Tarihi 3 Ağustos 2022

Bana ne!

ÇOCUKLUĞUMDAKİ onurlu öğretmenlerimiz öğretmişti; "siz yoldan çıkmazsanız yollar sizi terk etmez." O yüzden her biçimde "yolunu bulanlarla" aynı yolda yürümedik.

***

Çocukluğumuzda insanlığın para birimi yoktu, bizlere öyle öğrettiler.
Sonraki zamanda paranın gücünü gösterdiler.
İnsanların kendilerini kolayca satması paranın gücünden çok insanların alçaklığıydı aslında.

***

Bunlara karşılık çocuğunun okul masrafını karşılamak için böbreğini satan babaları da gördüm.
O yüzden organlarımı çocuklar için yaşayan onurlu insanlara bağışladım.
İsimlerini beynime kazıdığım hayatımdaki zalimleri son nefesimde bile bağışlamam.

***

Çok zengin bir adamın berberi olsam, "sizin vicdanınızı kim tıraş ediyor" diye sorarım.
Karşımda başını eğerken vereceği cevaba göre davranırım.
Merak etmeyin elimdeki makasla ancak onun cümlelerinin önünü keserim!
Vicdanım "el" vermez!

***

Gençliğimde amatör futbol oynadığım eski dostlarımdan biri geçenlerde "neler yapıyorsun?" diye sordu, "Topun gelişine vuruyorum" dedim, "nereye giderse!" "Nereye gidiyor" diye sordu da "eski postacılar kalmadı ki mektuplarımız yerine ulaşsın!" dedim.

***

İçimdeki çocuk hala üzeri dantel örtülü radyoları dinliyor.
Siyah beyaz Yeşilçam filmlerinde çocukluk arkadaşlarını izliyor, sanal alemi de reddediyor televizyonları da. Çünkü katilleri tanıyor.

***

İlginç insanlar da tanıdım.
Deli diye horlanan insanların çoğu kendilerinde saklı duran anlamı fark etmek için karşıma çıktılar belki.
Ya da kaybolmadan önce "tanıklığıma" ihtiyaç duydukları için.
Bir tanesinin giderken söylediği sözü unutmadım. "Arada bir kendini güncelle" demişti, "nostaljik ağrılarına iyi gelir."

***

Duvar yazılarım hala duruyor.
"Kolay soyunan kadınlara verilen değeri, onurlu kavgalara soyunan kadınlara vermeyen ülkeler sızlanmaya mahkumdur."

***

Akvaryumdaki balıklar denizlerdeki balıklardan talihli sayıyor kendilerini; oltaya gelmedikleri için!
Oysa özgürlük; oltaya gelme ihtimaline bile karşı durabilmektir, ölene kadar yemlenmek değil!

***

Merak etmeyin memleketi kurtarmayı çoktan bıraktım.
Beyni kurtlu profesörler, nereden çıktıkları belli olmayan gazeteci apoletli adamlar ekranlarda memleketi her gece kurtarıyorlar.
Ben yazılarımı çocuklar için yazıyorum ya da çocuklara el uzatacağına inandığım büyükler için.
Yoksa, çocuklara sahip çıktığım zaman "sana ne ulan!" diyenler varken siyasetten bana ne!


Kalbim cehennem şimdi
Sensiz hayalim cennet
Son gurur kırıntısı
Ruhumdaki sefalet

Yüreğim sana sebil
Aşkın sağ ben selamet
Aklım başımda değil
Benim için dua et

Lambalar sönük şimdi
Ömür denen şey yalan
Mum gibi eriyorum
Son damla senden kalan
Hakkı YALÇIN

MUTLULUK TAKVİMİ
Fotoğraf çektirirken gülümse.
Borcuna sadık ol.
Çocukluk arkadaşlarını ara.

Yoksulu doyurmak kolaydır da zengin dünyayı yese doymaz.

ZALİMLİK SANATI!
Müzik işçilerinin emeklerini talan edenleri görünce, hukukun üstünlüğünü arıyor insan.
Ne yazık ki sistem de güçlüden yana emekçilerin haklarını iç edenler de.
Hasar ne kadar büyükse üreten insanlara gösterilen saygı o kadar küçük.
Buna da zalimlik sanatı deniyor.