DR. NAFİZ KARAGÖZOĞLU

DR. NAFİZ KARAGÖZOĞLU

Tarihi 23 Nisan 2011

Müzik ruhun gıdasıdır. O kadar mı?

Sadece ruhun değil. Bedenin de gıdası. Gerçekten.
Yüzyıllar önce tedavide müzik kullanılmış.
İnsanoğlu elindekini arayan, telaşlı bir canlı.
Kendine faydası olan şeyleri unutmakta üzerine yok.
Müzikle hastaları tedavi etmeyi öğrenen insanoğlu, ne yazık ki bu tedavinin kullanımı azaltmış.
Şimdilerde özellikle detekleyici tedavilerin faydaları tekrar farkedilmeye başlandı. Müzikle tedavi, Müzik terapi denilen uygulamalar ülkemizin tıp uygulamalarına girmeye başladı.
Peki nedir bu müzik terapi denilen uygulamalar?
Tarihi Bilgi: Azerbaycan
'da Gobustan Kayalıkları'nda görülen dans eden insan şekilleri, 12-14 bin yıllık müzik ve hareket gerçeğini tespit etmemize yardımcı oluyor.
Uygur Türkleri'ne ait Hoten şehri Çerçen kazası yakınında Mülçe Irmağı kenarında bulunan Mingyar kaya resimleri 6-8 bin yıllık
bir geçmişten haber vermektedir. Yaklaşık 2 bin 500 yıldır bu yöntem Anadolu'da uygulanıyormuş.
Bununla beraber başta Yunan medeniyetinde olmak üzere Anadolu'da kurulan çeşitli medeniyetlerin müzikle tedavi yöntemini uyguladıkları bilinmekte.
Müziği her türlü erdemin kaynağı sayan Yunanlılar, müziği ruhun eğitimi ve arınmasında kullanırmış. Eski Yunan mitolojisinde Apollon, lir çalarak insanların sıkıntılarını giderir ve onlara neşe verirmiş. Yunan filozof Sokrates'in öğrencisi Platon da M.Ö.
400'lü yıllarda, müziğin ahenk ve ritim ile ruhun derinliklerine etki ederek, kişiye bir hoşgörü ve rahatlık verdiğini söylermiş. Yine Platon, şarkıyı iyileştirici özelliği olan bir çare olarak kabul etmekle birlikte, şarkı olmaksızın hastaya uygulanan reçetelerin etkisiz olacağını da eklermiş.
Tıbbın babası sayılan Hipocrates'in de 2 bin 400 yıl önce, bazı hastaları ilahi dinlemeleri için tapınaklara götürdüğü rivayet edilir. Eski kutsal kitaplarda, Davut Peygamberin, hasta Kral Saul'un depresyonunu tedavi için daha çocuk yaşta üne kavuşan güzel sesi ile Mezmur okuyup bir tür saz olan 'mizmar' çaldığı bilinmekteymiş. Müziğin tedavi aracı olarak en fazla kullanıldığı medeniyetler Selçuklu ve Osmanlı Medeniyetleri'ymiş.
Yine de müzikle tedavi yöntemi Osmanlılar döneminde zirveye ulaşmış. Başta Edirne olmak üzere Kayseri, Sivas, Amasya, Manisa ve Bursa'da tedavi yerleri kurulmuş.
Sultan II. Bayezid'in, Edirne'de 1488 yılında yaptırdığı darüşşifada hastalara su sesi ve müzikle tedavi yapılmasını emrettiği biliniyormuş.
Bu konuda ünlü seyyah Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde 'ruh hastalarının burada müzikle nasıl tedavi edildiklerini' şöyle yazmış; "Müziğin insan ruhu üzerindeki olumlu etkisi konusunda yeterli bilgi ve deneyime sahip darüşşifanın hekimbaşısı, hastalarına önce çeşitli müzik makamları dinletiyor, kalp atışlarının hızlanıp ya da yavaşladığına bakıyor, yararlandıkları uygun melodiyi belirliyor ve ondan sonra tedaviye başlıyor" demiş.
Büyük islam bilgin ve filozoflarından İbn-i Sina ( 980-1037), musikinin tıpta oynadığı rolü şöyle tanımlamaktadır: "Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini arttırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, ona en iyi musikiyi dinletmek, onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir."
Gelecek Program:
Müzik Ruhun Gıdasıdır: Hangi hastalıklarda müzik tedavi edici oluyor? Hangi hastalığa hangi makam iyi geliyor?