BİRAZ isyandı gençliğimiz biraz futbol biraz radyo. Haberlerde yalan yoktu, yoksulluk erdemliydi zenginlikten.
Uçsuz bucaksız hayallerin kıyılarında gezerdik uzun yakalı gömleklerimizle.
Gençlik okullarda ve stadyumlarda kutlardı sportif güzelliklerini.
Gençliğin en güzel bayramıydı özgürlük, hepimizin dilinde sevda sözcükleri göğsümüzde karanfiller.
***
Hayata karşı korunmak için vurulmayı öğrenen hayat tayfalarıydık, yasaklanmış kitapların yakılan sayfaları.
Ekmekler küçülürken isyan bayrağını açardık, ipliğini pazara çıkarırdık fırıncıların. 'Keşanlı Ali Destanı' için tiyatroya giderdik, 'Doktor Jivago' filmi için saatlerce kuyruk beklerdik.
Gençliğin en güzel bayramıydı bir deniz kıyısında çay ve simit.
Gözümüz tok gönlümüz bilgiye aç.
***
Sadece aşkta sabıkalıydık, kızlara açılamazdık da ülkemizi açıkça severdik.
Mektuplar anlatırdı duygularımızı ne böcekler vardı hayatımızda ne sinsi telefonlar.
İliklerimize kadar bahar coşkusu.
Gençliğin en güzel bayramıydı camdan cama aşklar, yürek yangınlarına mahsuben.
***
"Yürümekle yollar aşınmaz" derlerdi, inadına yürürdük aşınmazdık.
Dalgalar adını denizlere yazardı biz kıyılara. Kumlardan silinen adımızı kitaplara yazdırmaya yemin ederdik. Hiçbir kuşu ürkütmez hiçbir puşttan ürkmezdik.
Alnımızda taşırdık cesaretimizi, uykumuz kaçınca kovalardık.
Bayrak sevgisine bedenlerimizi siper ederdik gözümüzü kırpmadan.
Gençliğin en güzel bayramıydı askere gitmeden önceki vur patlasın çal oynasın geceleri. Vatan borcuna mahsuben.
***
Düşündüğümüz için suçlandığımız bir gençliğimiz de oldu bizim.
Direnen ve soru üreten gençleri hiçbir zaman sevmediler bu ülkede.
Bilmem kaç yıllık kalkınma planlarının üzerinde tepinirken, "ömrümüz bu kadar ucuz mu?" diye haykırdık duyulmadı.
En güzel bayram haksızlığa direnirken tabut ölçüsü alınmış gibi durmaktı belki.
Belki de harcanan gençliğimiz!
***
Voltaire'nin tarihi sözü; "Gençleri bırakınız dünyayı hayal ettikleri gibi görsünler, büyüyünce nasıl olsa olduğu gibi görecekler." Sevdalar tutkular ve bağlılıklar azalsa da bizler geride bıraktıklarımızı hiç terk etmedik. Bizim için en güzel bayram yaptığımız gençlik hatalarıydı belki.
***
Sabırla yazılmış ömür kitabının en heyecanlı sayfalarıdır gençlik.
Atatürk "adı anılsın" diye armağan etmedi bu bayramı, gençler anlaşılsın diye armağan etti.
Gençliği işgal edilen ülkelerin geleceklerinin de işgal edildiğini gösterebilmek için.
Birbirinden uzaklaşmayı değil saygıda ve sevgide uzlaşmayı bilenler içindir bu bayram. Gençlik ateşine saygı için!
Senin adını verdim
Acılarıma
Dipsiz bir kuyunun
Ta kendisiyim
Gelen giden yok
Varsın olmasın
Hala gururumun
Temsilcisiyim
Sebebi yüreğim
Korkularımın
Yanlış zarfa koymuşum
Mektuplarımı
Yalancı şahidiyim
Umutlarımın
Kendi kaderimin
Efendisiyim
Hakkı YALÇIN
MUTLULUK TAKVİMİ
Çocuklara satranç öğret.
Gençleri anla.
Eski giysilerini yeniden değerlendir.
Sebze ye.
Parayla satın alınan adamların aynaları bile yüzsüzdür!
ANKA KUŞLARINA!
Eski yılların gençlik fotoğraflarını izlerken görüyoruz ki mazinin büyülü bir sıcaklığı varmış.
Siyah beyaz filmlerin yazlık sinemalarında birbirimizde hırkalarımız kalmıştır. Gençlik yıllarımızdan kalmıştır umut, o yüzden boş bulunup öldüğünü unuttuğumuz eski dostlarımızı bile sorarız.
O yürekli insanların küllerinden doğduklarına inandığımız için.
