Tarihi 4 Ocak 2022

Sorumluluk!

RÜS yeni ölümler isterken insanoğlu bu daveti reddetmezse çok canlar vereceğiz daha! Elimizle dokunamadığımız eşyalara bakarken, dilimizle kapattığımız mektup zarfları geliyor gözlerimin önüne.
Ne kadar temizmiş dünya!
Üstelik cana verilen değer sadece virüsler ortaya çıktığı zaman konuşulan bir konu değilmiş.
Ne çok insan kaybettik, o insanlar ister miydi sevdiklerini boynu bükük bırakmayı.
O insanlar ister miydi bu hayatın koynundan çıkmayı!

***

Virüs zaafları cezalandırıyor.
Birçokları da kolay teselliler üretiyor, "bu virüs çabuk yayılıyor ama öldürücü değil." Peki, her gün ölen onca insan?
Virüs, başkalarının ölümüne yabancı olanların koluna giriyor da "korkma sana bir şey yapmayacağım" diyor sanki!
Düşünüyorum da o kadar uyarıldıkları halde hala maske takmayan ve sosyal mesafe kuralını linç edenlerin ya kulak zarı iltihabı var ya da suç mahallini seven katillerle kan bağı! "Bu kadar sorumsuz davrananlar kendi insanını da sırtından vurur dersek" ağır kaçar, kaçsın!
Ölümlerin önünü açanlar bizlerin cümlesinden etkilenmez merak etmeyin!

***

Geçen hafta bir bankada işim vardı da veznedeki delikanlı maskesini takmış ama burnu dışarıda. "Yaptığınız yanlış" diye uyardım verdiği cevap cahilliğin daniskası.
"Nasıl nefes alacağım?" Amirleri duymasın diye elimdeki kağıda bir not yazıp kendisine uzattım; "yaşamak yaşatmakla kardeştir!" Okuduktan sonra yüzü kızardı ve burnunu maskenin içine soktu.

***

İnsan sonunu kaç kere yaşar?
Canına susadığında mı?
Ruhu kuruduğunda mı?
Dünyanın ayarlarıyla oynandığını hissettiğinde mi?
Üç günlük hayatta yaşadıklarının kendisine yettiğini hissettiğinde mi?
Not: Hayatımızı ucuza kapatmak isteyen virüs karşısındaki acizliğimiz bile güçlü olmalı.

***

Ama ne yazık ki kulağımıza küpe yapmadık virüsün aldıklarını, çiçeklerden taç yapmadık sağlık çalışanlarımıza.
Eğlence ateşini yaktık, sosyal mesafe kuralını ortadan kaldırdık.
Yılbaşı gecesi eğlence mekanlarını tıka basa doldurduk.
Şimdi eskisinden beter bir yayılmanın korkusunu filme çekiyoruz!

***

Maskenin kişisellik kadar toplumsal bir sorumluluğu var.
"Bana bir şey olmaz" diyenlerin sosyal mesafeyi lağvettiği insanlara karşı saygılı olma zorunluluğu var. Hayata katlanmanın yolu ölümü aşmaktan geçer, biliyoruz ki bunlar da geçer! Ama sürekli renk değiştiren bir virüs ortalığı yıkıp geçerken kendimizden geçmeyelim.
Çünkü saygının ve disiplinin bittiği yerde yaşamak iptaldir!

Mutluluk Takvimi
İlaçları çocuklardan uzak tut.
70'li yılları araştır.
Gerçek sanatçıya değer ver.
Siyaset yapma.

Aşkın çay bahçesinde
Sen Gülşen'din
Ben Tarık
Yeşilçam filmi gibi
Güzel bir aşk yaşadık

Yanlış adrese gitti
Sevda mektuplarımız
Sonra sessiz sedasız
Küskün ayrıldık

Delikanlı yıllarımdan
Kalan bir borcum vardı
Hayatımın aşkı
Dilerim gururunu
Okşar bu şarkı
Hakkı YALÇIN

Dökülen yapraklar yeniden ağaçlara yapıştırılmaz!

Demet Evgar
Yılbaşı gecesi onca program vardı da aklımda kalan sadece "Aile Arasında" adlı film kaldı. Daha önce defalarca izledim ve her izlediğimde yeniden sinemaya gitmiş gibi oluyorum.
Senaryo da harika oyuncular da özellikle Demet Evgar.
Şu anda Türkiye'deki en yetenekli kadın oyuncu. Dünyada gözleriyle oynayan birkaç oyuncu varsa biri de Demet Evgar. Televizyon dizilerinde sadece güzel oldukları için başrol kapanların ve rollerine zerre kadar anlam katamayanların Demet Evgar'ı defalarca izlemesi lazım.
Ama onların gözlerinin içi bile boş, o yüzden duvara bakar gibi bakıyorlar.