Tarihi 5 Ağustos 2021

Ağaçların gözyaşları

SANKİ saçları tutuşmuş da odasına kilitlenmiş bir çocuk çığlığıdır, yanan ağaçların çıkardığı sesler. Herkes duyamaz.
O hızlı kertenkeleler bir ateş çemberinin içindedir, saniyede 24 kare poz veren sincaplar kaçacak delik bulamaz.
Börtü böcekler kül olmuştur da hangi çiçek açacaktır önümüzdeki yaz?

Televizyonlar naklen yayın yapmaktadır o sıra.
Ormanlar mezar yeridir artık, belki de birilerine pazar yeridir.
Allah'ın yarattığı canlılar bu yangından kaçsa nereye?
"Sıcağı sıcağına" diye bir tabir vardır da unutulmuştur.
Ağaçların gözlerinden kaç damla yaş düşer metrekareye?

Yangınlarda rüzgar suç sayılır?
Yangını söndürmek için ortaya canını koyan yiğitler birilerince "hiç" sayılır.
Sosyal medyada Neron'lar vardır, yemin olsun sevinenler vardır.
Ciğeri yanmış insanların evinin yanmasının getirisini hesaplayan inşaat uzmanları bile vardır.
Yangın söndürmek bizim işimiz değilse ocak söndürmekte üstümüze yoktur öyle mi!
Biz böyle miydik?

Sevdanın anayurdu bu topraklara sevgisizliği mi buyurdu?
Yanan ormanlar kavrulan canlılar birilerinin gözlerini mi doyurdu?
Bu manzara, ülkenin şahdamarına saplanmış bıçak değilse nedir?
Bu talan ikliminde birileri emir mi verdi yoksa, "yakın yıkın" diye bu yurdu?

O ağaçlar ki kaç yıllık ömrü simgeler, o canlılar ki tabiatın dengesini belirler.
Şimdi bütün kuşlar kanatsız, bütün hayvanlar çıplak.
Harika giysiler içindeki ormanı çıplak görmek abazan erkeklerin rüyasıdır ve gerçek olmuştur.
Oysa insan olanlar ağıtlar yakmaktadır, çünkü yanan candır yanan ülkedir. Ne yeni uzmanlar tarafından orman yangınlarındaki "istikrar" mı hesaplanacaktır?
Ceketlerin yakasına iliştirilen karanfiller kül olduysa bir daha barış olmayacak mıdır?

Hala cayır cayır yanmaktadır ormanlarımız, alevler şehre yürümektedir o sıra.
Asıl yangın başkadır.
Bu topraklarda her kötülüğü haklı çıkaracak mazeretler uydurmak vazgeçilmez olmuştur.
Bu nefret humması sürüp gittikçe yangının külü gözlere dolacak, çöllerin sıcak tülü de boynuna dolanacaktır insanların. Başka nereye?
Aslında çocuklarımızdır yanan.
Bu gerçeği gören ağaçların gözlerinden kaç damla yaş düşer metrekareye?

Ama hangi yangını söndürebilmiş ki; gözyaşları!

Mutluluk Takvimi
Hissettirmeden iyilik yap.
Hiç kimsenin daha sonra değişeceğini umma.
İnsan ol.

Seninle ayrılık
Yolcusu olduk
Kaderin rüzgarı
Tersten esiyor
Ağzı var dili yok
Hatıraların
Uzak şehirlere
Bilet kesiyor

Bu masalda suçlu
Aramayalım
Biz de yavaş yavaş
Azaldık sanki
Şu yalan dünyada
Her şeyimizi
Kaybetmek için
Kazandık belki
Hakkı YALÇIN

Az kullanılmış hayatlara karşı çok kullanışlı kötülükler dünyası!

Nokta!
Yan bahçeye kaçan ateş topunu alabilmektir hayat.
Ama görüyoruz ki yan bahçede benzine ateş üfleyen ejderhaların "maması" var.
Ama madem mesele vatan madem özne ağaç sevdası.
Madem yakılan orman herkesi yakıyor, ağaçlarla birlikte bütün canlılar ve yarınlarımız yanıyor!
Artık bu işin aması maması yok.