Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 19 Mart 2019

Yalanı yakalanan erkek

3 evre sergiler:
Kesin bir reddediş.
Kabullenme ve suçluyu arama.
Ortamdan uzaklaşma.
Yalanı yakalanan erkeğin ilk evresi sakin bir üslupla yalanını benimseme ve kesin bir dille yalan olduğunu reddetme evresidir.
Karşı tarafın elindeki verileri, bilgileri duymak için sakince dinler ve söylediklerini toptan reddeder.
- Allah belanı versin Mahmut seni köşe başında görmüşler!
- Kim görmüş ya, ne zaman görmüş, kim dedi sana bunu ya... İlk anda yakalandığını anlayan erkek altına kakasını yapmış bebek gibi bakan erkektir. Dün akşam Mehmetler'de değilmişsin, neredeydin?
- Hı? Soruyu çok net duyarlar ama buradaki "hı?" o sırada yeni bir yalan arayışı için zaman kazanmaktır. En güzel yaptıkları, soruya soru ile cevap verirler. Sinir yaparak savunma yapmaya çalışırlar:
- Sen bana yalancı mı diyorsun?!
- Hayır da...
- O zaman kapat bu konuyu.
- Ama görmüşler işteee.
- Şeymaaaaa diyorum.
Karşı tarafın somut kanıtlar sunmaya başlaması ile erkek gerilir ve sinirlenmeye başlar.
Bu sinir anının ardından yalanı kabullenme gelir ve akabinde bu yalanı söylemesine sebep olan unsurları sıralamaya başlar. Kendinden başka herkesi yüksek perdeden suçladıktan sonra sinir katsayısı zirveye ulaşır.
"Yalan söyledim ama bir sor niye söyledim?" diyerek zaman kazanmaya çalışır. Son olarak sinirinin yatışmayacağını anlayan erkek ortamdan uzaklaşır, kapıyı çarpıp gider.
Yani bir zeytin yağının tüm özelliklerini gösterme bakımından patlama yaşamaya başlayan erkektir.
Yalanı yakalanan bir erkekle sakin şekilde konuşmak için olayın üzerinden en az 5 saat geçmelidir. Dikkat!

LÜZUMSUZ BİLGİLER
ABD'li bir firmanın 2 bin kadın üzerinde yaptığı araştırmaya göre annelik, ortalama bir işten 2.5 kat daha mesai gerektiriyormuş.

TESPİTLİ YORUM
Otobüste yanına oturan amcanın 9 liralık hacı yağı, senin 400 liralık parfümünün kokusunu bastırır yaa.. İşte iman gücünün canlı kanıtı.

NE KADAR OLDU?
Çanakkale'de bir vatandaş Truva atının üstüne çıkıp İstanbul'a sürmeye kalkalı 4 YIL OLDU

FIKRA
Temel, Amerika'ya gider ve orada bir Fransız bir de Amerikalı arkadaş edinir. Ne olursa olur, üçü beraber ciddi bir suç işlerler. Duruşmaları olur ve mahkeme üçüne de ölüm cezası verir. İnfaz şekli önce Fransız'a usulen sorulur.
Fransız, "Bizde giyotin gelenektir, şerefi vardır" der ve kafası gider.
Amerikalı'ya sorarlar; "Bizde elektrikli sandalye gelenektir" der. O da elektrikli sandalyeye bağlanır ve ölür.
Sıra Temel'e gelir.
Temel düşünür ve "AIDS'den ölmek istiyorum" der.
Herkes şaşırır.
Doktorlar şırınga getirirler ve AIDS mikrobunu Temel'e enjekte ederler.
Karadeniz'den gelen hemşerileri sorar:
- Temel nettin?
Temel cevap verir:
- Çakturmayin üzerimde prezervatif var....