Beşiktaş bu mağlubiyetle Avrupa Kupaları'ndaki mücadelesi sürdürecektir. Bu gruptan büyük bir ihtimalle çıkacaktır. Büyük umutlarla yapılan transferler ve teknik ekip arka arkaya alınan mağlubiyetler şampiyonluk umudunu ve Avrupa'da gruptan sonraki maçlar için umutsuzluk arz ediyor. Tabi bunda bizim Türk toplumu olarak da katkımız var. Çünkü biz yıllar yılı hep yabancıların peşinde koşuyoruz, hep yabancıları el üstünde tutuyoruz. Buna teknik adam ve futbolcular dahil. Evladımız, cannımız ciğerimiz dediğimiz Türk oyunculara her zaman en az ilgilyi gösterir ve en az puanını veririz. Schuster ve diğerleri ülkemizi, bizim kendi dünyamızı tanıyana kadar bir yıl geçiveriyor. Buna yakın zamanlarda Aragones ve Rijkaard'ı örnek verebiliriz. Futbolculardan da Ortega ve Anelka'yı sayabiliriz. Biz ilk önce kendi değerlerine sahip çıkan bir toplum olmalıyız ki daha sonra yabancıların kıymetini bilelim. Büyük takımlardaki çöküşün bence ana nedeni bu zihniyet ve anlayış. Beşiktaş eğer bu sezonu şampiyonlukla kapayamazsa çok büyük çöküntü yaar. Çünkü maddi sorunlar bu sefer başarısızlık halinde su yüzüne çıkacaktır. Dikkat ettiyseniz Porto maçıyla ilgili taktik ve teknik hiçbir cümle kurmuyorum. Çünkü öyle bir maç yaşadık ki ikinci devrenin ik 10 dakkası haric sanki sahada eksik oynayan takım Beşiktaş'ta. Schuster hiç bir önlem almadı ve sadece benim gibi maçı izledi. Şunu belirtmek istiyorum ki Beşiktaş'ın gidişatı Galatasaray-Rijkaard arasındaki antrenör sıkıntısını yaşayabilir. Bu moralsizlikle Kayseri de Beşikaş'ı yener.
