Deniz sezonu, mini etekler ve selülit..
Bir kısır döngü içinde çözüm arayışları tekrarlıyor. Her yaz başı kadınlar aynı kabusu görüyor. Ve her kadın aynı hayali kuruyor. En nankör estetik sorun selülitten geri dönüş olmaksızın kurtulmak mümkün değil mi? Bu sorununun kökü neden kurutulamıyor.
Mevsimi geldiğinde selülitlerden kurtulmak için mücadeleye giren kadın selülite karşı yeni yöntemler yeni ürünler dener. Dönemlik sonuçlarla selülitten kurtulduğunu düşünür. Çoğu zaman hızla eski haline döner. İşte bu noktada estetik depresyonda kapıyı tıklatır.
SELÜLİT TEDAVİLERİ NEDEN KALICI OLMUYOR?
Selülit dişilik hormonlarına bağlı olarak dolaşım sisteminde oluşan bozukluk sonucu ortaya çıkmaktadır. Kılcal atar damarlardaki dolaşım bozukluğuna bağlı olarak yağ hücrelerine iyi oksijen gitmez ve yağ hücreleri şişer. İyi oksijenlenme olmaması yağlar yakılamamakta ve bu yağ hücreleri şişmektedir. Ayrıca dişilik hormonlarının etkisiyle kılcal atar damarlar daralmakta duvarlarındaki kas yapısı gevşeyip damar aralığındaki sıvı doku aralığına sızmaktadır. Oysa sağlıklı bir lenf sistemi çöpçü görevi görür ve bu biriken sıvıyı atar. Ancak dişilik hormonu lenf sistemini yavaşlatıcı bir etkiye sahiptir. Bu etki doku aralığında sıvının birikmesine artan yağ hücresiyle beraber meşhur portakal kabuğunu oluşturmaktadır.
SELÜLİTİN TARİHİ SERÜVENİ KUPA ÇEKMEYLE BAŞLIYOR
Selülitten kurtulma arayışı modern çağın kadınına yönelik bir arayış değil. Selülitle mücadele çok uzun yıllardır kadının ortak estetik çabası. Kan dolaşımını arttırmak için kupa çekmeyle başlayan tedavi yöntemleri 1952' de mezoterapi ile tıbbi girişime yöneldi. 52'den 90'ların sonuna kadar Mezoterapi Başta Fransa olma üzere Avrupa ve Türkiye'de kadınların selülit sorununun çözüme kavuşmasında önemli rol oynadı. Ancak Mezoterapi uygulaması başarılı sonuçlar vermesine rağmen selülitler çok uzun sayılmayacak sürede tekrar edebiliyordu. Bunu teknolojinin gelişimine paralel olarak birçok yöntem, ürün izlediyse de sonuç bir türlü kalıcı olamadı. Nedeni ise son yıllara kadar sır kaldı.
İnceltici ve sıkılaştırıcı ürün seçenekleri için Tıklayınız!
Ancak son birkaç yıl içinde önemli bir gelişme yaşandı. Selülülit dokusu üzerine yapılan çalışmalar önemli bir faktörü ortaya koydu. Buda selülitin portakal kabuğu görünümüne neden olan cilt ile yağ dokusu arasında uzanan oldukça sertleşmiş bağ dokusu yapıları olduğuydu. Selülitin en etkili tedavisi olan mezoterapi dahi bu sertleşmiş bağ dokusunu parçalayamıyordu. Dahası parçalanamayan bu doku uykuya yatmakta ve uygun şartlar oluştuğunda tekrar ortaya çıkmaydı. İşte selülitlerin tekrar tekrar oluşması ve birçok uygulamaya rağmen yok edilememe sebebi de buydu.
Bu önemli ve çok yeni gelişme selülitin kalıcı şekilde tedavisini bulmuş oldu. Hedef kan dolaşımını arttırmakla birlikte sertleşmiş bağ dokusu elemanlarını parçalamaktı. Böylelikle Selülit tedavilerinin çok daha kalıcı olması için ne yapılmalı sorusunu yanıtlamış ve karşımıza başarı odaklı bir çözüm gelmiş oldu.
KALICILIĞA AÇILAN KAPI
Selülite neden olan faktörler tek tek ele alındığında. İstenilen kalıcı sonuç elde edilebilmektedir. Bir yandan dolaşım bozukluklarını tedavi eden enjeksiyon tedavisi bir yandan sertleşmiş bağ dokusu elemanlarına ulaşabilecek güçte derin titreşim yaratarak ve bu sertleşmiş dokuyu parçalayacak enerjiyi aynı çatıda buluşturan tedavi yaklaşımı selülit sorununu maksimum düzeyde kalıcı olarak tedavi edebilmektedir. Achustikmezotrapi tedavisi bugün konforlu acısız bir yöntem olarak kadının selülit kabusuna son noktayı koyabilmiştir.
