Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 25 Nisan 2018

Her babanın sahip olduğu, evlatlarına garip gelen 20 genel özellik

Babalarımız canlarımız ciğerimiz.
Ancak, bazı huyları tuhafımıza gidebiliyor.
Anlam veremiyoruz. Aslında üzerinde çok da düşünmüyoruz. Çünkü, gayet basit ayrıntılar. Bazıları insanı duygulandırıyor bazılarıysa gülümsetiyor. İşte babaların garip huyları.
Pazar sabahları TRT1'de kovboy filmleri izlemeleri.
Elektrik faturasının kabarık gelmesinin sebebini o an bilgisayar başındaki evladına bağlamaları.
Evde hangi eşya bozulursa bozulsun tamir edebileceklerine inanmaları
Televizyonda Steven Seagal'i gördüklerinde bin kere yayınlanmış olsa da o filmi yine de izlemeleri.
Televizyonun kumandası üzerinde mutlak hakimiyet kurmak estemeleri.
Bazen küfür olayını gerçekten abartmaları. Özellikle maçlarda.
Cuma namazında hutbe sırasında uyumaları.
En ufak olaylarda dahi "Ben senin yaşındayken" olayına girip hayat hikayesini anlatmaya başlamaları.
Oğullarının odalarına genelde kapıyı çalmadan, fuhuş baskını yapar gibi girmeleri.
"Paran yoksa söyle oğlum" deyip 10 lira çıkarıp vermeleri.
Yaz akşamları mutlaka eve karpuzla gelmeleri.
"Bir bakayım" deyip ellerine aldıkları elektronik aletlerin nedense bozuk olarak geri dönmesi.
Yanlış bildiklerini asla kabul etmemeleri. Her zaman haklı olmaları.
Ne kadar haber bülteni ve haber kanalı varsa hepsini aynı anda izleyebilmeleri.
Gecenin köründe don atlet uyanıp "Sen daha yatmadın mı?" diye sormaları.
Telefonla konuşurken Pavorotti kesilmeleri.
Televizyonun karşısına oturduğunda isteklerinin bitmemesi ve bunları hep taksit taksit söylemesi.
Tüm çabalarının aileleri ve evlatları için olması.
Evlatların babaların gözlerinde hep çocuk olarak kalmaları, büyümemeleri.
Yaşları ne olursa olsun çocukları gece uyuduktan sonra gelip üstlerini örtmeleri Bazen sorun yaşarız, kızarız, kızdırırız.
Ama, severiz yine de babalarımızı.
Kıymetlerini bilin...
haberself.com


BİLMEMEK DEĞİL ÖĞRENMEMEK



FIKRA
Bir uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş ki: "Uçak düşmek üzere. Tüm yolculara atlamalarını söyleyin. Şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum, atlarlarsa kurtulma şansları var, ama atlamazlarsa herkes ölecek!!!" Tabii, böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor. Hosteslerden en akıllısı düşünmüş taşınmış, "Herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamaları sağlanır" diye karar vermiş ve ilk olarak Amerikalı kafilenin yanına gitmiş:
"Sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan Japonlar'ın araştırma laboratuvarlarıyla kaplı. Eğer oraya ulaşırsanız tüm Japon teknolojisi sırlarını kaparsınız!" Bütün Amerikalılar koşarak çıkışa gitmiş ve atlamış.
Sonra hostes İngilizler'e yönelmiş: "Sayın yolcularımız, şu anda dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri üzerindeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar." Bütün İngilizler hevesle atlamış.
Sıra Fransızlar'a gelmiş. Hostes, "Bayanlar baylar, afedersiniz rahatsız ediyorum; fakat rica etsem uçaktan atlar mısınız?
Şimdiden teşekkür ederim" demiş.
Fransızlar, "Tabii, mersi" deyip, sırayla atlamış.
Hostes bu kez Almanlar'a yönelmiş.
"Atlayın aşağı çabuk" diye bağırmış. Alman kafile "Heil!" diyerek atlamış.
Veee sıra gelmiş Türkler'e. Hostes yandan yandan gülümseyerek ve koltuğa hafif dayanarak şöyle demiş: "PİSTON AŞAAA..."


NE KADAR OLDU


BİR ZAMANLAR TÜRKİYE'DE


AlkışlıYorum
Eski kocam müteahhit. Ben ilk karısıyım ve mimarım. İkinci karısı inşaat mühendisi. Rastlantıdır demiştim ama duydum ki sevgili yapmış kendine, makine mühendisi. Bu kadar da bedavacı olunmaz ki canım!