Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 16 Mart 2023

Göründüğü gibi değil

İKİ melek yeryüzünü dolaşmaya çıkmışlar.. Tabii insan kılığında... Akşam olmuş...
Kentin en zengin semtinde lüks bir villanın kapısını Tanrı misafiri olarak çalmışlar... Ev sahipleri somurtarak buyur etmişler onları... Yemek falan teklif etmemişler... Sıcacık misafir odaları yerine, buz gibi ve nemli bodruma iki şilte atıp "Geceyi burada geçirebilirsiniz" demişler... Şilteleri betona sererken, yaşlı melek duvarda bir çatlak görmüş. Elini uzatmış.
Şöyle bir sürmüş yarığa... Duvar eskisinden sağlam olmuş.
Genç melek, "Niye yaptın bunu?" diye sormuş merakla...
"Her şey her zaman göründüğü gibi değildir" demiş yaşlı melek yavaşça...
Ertesi akşam melekler bir köy evinde çok fakir ama çok iyiliksever bir aileye misafir olmuşlar. Her şeyleri bir tanecik inekleri imiş. Onun sütünü satıp geçiniyorlarmış. Ev sahipleri mütevazı sofralarına almış onları... Allah ne verdiyse beraber yemişler. Yatma zamanı gelince kadın, "Siz uzun yoldan geliyorsunuz, yorgun olmalısınız" demiş... "Bizim yatakta siz yatın, bir rahat uyuyun. Biz şu divanda idare ederiz." Güneş doğarken uyanan melekler, zavallı adamla karısını iki gözleri iki çeşme ağlar bulmuşlar. Hayattaki tek servetleri inekleri bahçede ölü yatıyormuş. Genç melek öfkeden deliye dönmüş...
"Bunu nasıl yaparsın... Bu kadar iyi insanların yegane servetinin ölmesine nasıl izin verirsin.. Önceki gece gittiğimiz villada her şey vardı ama kötü ev sahipleri bize hiçbir şey vermediler. Sen onların bodrumlarını tamir ettin. Bu fakir insanlar bizimle her şeylerini paylaştılar. İneklerinin ölmesine göz yumdun?.." "Her şey her zaman göründüğü gibi değildir evlat" demiş, yaşlı melek gene...
"Nasıl yani?" diye daha da öfkeyle yinelemiş sorusunu genç melek.. "Her şey her zaman göründüğü gibi değildir evlat" demiş yaşlı melek bir daha..
Ve anlatmış...
"İlk gittiğimiz zengin evinin o duvar çatlağının içinde yıllar önceden saklanmış bir hazine vardı. Ev sahipleri, zenginlikleri ile çok mağrur ama hiç paylaşmayı sevmeyen insanlar oldukları için bu defineyi bulmayı haketmemişlerdi.
Çatlağı kapayıp, onları bu hazineden ebediyyen mahrum ettim. Dün gece fakir köylünün yatağında yatarken ölüm meleği, adamın karısını almaya geldi.
Kadının hayatını bağışlamasına karşılık ona ineği verdim. Her şey her zaman göründüğü gibi değildir. İşler bazen istendiği gibi gitmez göründüğünde, aslında olan budur. Eğer inançlı isen, her işte bir hayır olduğunu düşünürsün. O hayrın ne olduğunu da, bir süre sonra anlarsın..."

LÜZUMSUZ BİLGİLER
ŞAMAR oğlanı ifadesinin çok ilginç bir geçmişi var; hatta oldukça üzücü... Gelelim hikâyeye... 16. ve 17. Yüzyıl'da, geleceğin kralı veya padişahı olarak yetiştirilen prens veya şehzadeler oldukça sıkı eğitimler görüyorlardı.
Tabii ki bu eğitimler, en özel hocalar tarafından veriliyor ve çocuklar en kaliteli şekilde eğitiliyordu.
O dönemde eğitim gören çocukların dövülmesi yaygın bir uygulamaydı ancak asil soydan gelen çocuklara bunu yapmak mümkün değildi.
Bu noktada, her asilzade çocuğu için onun yaşlarına yakın bir şamar oğlanı seçiliyor ve soylu çocuk bir kabahat işlediğinde, onun yerine şamar oğlanı dövülüyordu. Alt sınıftan seçilen bu çocuk, soylu çocuğun gözü önünde dövülüyordu.
Böylece asil çocuğun bir daha hata yapmaması amaçlanıyordu.

ALKIŞLIYORUM
@omerekinci BİZ çocukken evde her tavuk piştiğinde babam hemen boyun kısmını alır, etli kısımlar bize kalırdı. Hayret ederdim bu etsiz, kuru, kemikli kısmın nesini seviyor diye.
Baba olunca anladım ki babamın sevdiği iştahla yediğimizi izlemekmiş, lezzet boyunda değil baba yüreğindeymiş.