Son ayakta tek atının birinci gelmesini beklemek gibidir.
Hayal kurmaktır kısacası. Grup Gündoğarken'in bir şarkısını hatırlatır bu kişiler. "Hayallerini bırak umutlar senin olsun".
Ha beklediğinizin ismi Umut ise bu şarkıyıda geride bırakın benim fikrim.
Çok eski bir efsanedir. Çok uzaklarda bir köyde yaşayan insanlar devler diyarından gelen kötülerle, derebeyleriyle, bilinmeyen düşmanlarla savaşmaktan yorulmuşlar, efsanelerde bahsedilen kralın gelip onları kurtarmasını beklemektedirler. Kral gelmez çünkü daha doğmamış bir umuttur. Nefes aldığı yaşadığı tek diyar köylülerin kalpleridir.
Hiç gelmeyecek kayıp krallarını bekleyen köylüler zamanla sertleşip düşmanlarıyla baş edecek hale gelirler. Ancak o zaman köye gelen her yabancıya "acaba bu o efsanelerde bahsedilen kral mı yoksa ?" diyerek gereğinden fazla umuda kapılmaktan kurtulacaklardır.
Garip bir paradoxun içine girmişsindir. Boşver sen bekleme yapma. İlerlemeye devam et. Sakın Otobüsteki şoförün dediği gibi geriye doğru ilerleme. Gerilersen her anını pacman gibi yutacaktır.
Hemen kendini kaybedenler klübüne kaydettirme. Ordakiler nefatiflikle enerjini yiyip bitirecektir. Kaybolcaksın kendi girdabında. Birden yaşlanmış olarak aynanın karşısındaki kendine silerim gelmişini geçmişini dersin ama çoktan seni silmişler bir çok yerden.
Hatırlanmazssın bu daha çok koyar insana. Sen en iyisi dediğim gibi bekleme yapma ilerle arkadaşım.
Tilki
Aslan, kurt ve tilki ava çıkarlar.
Bir geyik, bir koyun ve bir de horoz avlarlar.
Aslan, kurda:
- Şimdi bunları adaletle paylaştırıp sohbetimize tat ver der.
Kurt:
- Ey cihân şahı, avcıların sultanı!..
Bundan kolay ne vardır... Geyik sizin, koyun benim, horoz da şu zavallı tilkinindir.
Aslan, gök gürlemesini andıran bir sesle kükrer.
Kurdu, kan revan içinde yere serer.
Tilkiye dönüp:
- Tez sen paylaştır!! der.
Tilki:
- Ey yiğitler ülkesinin tek hükümdarı!..
Koyun sabah kahvaltınız, geyik öğle yemeğiniz, horoz ise sultanıma çerezdir.
Aslan:
- Aferin sana bu adaletli taksimi kim öğretti?
Tilki:
- Şu yerde yatan kurt kardeşten öğrendim.
Damatlık
Öğretmen derste şunları anlatıyordu:
- Düğünlerde gelinler neden beyaz giyer bilir misiniz? Bu onların en mutlu günü olduğu için!
Arka sıralardan bir ses yükselir; - Damatların neden siyah elbise giydiklerini şimdi anladım.
AlkışlıYorum
Kız çocukların babalarına düşkün olduğunu duymuştum ve şu an yaşıyorum.
Ama 16 aylık kızım meme diye babasına gittiğinden beri bu işte bir terslik olduğunu düşünüyorum.
