Rönesans dönemi-Alınlar dışarıya: Rönesans dönemine ait tablolara göz gezdirdiğinizde kadınların alın bölgesinin oldukça açık olarak resmedildiğini göreceksiniz. Saçların geriye oldukça sıkı bir şekilde çekerek toplamanın, adet olduğu bu dönemdeki kadınların güzellik amacı, çekilen saç arasında çizgiler yaratabilmekti. Saç çizgileri o döneme ait ufak fakat güzel görünmeye dair önemli bir detaydı.
Bacaklarını boyayan kadınlar: 2.Dünya Savaşı'nda Japonya'nın savaşa girmesiyle Müttefik Devletler'e yönelik ipek ticareti sekteye uğramıştı.
Yapımı zorlaşan ipek çorapların yanında ayrıca bir de naylon kıtlığı yaşanıyordu. Kadınlar bu noktada çareyi bacaklarını boyamakta buldular. Naylon görünümü taklit eden boyalar piyasaya sürüldü ve kadınlar bu boyaları, bacaklarını örtmek için bir araç olarak kullandı.
Baldır Kasları: Futbolcu ya da doğa yürüyüşçüsü kası olarak tabir edilen baldır kasları Orta Çağ İngiltere'sinde erkekler için gücü sergilemenin bir ürünüydü. Bu akım nedeniyle baldırları göstermek için oldukça dar çoraplar giyilirdi.
Kirpiksiz Kadınlar: İnsan bedeninin yeniden keşfi olan Rönesans'ta kadınlar kirpiklerini tamamen yoluyordu. Kişiye asalet kattığı düşünülen bu işlem kadınlar arasında oldukça popülerdi.
Beyaz Ten: Dünyayı sömürdükçe ırkçılaşan ve kendi halkını üstün tutmaya gayret gösteren Avrupa devlet sosyetesinin Victoria Devri içerisindeki en önemli güzellik standartı kendi tenini daha da beyaza çekebilmekti.
Bu nedenle birçok bileşim kullanıyorlardı.
Boşanmış Kadın Korseleri:Kadınlarda küçük bir bel izlenimi oluşturmak için tasarlanan korseleri herkes biliyor. Peki ya size ''Boşanma korsesi'' diye bir giyim tarzının var olduğundan bahsetsek? 19. Yüzyıl'daki korseler yeni güzellik trendini desteklemek için göğüslerin arasını açmaya yönelik oluşturuldu. Geçmişin dar göğüs bölgesi yerine, göğüsler arasında belirgin bir boşluk yaratan bu korselere ''Boşanmış Kadın Korseleri'' adı verildi.
Evli kadınlar dişlerini siyaha boyuyordu: Japon kadınları arasında 19. Yüzyıl'a kadar süren bu gelenekte, Japon kadınlar evliliklerinden sonra dişlerini kalıcı olarak karartırlardı.
Stroia.me/ Ilgaz Fakıoğlu
ŞOFÖR
Taksicilikte ilk günü olan şoför ilk müşterisini alır.
Taksiye binen müşteri araç biraz ilerledikten sonra bir şey sormak için, şoförün omuzuna hafifçe dokunur.
Şoför bir çığlık atıp panikler, direksiyonun kontrolünü kaybeder ve kaldırıma çıkıp, bir vitrinin önünde arabayı durdurur.
Şoför müşteriye döner ve:
"Bir daha bunu yaparsan gözünü patlatırım!" diye bağırır.
Müşteri bu duruma çok şaşırır.
Şoföre döner ve şaşkın bir bakışla;
"Ufacık dokunmanın sizi bu kadar korkutup sıçratacağını düşünemedim, özür dilerim" der.
Bu arada kendini toparlayan taksi şoförü müşteriye dönüp;
"Haklısınız, sizin kabahatiniz yok.
Bugün benim taksideki ilk günüm, 25 senedir cenaze arabasında şofördüm de birden canlandın sandım."
