Tarihi 23 Eylül 2021

Sülükler!

AŞI olmamakta direnen insanlar var, kendi canlarını tehlikeye atmaları bir yana başkalarının hayatından sorumlu olduklarını da inkar ediyorlar.
Belki de "sadece" aşı olmadığı için canını kaybeden insanlar tanıyorum.

Aşı olduktan sonra aşıyı sülüklere emdirenler varmış duyunca şaşırmadım.
Çünkü 1970 yılında böyle bir durumla karşılaşmıştık.
İtalya ve Fransa'da milli felaket haline gelen bir virüs bizim ülkemizi de etkisi altına almıştı.
Radyo anonslarıyla kan aranıyordu ve stoklar tükenmişti.
Bataklıklardan toplanan sülüklerin satışları el altından iyi fiyata gidiyordu.
Kişi başına 7 sülük!
Kanını sülüklere emdirenler sözde damarlarını temizletiyor ve virüsten korunduklarını düşünüyorlardı.
Bu cehaletin ve sorumsuzluğun bedeli; vücuttan açığa çıkan kanın, kanla bulaşan hastalıkları beraberinde getirmesiyle ödenmişti.
Giden daha çok canla!

İnsanların da sülük olanları var, onlar da başkalarının kanını emerek yaşıyorlar.
Şerefsiz kazancın sülükleri, haksızlığın sırtından geçinenler fırsatçılar.
Her gün fiyat etiketini değiştirip insanları kazıklamayı kasalarına kan pompalamak sayan süpermarketler.
"Süper" olmak kolay mı? Hele insanların kanını emmenin bu kadar kolay olduğu bir dünyada!
Not: "Süper" cümlesi sadece marketler için değil "sülük devletler" için deüzden her çocuğa gözlerini gerçeklere açan bir anne ve baba lazım. kullanılmıştır.

İnsanların gözlerine inen perdelerde düşmanlığın ve cehaletin filmleri oynatılırken, bugün ayaklar altına alıp dövülen aşk için dövünmenin de bir anlamı kalmayacak bir gün.
Çünkü aşk bile dünyayı kurtaracak gerçek olmaktan çıktı.

Dünyanın kanını emen sülükler aslında yıllar önce yola çıktı ve onların canı herkesten tatlı.
Not: Bindiği treni raydan çıkaran bir sülüğü hayatımızda görmedik ama dürüstlüğü haysiyeti yoldan çıkaran sülükleri çok gördük.
Ve böyle bir dünyada daha görecek çok şeyimiz var.

Mutluluk Takvimi
Kusurlarını söyleyecek dostlar edin.
Bir müzik aleti çalmayı dene.
Kredi limitini aşma.
Havlunu yenile
Bugün pembe ol.

Gidişin veda değil
Sanki kara sevdaydı
Hasretin kitabı yok
Sitemlerim sanaydı

Kalbimde çığlıklarım
Dinmedi hala acım
Unutamadım seni
Yine sana muhtacım

Hala ateşin yanar
Sevdalı yüreğimde
Zaten suç sende değil
Kör olası gözlerimde

Bir yürek kaldı bende
Hala seni düşünen
Bir yürek kaldı bende
Yalnızlıktan üşüyen
Hakkı YALÇIN

Bırakın düşeni kaldırmayı insanlar şaka bile kaldıramıyor artık.

Televizyon!
Eskiden pencereden meraklı gözlerle bakanlara haykırırdı insanlar.
"Ne bakıyorsunuz ayı mı oynatıyoruz burada?" O yıllarda mahallenin ortasında burnuna halka geçirilmiş ayılar oynatılırdı.
O zaman radyolarımız vardı; işçi tulumu, ilk yardım çantası, el örgüsü.
Şimdi televizyonlar var; bozulan Türkçe, yozlaşma, görgüsüzlük.
O televizyonlar elbette ayı oynatmıyor ama çocuklarımızın aklını oynatıyorlar.
Çünkü çocuklarımız onlara bir ömür boyu lazım.
O yüzden her çocuğa gözlerini açık tutan bir anne ve baba lazım.