SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 26 Şubat 2011

Türkler'e hayran kaldık

Libya'dan gelen ilk fFeribot olan Orhangazi'nin yolcuları arasında sadece yurttaşlarımız değil 58 ülkeden yabancılar da vardı. Bunlardan çoğu Marmaris'e indikten sonra Ankara ve İstanbul'a hareket ettiler. Tek tük kalanları bulmak için hayli otel motel gezdim ve sonunda onları buldum. Onlar kim mi? Buyurun okuyun kimlermiş.
George Suchomel. 61 yaşında Kanadalı bir iş adamı ve üst düzey yönetici. Eşi ve arkadaşıyla Orhangazi Feribotu'nun yabancı konukları arasında. Macerasını ve ülke insanımıza şükranlarını bakın nasıl dile getiriyor.
- Bizde "Geçmiş olsun" derler. Şimdi daha önem kazandı bu söz.
- Bizde de "Mucize Türkler" diyecekler artık. Ülkemde bu lafı ben yayacağım.
- Anlatın o mucizeyi bana.
- Sadece Türkler'i değil ben ve eşimi, arkadaşlarımı ve gemide gördüğüm kadarıyla pek çok farklı ulustan insanı kurtardılar.

Elçiliğe ulaşamadım

- Kanada elçiliği ya da konsolosluğu kanalıyla çıkamadınız mı Libya'dan?
- Günlerce uğraştım telefonla bile ulaşamadım elçiliğimize. Ya kapalı ya çalıyor ama telefon açılmıyor. Bir Türk firmasına müşavirlik yapan ofisin başındayım. Oradaki Türk mühendis gençlerle iyi dostuz. "Biz sana yardım ederiz, Türk elçiliğine götürelim konuş" dediler gittim konuştum.
- Ne dedi büyükelçimiz?
- Çok kibar, ilgili karşıladılar.
İkramlar yaptılar. 45 dakika kadar dikkatle dinledi beni sayın büyükelçi. "Elbette önceliğimiz kendi vatandaşlarımızda ama sizi de yüz üstü bırakamayız" dedi.
Eşim ve bazı arkadaşlarımın adlarını, adreslerini aldı. 24 saat geçti geçmedi aradılar ve limana naklettiler bizi. Müthiş bir kalabalık vardı. O kalabalıkta bile Türkler'in çoğu bize yerlerini verebileceklerini söyledi kulaklarımıza inanamadık.
Mucize bir millet, muhteşem insanlarsınız gerçekten de.

Kaddafi'yle tanışmadım

- Ne kadar süredir Libya'dasınız?
Olayları öngörmüş müydünüz?
- 1 yıldır oradayım. Bazı belirtiler vardı ama bu noktaya gelineceğini kimse tahmin etmiyordu. Kaddafi'yle hiç yüz yüze gelmedim ama sert bir adam olduğunu iyi biliyordum. Olaylar başladığında yaralılardan bazıları evimize sığındı. Eşim onlara ilkyardım yaptı. Yaralarını temizledik, yemek verdik. Sonra baktık bizim bölgelerimize doğru büyüyor olaylar, endişelendik.
Ayrılma kararı aldık. Benim bir çocuğum bir de torunum var.
Akşam saatlerinde hep oyunlar oynarlar baba oğul. Fakat bizim durumumuza endişelenip televizyon karşısına geçmişler.
Bakalım "büyükbabam nasıl" derken gemiden iniş görüntülerimizi vermiş BBC.
Orada tesadüfen beni görünce sevinç çığlıkları atmış torunum.

Kadınlar daha cesur

Sonra eşi Mila Vyskoccilova ile konuşuyorum.
- Kadınlar daha metin olur savaş koşullarında derler.
Sizin duygularınız nasıldı?
- Ben Çek asıllı Kanada vatandaşıyım. Aslında biraz ürkek insanım ama nedense bu süreçte hiç korkmadım. Son günlere doğru ülkeden ayrılma kararı alıp da Kanada elçiliğine ulaşamayınca biraz huzursuzluk doğdu. Türkler bize yardım eli uzatınca çok mutlu olduk. Gemide bazı anne ve çocuklarla tek kelime anlaşamadan gözlerimizle bakışarak sarıldık ağladık sevindik. Türk kadınları pek çok erkekten daha cesur bunu gözümle gördüm. Bakın bu yanımdaki de çok yakın aile dostumuz ve eşimin yardımcısı Vostech Halfar. Almanlar da Kanadalılar gibi çok ağırkanlı davrandılar. Refleks gösteremediler. Türkiye çok seri ve mantıklı hareket etti.. Kendimizi yolcu listesine yazdırdıktan sonra Vostech'in de bizle gelip gelemeyeceğini sorduk. Baktık ki kontenjanda ona da yer açtılar sevincimiz çok arttı.

Mutluyuz

- Shindler'in Listesi filmine benzedi biraz. Gemiye giren her yabancı bir Türk'ün eksik gelmesi demek. Onca yabancı arasında da seçilecek isimlerin listesini yapmak zor karar.
- Çok haklısınız. Güç bir durumdu. Geldik diye sevinip, orada kalanlara üzülüyoruz.
Genç güzel bir İngiliz olan Sara da katılıyor sohbetimize. O başka şeyler anlatıyor. Diyor ki; "Daha olayların ilk günü patronum ve arkadaşım olan George ülkeden ayrılmam gerektiğini söyledi. 'Gençsin, bir an önce dön ne olacağı belli olmaz' dedi. Tam olarak ne demek istediğini kavramam için uçakla döndüğüm İngiltere'de haberleri seyretmem yetti. Çok mutluyum ki hem George hem de sevgili eşi Mila'yı Türk gemileri kabul etmiş. Onları karşılamak için hemen Türkiye'ye geldim. Moralimiz düzeldi.
Hepimiz siz Türkler'e teşekkür borçluyuz. Bunu kimse yapmaz kolay kolay.