem Tok Ruh Sağlığı Hastanesi'ndeyim.
Hayretle, hüzünle, kederle görüyorum ki bu hastaların iri kıyım bölümü hani öyle şiir şarkı icabı değil, essahtan aşka dellenmiş.

Yürek yangınları

Vali İlhan Atış'ın yapımına ön ayak olduğu, adını verdiği AMATEM'de yatan alkol-madde bağımlılarının bile 'olaya başlama' sebeplerinin cücüğünde yaman aşklar, karşılıksız sevdalar, severken ayrılmalar, kavuşmayışlar yatıyor.
Koğuşlarda, koridorlarda, bahçelerde rastladığım hasta yurttaşların çoğuyla sohbet kuruyor ve nasıl yürek yangınındalar bizzat tanık oluyorum.
Dün biraz söz etmiştim ama bugün derinine ineyim. Ebru, resim, heykel, takı, müzik, bitkibahçe bakımı kurslarının verildiği köşelerde pek marifetli hastalar var.
Onlarla konuşurken ortaya çıkıyor gizli yürek yaraları.
Hasretin, yavukluyla bir araya gelemeyişin acılarını ağızlarından cümlelerle kaçırmasalar bile tuvallere, heykelciklere bazen de adı 'Ayşe, Emine, Hasan, Seyhan' konmuş saksı çiçeklerine yansıtıyorlar.

Evli ve çocuklu

Söz delicesine aşktan açılmışken bir çarpıcı örnek vereyim hastaneden. AMATEM'de alkol bağımlısı olarak yatan evli-çocuklu bir erkek hasta varmış 2 yıl kadar önce. Cep telefonu satan bir iş yeri varmış hali vakti yerindeymiş o hastanın. Alkole olan tutkusu sonunda hastanelik etmiş onu. Tedavi gördüğü sırada servis hemşiresi genç bir hanım özel olarak ilgilenmeye başlamış onunla. Gerisini anlatıyor olayı iyi bilenler. Diyorlar ki; "Hemşire de evli ve çocukluydu. Ama gönül ferman dinlemedi. Aralarında derin bir aşk başladı. Bir sürte sonra ikisi de eşlerinden ayrıldı.
Her ne kadar uyarmaya hatta yalan yok, engel olmaya çalıştıysak da başaramadık.
Boşanmalarından kısa süre sonra nikâh kıyıp evlendiler. İnanın ki dakikaları ayrı geçmiyordu.
Hemşire hanım; 'Eşim akıl hastanesine tedaviye geldi ama ben onu iyi edeyim derken delice tutuldum' deyip gülüyordu. Ne yazık ki beklenen oldu, o muhteşem görünen ilişki yine alkol yüzünden çürüdü, bitti, gitti."
Başhekim Demirbek'le konuşurken soruyorum:
- Çocuk hasta yok mu? Hiç göremedim orta yerde.
- Hayır yok. Çocuk hasta kabul etmiyoruz.
- Onlar nerede tedavi alıyor?
- 15 yaşına kadar zekâ geriliği şeklinde tezahür eder genellikle.
Daha çok devlet hastanelerinde bakım görürler. 15-18 yaş arası da devletin bazı özel kurumlarında bakılır. Zaten çocuklar için evde gözetim parası veriyor devlet.
Ateş gibi bir adam olduğu için Vali İlhan Atış diyeceğime kalemim sürçmüş, 'Ateş' yazmışım dün.
- Valimiz gerçekten de ateş gibi bir yönetici. Bizi hep destekler sağ olsun.
- Zaten 'Atış' yapmış iyi tutturmuş AMATEM binasına bayıldım. Olamaz ne yazık ki.
- Orada da alkole aşk var ne çare ki. Sabah kalkar kalkmaz eroin, kokain, hap bulabilmek için çırpınıyor hastalar. Hiç bir beşeri aşk bu kadar kuvvetli olamaz...