Tarihi 29 Temmuz 2021

Baba ve kızı

NİK kız çocuğunun elinden tutmuş, bir deniz kenarında martıları seyrediyordu.
40 yaşlarında bir adam.
Hafta sonunun tadını çıkarıyor diye düşündüm. Beni görünce gülümsedi yanıma geldi, "yazılarınızı okuyorum" dedi, "eskisi kadar sık olmasa da." Noktayı çabuk koydu; "aslında hepinize kırgınım!"
*****
6 yaşlarındaki kızının gözü martılardaydı o sıra, ben adamın yüzüne baktım.
"Herhalde bugünü insanları gücendirmeye ayırdınız?" dedim.
"Yoo" dedi "çocuğuma ayırdım." Kullandığı sözcüğün yetersiz kaldığını hissetti. "Sadece bugünü değil ömrümü çocuğuma ayırdım. Ve ömrüm yettikçe çocuğumun elini hiç bırakmayacağım." Sadece babaların değil devlet babanın da çocukların elinden tutması gerektiğini ikimiz de biliyorduk ama gerçekler askıdaydı artık.
*****
Korkularına yer açtım, birlikte bir bankın üzerine oturduk.
İnsanların içindeki kötülüğün palazlanmasından söz ettik, adaletin ve insanlık onurunun paraya yenildiği düzenden. Kadınların kolayca öldürüldüğü ve çocukları taciz edenlerin korunduğu düzenden.
Hayatın nimetlerini hep birileri alıyordu da hukukun üstünlüğü akıl almaz hesapların altında kalıyordu.
*****
"Kalplerde nefrete yer açılıyor artık, masumiyete oturacak yer kalmadı" dedi, çocuğunun saçlarını okşadı. Minik kız ve babası arasında o kadar güzel bir duygu derinliği vardı ki, annenin yanlarında olmayışını bile merak edip sormadı.
Ama adam açık görüşteki mahkum edasıyla sordu. "Bu memleketin anaları babaları, çocuklarını abazanlara mı büyütsün? Yoksa uyuşturucu çakallarına mı?" Denize attığı taşın yankısını bekledi boşuna. Bir çocuğun hiçbir yerde yalnız kalma hakkı bu topraklarda mevcut değildi artık.
*****
İnsanların televizyonlarda sanal alemde kullandığı cümleleri koydu önüme. Küfredenlerin edepsizlerin fenomen olduğu yeni düzende soytarıların gördüğü itibara baktık.
Hakaretlerin biri bin paraydı da "insanların genleri mi değişti?" diye sordu. Hukukun limanında kendisine ve çocuğuna yer olmadığını söylemekten de çekinmedi.
*****
Yasalara ve insanlara inancını yitirmiş bir babanın yüzüne baktım da umutsuzluğun kafesinde tutsaktı.
Zorbalığın itibarı arttıkça, çakallar korundukça onun korkuları da çocuğuyla birlikte büyüyecekti.
"Anaokullarının bile bir yıllık ücretinin 60 bin lira olduğu bir ülkede bu çocuklar nasıl büyüyecekti?
Ciğeri yanan bütün babalar adına elini sıktım ve gittim.
Benim elimi sıkarken bile diğer eliyle kızının elini bırakmamıştı.
Not: O kız çocuğu babasından başka hiçbir güvencesi olmadığını birkaç yıl sonra daha iyi anlayacak.

Mutluluk Takvimi
Hapishaneye kitap gönder.
Güneşin batışını izle.
Açık renk giyin.
Gerçek limonata yap.

HARİKA BİR DERS
Kadın tatile çıktığı kocasıyla birlikte Bodrum'da renkli elişi eşyalar yapan bir tezgahın başındaydı.
Yapılan eşyaları kötülemek üzerine ahkam kesmeye başladı.
"Çok basit görünüyorlar, bunları ben de yapabilirdim." Kocası da bu görgüsüz kadını onaylayınca konuşmaya kulak misafiri olan bir kadın dayanamadı.
"Evet hanımefendi" dedi, "Bunları siz de yapabilirdiniz ama neden yapmadınız?" Kadın ve kocası tezgahtan "defolup" gittiler!

Uykuyu geceye
Çağırdım gelmedi
Gözlerimin sana
Selamı var

Perdeyi açtım yağmur
Radyoyu açtım Müslüm
O söyledi ben ağladım
Sabaha kadar

Bana mısın demez
Hasret ateşi
Hadi at kalbinden
Atabilirsen
Hiçbir mahkum aşktan
Firar edemez
Hadi yat bu gece
Yatabilirsen
Hakkı YALÇIN