Tarihi 10 Eylül 2021

Eylül!

12 Eylül döneminde Milliyet Gazetesi'nde çalışıyordum.
Gündüz üniversitede okuyor, geceleri Milliyet'in karanlık odasında filmleri yıkıyordum.
Ne filmler ama İspanya'nın Franco, Şili'nin Pinochet dönemi gibi.
Kirli postallarıyla çiçekleri ezen darbeci generallerin 20'li yaşlardaki gençleri asmakla gurur duyduğu görüntülerin filmleri.
*****
Hele bir sahne vardı ki asla unutmam.
Adaletin değil sistemin emrindeki hakimler aslan gibi delikanlıların ömrüne kalem kırmıştı.
Ölüme giderken bile dimdik duran o delikanlılar marş söylemeye başlayınca, her inzibatın bilekleri bir delikanlının boğazına dolanmıştı.
Yürekli insanları boğazını sıkarak susturmak ne zaman mümkün olmuş ki!
*****
İhtilal dönemiydi yayın yasağı vardı.
Çekilen fotoğraflar gazetelerde basılmadı ama o gençlerin hepsi asıldı.
İsimlerini de sadece yakınları bilir acılarını da. Aradan yıllar geçti, o görüntüler gözümün önünde bir fotoğraf sergisi gibi dursa da acımasız yılların utancı tarihin yapraklarında kurudu gitti.
Öbür gün televizyonlarda12 Eylül'ü yargılayan söylemler falan izleriz, hepsi o kadar.
*****
12 Eylül, Türkiye'yi yolundan çevirmenin projesiydi. Amerikan ajanlarının oluşturduğu şartlarla Türkiye'nin nasıl dizayn edildiğini söylemeye gerek yok.
O yıllar kitap okuyan ve düşünen insanların bol olduğu yıllardı.
Sağcısının da solcusunun da "delikanlı ruhu" taşıdığı gençlik yılları.
Herkes ülkesini sevdi. Özne para değildi, mesele malı götürmek, lüks villalarda oturmak, şerefsiz kazancın peşinde koşmak hiç değildi.
Ama öylesine zalim bir sistem işletildi ki, ağızlarını kanla çalkalayan generallerin yaşı tutmayan gençleri asmadan gözlerine uyku girmedi.
Bir gecede yaşını büyüttükleri 17 yaşındaki Erdal Eren'i asarken "paşa çaylarını" içtiler!
Zalim bir generalin ömrü boyunca duyabileceği en büyük gurura mahsuben!
*****
Emekli olduktan sonra Marmaris'te ressamlığa soyunan Kenan Evren gibi bir zalimin karşısına tuvalini başına geçirecek yürekli biri çıkmadı.
Oysa "modeliniz olayım paşam" diyen ünlüler bile çıktı.
Bizler o zalim generallerin fotoğraflarını en rütbeli yerlerinden yaktık ama yakılan gençliklerin yanında bir fotoğraf nedir ki!
*****
Eylül denince hüzün gelir aklıma, biten yaz aşkları, deniz kıyılarında yakılan ateşlerin külleri.
Asil bir mevsimdir sonbahar, ağaçlardaki yaprakların kuruması bile kendinden sonra gelenlere hayat vermek içindir.
Ama Eylül denince o soysuz darbeyi de hatırlamadan duramam.
En çok eylülde ağlar aşk, geçmişteki canları uğurlar gibi.
Asılan insanların yakınlarının gözlerinde eksilmeyen yağmurlar gibi.
O yağmurlar hüznü temizler ama 12 Eylül maşalarının döktükleri kanları asla!

Mutluluk Takvimi
Her balık tezgahına güvenme.
Dişlerine bakım göster.
70'li yılları araştır.
Maskeni çıkarma.
Ihlamur iç

Boş bir kubbede kaldı
O eski hoş sedalar
Gözü yaşlı bir masal
Cumbalı hatıralar

Çocukluğumuz duruyor
Yazlık sinemalarda
Elde kaldı biletler
Hala bizi hatırlayan
Birileri yaşıyorsa
Kalbimize emanetler

Gözlerinden öptük aşkı
Yolda kaldı dilekler
Kulaklarda çınlıyor hala
O eski kırkbeşlikler
Hakkı YALÇIN

KUŞ BEYİNLİ!
Kafesteki kuşların, özgürlüğü kafesten çıktıkları zaman hissettiklerini zannetmeyin.
Özgürlük onların doğasında var.
Onlar kafese konduklarında sadece özgürlüklerini kaybettikleri için değil, insanların "avuç içine sığan" bir canlıyı bile kafese koymalarına kahroluyorlar.
Kuş kadar beyinleriyle!