Tarihi 9 Temmuz 2012

Ertuğrul Özkök ve Aziz Yıldırım

Yaklaşık bir haftadır ABD'deyim. Bu satırları da NewYork'tan yazıyorum...
Aslında başka şeyler yazacaktım sizlere, buralara dair birşeyler...
Türkiye'nin gündeminden bana hiçbirşey yansımasın diye telefonum kapalı ama o durumda bile bazı şeyler gelip sizi buluyor...
Ertuğrul Özkök'ün Aziz Yıldırım'la ettiği kahvaltıdan sonra yazdığı yazı ve o yazının ardından yaşananlar tam bir komedi... Eski Türkiye statükosunun devri geçmiş iki figürü yaşadıkları trajediyi komediye çevirmeyi başarmışlar... Bizim hemşehri Ertuğrul'un durumu iyice fena.
İnanın üzülüyorum... Ben Ertuğrul'un ruh sağlığını yitirdiğine gözlerimle şahit olmuş biriyim. Geçtiğimiz mayıs ayında Aydın Doğan'ın evindeki davette gördüğüm Ertuğrul'un durumu iyi değildi..." Yazma lütfen konuştuklarımı" diye rica ettiği için birşey yazamıyorum. Ama ağzından çıkanlar akıllara zarar nitelikteydi...
Herşey bir yana, Aziz Yıldırım'ın ipiyle kuyuya inilmeyeceğini herhalde anladın Ertuğrul... O kahvaltıda senin yazdıklarının aynen konuşulduğunu biliyorum. Doğru söyleyen taraf sensin, alenen yalan söyleyen bir de bu yalanını Fenerbahçe'nin resmi sitesinden açıklamak gibi bir rezalete imza atan tarafsa Aziz Yıldırım...
Fenerbahçelileri sokaklara döker de Fethullah Gülen Hareketi'ne karşı ayaklanma başlatır diye umduğun Yıldırım böyle bir adam işte. İşlediği suçlar açık olan, aleni şike yapmış bir adamdan "Haksızlığa direnen lider" portresi yaratmaya çalışma projeniz çöktü Ertuğrul... Zaten dandik bir projeydi...
Mahkeme tam anlamıyla adalete ve evrensel hukuka uygun bir karar verdi.
Yıldırım'a dair savcılığın iddialarını okuduğum ilk günden beri bu dosyanın altı dolu olduğunu Yıldırım'ın yaptığı şikelerin, işlediği suçların ortada olduğunu söylüyorum. Yıldırım, Yargıtay safhasından sonra AİHM'e de gitsin, orada da kararın bu olacağını göreceksiniz Ertuğrul
...
Hakikatlerle savaşamazsınız...
Yıldırım'la ilgili söylenecek her "cemaat" sözü bilakis Fethullah Gülen Hareketi'ni daha güçlendirecek. Çünkü bu dava her türlü evrensel hukuk merci tarafından desteklenecek ve onaylanacak bir davadır...
Evrensel hukuk makamları sizin "Bu fezlekeyi hazırlayan polisler, iddianameyi yazan savcı, kararı veren hakim Fethullahçı" argümanınıza bakmaz, dosyanın içeriğine bakar ve orda da Savcı Mehmet Berk'in ve Hakim Mehmet Ekinci'nin doğru yaptığına, evrensel hukuka uygun davrandığına hükmeder...
Başta Mutlu Ekizoğlu ve Nazmi Ardıç olmak üzere tüm emniyetçi ekibinin çok başarılı bir iş yaptığına hükmeder... Öyle olacağını göreceksiniz
... Dilediğiniz kadar provakasyon yapın siz bu davada yenilmeye mahkumsunuz ama yenilen Fenerbahçe olmayacak...
Fenerbahçe bu süreçten sizlere rağmen yeni bir başkanla daha güçlü çıkacak ve Aziz Yıldırım Türk futbol tarihine "Şike yaptığı kanıtlanan ilk Başkan" olarak geçecek. Cemal Gürsel'in Türkiye Cumhurbaşkanları tarihinde yeri neyse Yıldırım'ın da Fenerbahçe tarihindeki yeri o olacak. Sen de kabarık siciline bir rezalet daha eklemiş olacaksın Ertuğrul...
Yürekli savcı Mehmet Berk de gururla Fenerbahçe maçlarına gidecek, çok sevdiği Fenerbahçe'yi şikeci bir başkandan kurtaran kahraman adam olarak tarihte yerini alacak...
Yıldırım'ın şike yapmadığını, cemaatin komplosuyla içeri atıldığını savunanlarla Ogün Samast'ın cinayet işlemediğini savunanların ahlaki ve hukuki durumu aynıdır... Oldu olacak, Samast da "Beni cemaat içeri tıktırdı, cemaat bana komplo kurdu" desin; belki ona da sahip çıkarsınız... Sen bu kafayla yakında "Samast'ın katil olmadığını" da savunursun Ertuğrul... Zaten daha evvel Ergenekon örgütünü korumak için "Samast, bireysel milliyetçi hislerle silaha sarıldı, örgüt yok bu işte" gibi bir utanç cümlesi etmiştin, bir adım ötesine de geçebilirsin...
Öyle bir çöküş sürecindesin ki yarın nasıl saçmalayacağın belli değil...
Niye böyle yapıyorsun? Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe'yi de kendiyle birlikte yakma stratejisini sen de Aydın Doğan ve ailesi için mi uygulama gayretindesin?
Bu soruların cevabını ise yarın yazacağım...