Tarihi 6 Mayıs 2021

Resim çizmek

ELİMDE bir fırça mutluluğun resmini çizmek istedim dün.
Önce gözlerime su serptim sonra manzaraya baktım.
Gökte mavi tamam, ağaçta yeşil harika, toz pembe hayalleri de hesaba kattım.
Renklerle aram iyidir zaten ara sıra kara kara düşünsem de.
Her şeyi tamamladığımı zannederken insanların yüzünden düşen parçaları topladım da bir tuval etmedi. Fırçam da yetmedi böyle bir resmi çizmeye hayal gücüm de.
Gerçeklerim vardı çünkü.

Oturduğum mahallede yolun karşı tarafında tek kolu olmayan yaşlı bir kadın mendil satardı da onu merak ettim.
Yolun kenarına kadar yürüdüm, yerinde yoktu. Sokaklar insan kaynarken mendilci kadının kurallara uyduğunu düşündüm.
Adresini bilmediğim için "inşallah hala yaşıyordur" dedim; "yaşamak sadece nefes almaksa!"

40 yıldır gazetecilik yapıyorum, süresiz basın kartına sahibim ama bu kartın pandemi döneminde çöp kadar hükmü yok.
Çünkü bu ülkede en kolay elde edilen unvan; "gazeteci!" Bizlerin bir ömür vererek sahip olduğu kartlar şimdi herkesin cebinde olabilecek kadar değersiz.
O yüzden "basın kartımı kaybettim yenisini çıkarmaya bile gerek yoktur!"

Açlıktan ölmedikleri muhakkak da sokaklarda bir şeyler satarak geçinen insanlar ne yapıyordur şimdi?
Ramazan'da pide yiyebilmiş midir çocukları, sabahları nasıl uyanıyorlardır?
"Bir futbolcunun 6 ayda kazandığını bir sağlık çalışanı ömrünün sonuna kadar çalışsa kazanamaz" dediğimiz zaman gariban edebiyatı yaptığımız varsayılır ya sayılsın.
Ama ellerinde o kadar imkan varken insanlara yardım elini uzatmayanlar da adam sayılmasın!

Üniversite yıllarımda yazıştığım bir arkadaşımdan 40 yıl sonra mektup aldım.
"İnsan sevdiklerinin adresini de bulur izini de" notuyla başlıyordu mektup.
Elle yazmanın nostaljisi de başkaydı 40 yıl sonra unutulmamış olmanın da.
O yüzdendir ki bizler için eski zaman sevdalarını anlatmak yeni zamanları çirkinlikle donatmaktan bin kere değerlidir.
Sevdiklerimiz de bize benzer.

Düşündüm de ben resim çizmeyi pek beceremiyorum.
Gariban edebiyatını seviyorum, simitçileri, pazarcıları, sokak satıcılarını.
Binecek at dahi bulamadığı zaman dönülmez akşamın ufkuna yürüyenleri.
Amerikan malı bavulların içinden çıkan gazetecileri değil.

Mutluluk Takvimi
Çocuklara ağaç sevgisini öğret.
Yoksula kendi elinle yardım et.
Çift maske tak.

Büyülü bir zamanın
Son gecesiydi
Eski 45'liklerle
Ağırlamıştım seni

Yüzün sanki yabancı
Yağmurla ıslanmıştı
Olanlar çoktan olmuş
Gecenin bir yarısı
Tanımamıştı beni

Söyleyecek sözü
Bitirdiyse aşk
Kalmasına gerek yok
Bilmiyorum
Hangi şarkıda
Uğurlamıştım seni
Hakkı YALÇIN

Bizler bu dünyaya toprağı doyurmak için geldik domuzları doyurmak için değil.
Çocuk olmak

Tarihteki Cenevizli insanların ceviz yiyerek büyüdüğünü düşünmüyorsak çocuk değiliz.
Çocukların hayallerinin yanında bizim bildiklerimiz fındık kabuğunu bile doldurmaz.
Tehditler karşısında terliyor, özgürlüğün cesaretini hissedip korkuyu korkutmuyorsak da çocuk değiliz.
Çocuklar büyükler kadar ödlek değildir çünkü.