Tarihi 4 Mayıs 2021

Özlem!

ADINA "şipşakçı" denen sokak fotoğrafçılarını özlüyor insan, yürürken bile elindeki cep telefonuyla "fingirdeşen" teknolojiye inat.
Dokuz köyden kovulsa da onuncu köye bilet alanları özlüyor insan, her gün yalan söylemekten utanmayanlara inat.

Sadece demir paraları değil düşlerimizi de biriktirdiğimiz kumbaraları özlüyor insan, şimdi ömrümüzü bozuk para gibi harcayanlara inat.
Gökyüzünde süzülen uçurtmaları özlüyor insan, şimdi çocuklarımıza dadanan alçaklara inat.

Meyvelerin sebzelerin içine konduğu kesekağıtlarını özlüyor insan, şimdiki zamanın naylon poşet mezarlığına inat.
İyilik ormanlarına hiç karşılık beklemeden ağaç dikenleri özlüyor insan, şimdi çocuklarımızın ocağına incir ağacı dikenlere inat.

Elle yazılmış hasret kokan mektupları özlüyor insan, şimdi bilgisayarla gönderilen ikiyüzlü maillere inat.
Gençliğimizde özgürlüğün simgesi olan İspanyol paça pantolonları özlüyor insan, şimdi hastalıklı geleceği işaret eden düdük paça pantolonlara inat.

Geceleri ay ışığıyla parlayan yazlık sinemaları özlüyor insan, şimdi televizyon dizilerinde çamura batmış "karaltılara" inat.
Eski zamanların ölümsüz aşklarını özlüyor insan, şimdi aşkını bir gecede Louis Vuitton çantaya satanlara inat.

Kıt kanaat yaşayan ama onurundan zerre kadar ödün vermeyen yürekli sanatçıları özlüyor insan, şimdi kuyruklarını bacaklarının arasına sıkıştıran soytarılara inat.
Gökyüzünde yalnız gezen yıldızları özlüyor insan, şimdi ite kopuğa bile yıldız muamelesi yapan zamana inat.

Hayatını başkaları için harcayan bonkör adamları özlüyor insan, şimdi üç kuruşluk çıkar uğruna dostunu bile sırtından vuran nankörlere inat.
Ekmekle oynayanların ipliğini pazara çıkaranları özlüyor insan, şimdi alnındaki satılık etiketiyle kendini pazarlayanlara inat.

Bir çift göze sevdalanıp ömür boyu tutuklu kalanları özlüyor insan, şimdi çocukları taciz edip özgür kalan çakallara inat.
Eski alışkanlıkların koynumuzda bıraktığı kokuları özlüyor insan, en çok da bebek kokusunu.
Şimdilerde ağızları kan kokan cellatlara inat.

Çocukluk mahallemde Plevne Gazisi yaşlı bir dede vardı da hep sorarlardı ona "yeniden dünyaya gelsen ne olmak istersin?" Cevabı muhteşemdi; "kula kul olmayayım bu bana yeter." Şerefsiz paraya kul olanlardan sonraki zamanı hiç sevmedim.

Mutluluk Takvimi
Ayna karşısında yüz jimnastiği yap.
Birini güldür.
Her şartta vicdanın sesini dinle.


Sen sevdam can
dostum
Sen hayat sen umuttun
Belki de unuttun
Gittiğin yere yakış
Yaralım bu son bakış
Ben sözümü tuttum

Bakma öyle yüzüme
Bir gözlerine bir gidişine
Direnemez gözyaşım

Bugün iki kişiyi birden
Kaybediyorum
Can bildiğim aşkım
Ve en iyi arkadaşım
Hakkı YALÇIN

Şöhret geleceğe borçtur günü gelince pahalıya ödenir.

Kişiye özel!
Pandemi döneminde 11 ay işsiz kalan ve evine ekmek götüremediği için intihar eden iki çocuk babası müzisyeni unutmadım.
Onun gibi sayısız insan can çekişiyor, buna karşılık müzik emekçilerinin haklarını yiyerek parasıyla caka satan züppelere bakıyorum. Onlar kan emiyor da kimse bir şey demiyor. Hukukun zenginliği zenginin hukukuna yenik düşüyorsa vicdanlar ne diyor?
Emsal davalar olduğu halde yıllarca süren fikir hakları davaları mevcut ama bu ülkede mevcut olanların hükmü yok artık.