Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 8 Şubat 2015

Hayatımızdaki gibi gibiler

6 Otobüs yolculuğu operaya gitmek gibidir. Yerinden kalkmaz ve gürültü etmezsen, horlamadığın sürece uyumana kimse bir şey demez. Hatta tuvalete gitmen için ara bile verilir.

* Burnunu karıştırmak, sevişmek gibidir. Yaparken izlemekten çok utanırsın, gözlerden uzak yerlerde kimseye görünmeden yapmaya çalışırsın. Ama bir yandan da onu yapmaktan çok zevk alırsın.

* Aşk şekerli sakız gibidir. önceleri çok tatlıdır. Sonra tadı gider, yavanlaşır ve yormaya baslar. En sonunda bir kenara atılır. Bu sefer de insanın canı yeni bir tane ister bulamayınca kenarda sertleşen eskisine bile razı olunur.

* Nazizim Elvis Presley'in donu gibidir. Kullanıldığı zamanlarda bile sahibinden başka kimsenin işine yaramazken yıllar sonra hala peşinden koşan insanlar bulunur. 6 Kiralık katillik yapmak, karpuz satmak gibidir. İkisinde de kan çıkmazsa para alamazsınız.

* Evlilik decoder gibidir. evlenip de ona sahip olmak başlangıçta harika gibi gözükse de bir süre sonra o kadar masrafa değmediği düşünülmeye baslar.

* Demokrasi Van gölü canavarı gibidir. Aslında yoktur, ama var olduğunu söyleyen bir sürü insan çıkar. O kadar ki, olmadığından emin olanlar bile
bazen şüpheye düşerler.

Ambulans
Temel, iki kulağı yanık vaziyette hastahaneye getirilmiş.
Doktor bu duruma şaşırıp sormuş:
-Nasıl oldu bu?
-Ütü yaparken telefon çaldı.
-Peki, diğer kulağın nasıl yandı?
-O da ambulans çağırırken yandı!

Gökdelen
Akıl hastanesinde bir gün delilerden biri koşarak doktorun yanına gelmiş:
"Doktor bey çabuk bizim koğuşa gelin", demiş.
Doktor gitmiş, delilerden bir tanesi kendini ayaklarından tavana asmış öylece duruyor.
Doktor, "ne bu" diye sormuş.
Doktoru çağırmaya giden deli cevaplamış:
"Doktor bey bu zır deli kendisini ampul sanıyor".
Doktor kızmış:
"Olur mu öyle şey hemen indirin onu aşağıya".
Yine aynı deli:
"Doktor bey o zaman da biz ışıksız kalırız".

AlkışlıYorum
Düğün için aldığım uzun elbisenin göğüs dekoltesinin fazlalığını 4 yaşındaki oğlumun şu sözleriyle anladım: "Anne sen çıplak mısın, sana bakmayım mı?"