Erol Bulut'un yanlışları olmuştur ama bir yol arkadaşlığı da söz konusudur.
Futbolcuların vefasız tavrından sonra bu yolda "arkadaşlık" edilmediğini varsayarım ve Erol Bulut'un sadece gidişine değil makamındayken bile kendisine alınmış bir tavır olduğundan hatta kundakçılıktan şüphe duyarım.
"Demek ki" derim, "Fenerbahçe'de takım içinde takım oluşmuş!" İstedikleri zaman çok olanların bazı maçlarda neden yok olduğunun araştırılması gerektiğini düşünürüm.
Bu futbolcular lig başlayınca başka bir boyuta girerlerse şüphelerimin kanıtı da ortaya dökülecektir.
O zaman da şunu söylerim;
"bunlar Erol Bulut'u sahadaki rakiplerden daha etkili rakip olarak görmüşler!" Biz de bekleyip göreceğiz!
***
Milli takımı izlerken, bizim ligimizde yıllardır aynı tiyatrolarla bizleri kandıranların kendilerini ele verdiğini de görüyorum.
Milli maçlar nedeniyle lige ara verilen haftalarda insanların çoğu kendilerini boşlukta hissederdi ama geçti o devirler.
Milli takım iki futbol devini yenerken sadece haftayı değil yüreklerdeki boşluğu da dolduruyor.
Futbolculara bakıyorum da zerre kadar mücadeleden kopmuyorlar ne hakemle işleri var ne rakiple. Disiplinin ve efendiliğin tarihini yazıyorlar.
Bunun sihri de tümüyle Şenol Güneş'e ait. Hüviyetini kaybetmiş futbola yeni bir kimlik ve zarafet kazandıran adama.
***
Milli takımın bugün çok önemli bir maçı daha var.Hollanda ve Norveç'i yenmek bir futbol devrimiyse Letonya'yı yenmek de o kadar önemli bir eylemdir.
Bütün rakipleri Hollanda ve Norveç gibi görmek ve yine yenmek istiyoruz.
Biz istersek yaparız!
