Tarihi 31 Mart 2021

Mendil

PANDEMİDE vaka sayısı artıyor, insanların sevdiklerini kaybetmeleri bile virüse karşı duyarsız olmalarına engel değil.
Ölümün adresi; kader!
Cehaletin bilime meydan okuması hiçbir zaman bitmez.
Kitap okuyan insan sayısının gittikçe azaldığı bir toplumda!

***

Televizyonlara bakıyorum elinde silah olmayan bir film ya da dizi yok.
Kucağında çocuklu anneye bile silah çekmeyi öğreten diziler bunlar.
Söylemlere bakıyorum sadece nefret varyetesi.
Marketlerde her gün değişen ve insafsızca artan fiyatlar.
Böyle bir ülkede ucuz olan sadece insan canı.
Hele o cana insanların kendileri bile değer vermiyorsa!

***

Bir virüsün dünyayı ele geçirdiği gerçeği inkar edilemezken, imece ruhundan söz etmek zorunludur.
Her insanın aynı zamanda başkalarının yaşamından da sorumlu olduğunu söyleyin bakalım, nasıl cevaplar alacaksınız?
-Başkası beni bağlamaz!
-Maskende neden burnunu kapatmıyorsun?
-Seni bağlamaz!
Böyle durumlarda söylenecek tek söz kalıyor.
-Kendi düşen ağlamaz!

***

Pandeminin böylesine kalleş saldırısı karşısında "kötü duygulardan arınmak adına" ne çok umutlanmıştım.
"Bu savaşı insanlık kazanacak" falan diye.
Düşüncede yenildim.
"İnsanı sadece ölüm terbiye etmez yaşarken bunu başarmak gerekir" diye söylenmiştim kendi kendime.
Yine yenildim.
Gördüm ki başkalarının ekmeğine kan doğramayı bile hüner sayanlar memleketinde, sadece vicdanı olanlar hayatın derinliklerinde geziyor.
Gerisi uzun hikaye!

***

Oturduğum mahallede tek kolu olmayan yaşlı bir kadın mendil satıyor.
Önceki gün yine mendil almaya gittim de gözlerinin nasıl güldüğünü gördüm.
Böyle insanların güzel yaşamak için yeni bir teori geliştirmesine imkan yok. Onlar her şartta hayata dört kolla sarılıyor.
Onlar yok halleriyle bile başkalarının hayatlarına hayat katıyor.
Onlar için yaşamak bir kağıt mendilin içine yazılmış şifrelerde gizlidir, nefrette ve zulümde değil.
Ama birilerinin canına okumayı özellik sayanlar o mendillere sadece burnunu siliyor ve yere atıyor.
Sorumsuzluğun kremalı hayatları kendilerine bunu emrediyor çünkü.

Mutluluk Takvimi
Bugün birinin hayatında melek ol.
Şiir oku sesini kaydet.
Dostlarının arada bir hatırını sor.
Rengini tuttur.


Bardağından içtiğim
Aşkından vazgeçtiğim
Mazinin hatırına
Sana ses etmiyorum

Bu kez halin ağlamaklı
İş işten geçti diyorum
Ziyaretçi edasıyla
Gitmeni bekliyorum

Çok sevmenin günahları
Dökülen gözyaşları
Gecelerin karanlığı
Sabahlara ödenmiştir

Seni canım bildiysem
Ölüp ölüp dirildiysem
Şimdi kalbimden sildiysem
Bütün borcum ödenmiştir
Hakkı YALÇIN

Yaptığından utanmamak kadar utanç verici bir şey yoktur.

Tufan!
Eskiden balıkçılar kıt kanaat geçinirdi ve tuttukları küçük balıkları denize geri gönderirdi.
Şimdi balık tezgahlarında küçücük balıkları görünce, gemisini kurtaran kaptan gerçeğini de görüyorum, "benden sonra tufan" diyenleri de.
Tezgahlardaki fiyatları görünce de diyorum ki; "balıkçıların altındaki lüks cipler sebepsiz değil." Nasılsa denizi de bitmiyor bu ülkenin kerizi de.